Yolsuz dersem çık hırsız dersem çıkma!
Türkiye’de uluorta “hırsız” kelimesini kullanan tutuklanıyor! Lise öğrencisi gencin okuldan alınıp tutuklandığı gibi... Böylece hem aynı yaşlardaki gençlere hem de bütün vatandaşlara gözdağı verilmiş oluyor.
Cumhurbaşkanı’na hakaret 9 yıl hapisle cezalandırılan ve Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı bir suçtur. Suç olmanın ötesinde bir insana hakaret etmek, hem günahtır, hem de acizliğin ifadesidir. Fakat ülkede büyük bir hırsızlık düzeni varsa ve şüphelilerin yargılanması iktidar tarafından engelleniyorsa bunu dile getirmek, hakaret suçu oluşturmaz.
***
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın “Ne yazık ki Türkiye, 16 yaşındaki bir çocuğun sözleri sebebiyle tutuklandığı bir döneme tanık olmuştur. Hırsız sözcüğü, Erdoğan’ın en büyük yarasıdır. Yargı bu yaranın sargı bezi midir?” sözleri ise bana 2. Abdülhamit dönemindeki yasak kelimeleri hatırlattı. İddiaya göre Abdülhamit döneminde özgürlük, eşitlik, vatan, hasta, beynelmilel, hal, burun, tahtakurusu gibi kelimeler yasaktı. Burun kelimesi kullanıldığında Abdülhamit’in büyük burnu akla gelir, tahtakurusu denildiğinde ise “tahtı kurusun” olarak anlaşılabilir diye düşünülüyordu.
***
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Yolsuzluk yapan kardeşim olsa kolunu koparırım” dediği anlarda, polis, yurdun dört bir tarafında, hakim kararıyla CHP ve MHP teşkilâtlarını basarak, “Tayyip Erdoğan’ın “Hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer” sözü yazılı pankartları indirmekle meşguldü.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan da iktidarın yolsuzluk ve rüşvet almakla suçlanan ve haklarındaki soruşturmalar kapatılan dört eski bakanı Yüce Divan’a göndermemek için her yolu denediğini belirterek, “Hadi kessenize 4 eski Bakan kardeşinizin kollarını!” dedi!
Davutoğlu “kolunu koparırım” derken, bir hadise atıfta bulunmuş oluyordu aslında. Hz. Muhammed’in, hırsızlık yapmış Fatıma adlı bir kadın getirildiğinde ona el kesme cezası verdiği, aracılık yaparak cezayı hafifletmek isteyenlere, “Hırsızlık yapan, kızım Fatıma dahi olsa elini keserdim” dediği hadis kaynaklarında yazılıdır. Her Müslüman, bu hadisi duymuştur.
CHP ve MHP yöneticilerine küçük bir önerim var. Parti teşkilatları bu hadisi pankart haline getirip assın! Bakalım hangi mahkeme, bir hadisi yasaklayacak?
***
Diğer taraftan, Hayrettin Karaman, “kamu ihalesi verilen iş adamlarının, ihaleyi verenlerin gösterdiği vakfa ihale bedelinin belirli bir yüzdesi kadar bağışta bulunması caizdir” diye anlaşılan bir hüküm verdikten sonra “hırsızlık başka, yolsuzluk başkadır” diye özetlenebilecek son görüşlerinden dolayı, ilahiyatçılar tarafından da çok eleştirildiği için Mehmet Akif” in bir şiirini vererek “bukalemun yaradılışında züppelerin elinde maskara olduğunu” söylüyor...
Eee, siyaset hamamına giren terler. Hani çocuklar saklambaç oynarken, sobelenmiş çocuk, ebe olan çocuk sağa sola bakarken, saklanan çocuğa “elma dersem çık, armut dersem çıkma” diye bağırır ya, bir din araştırmacısı, İslâm’ın hükümlerini ortaya koyacağına, yapılan işin hırsızlık değil, yolsuzluk olduğunu vurgularsa olacağı budur. Halk, rüşvet alanları ve yolsuzluk yapanları da kısaca “hırsız” kabul ediyor. Yoksa ikisi arasında fark bulunduğunu herkes biliyor. Siz dışarıdan algı operasyonu yapmaya kalkışıp, “onlar hırsızlık yapmadı, yolsuzluk yaptı” derseniz, “hırsız derlerse çıkma, yolsuz derlerse çık” diye bağırmış olursunuz ki bunu artık liseli gençler kabul etmiyor!
Bugünün Kubilay’ı olan gençler, İslâm adına yapılan hırsızlığı protesto ediyor. Hem de Ankara’nın göbeğinde, 27 Aralık’ta, Kızılay’da...