Yine Lozan dedi!
Lozan'ı sorgulamak demek, Cumhuriyet'i sorgulamak demektir. Bugünden o döneme bakanlar fena hâlde yanılıyorlar.
En büyük yanılgıları da CHP'yi M. Kemal'in kurduğu parti olarak görmeleri... Bugünün CHP'sini, kuruluş yıllarının CHP'sine yamıyorlar ve "Bugünün CHP'si ne ise o günün CHP'si odur." demeye getiriyorlar; halkı Millî Mücadele'den soğutmak istiyorlar.
Padişahlık hep öne çıkarıldığına göre, Cumhuriyet'e karşı bir tavır geliştirdikleri çok açık.
Neden saplantılarından kurtulamıyorlar? Hani Birinci Meclis (1920-1923), hakikî meclisti? Demek ki, onların nazarında Millî Mücadele'yi yürüten Meclis de, Osmanlı'yı yıkan Meclis!
R. T. Erdoğan yine Lozan'ı diline doladı. Dün de yazmıştım, aklına bir şey takılmışsa asla vazgeçmiyor. Çok insan Lozan'ı "hezimet" demeye gelen sözlerine karşı deliller ortaya koyması karşısında susmuştu. Son açıklamasında susmadığı, kendisini haklı çıkarmak için yol aradığı anlaşılıyor.
Yapmayın! Millî mutabakata en çok ihtiyaç duyduğumuz şu zamanda, Cumhuriyet'i tartışmaya açmayın!
Nutuk'u okursanız, Lozan'ı tartışma açmanın Cumhuriyet'i tartışmaya açmak olduğunu görürsünüz. Lozan Antlaşması'nı imzalayan İsmet Paşa ama arkadan elini tutup imzayı attıran da M. Kemal'dir.
R. T. Erdoğan, Lozan mevzusunda neden CHP'ye yükleniyor ki... Mesele Türkiye'nin meselesi.
R.T. Erdoğan, önceki gün Kocaeli'nde, Afrin Harekâtı'yla ilgili nasıl "başarılı" diplomasi yürüttüklerini anlatırken sözü Millî Mücadele liderlerine getirdi, onların diplomasi yürütemediklerini söyledi:
"Askerimiz bu mücadelesini sürdürürken kararlılığımız devam ediyor. Bizler de Başbakanımız, bakanlarımız ile Ankara'dan diplomasiyi yürütüyoruz. Rusya ile ABD ile dün İngiltere ile Avrupa'nın değişik ülkeleri ile görüşmeleri yapıyoruz. Çünkü biliyorsunuz uluslararası camiaya eğer kendinizi anlatmazsınız, meydanda kazanırsınız, masada kaybedersiniz. Lozan'da öyle olmadı mı? Kılıçdaroğlu'na sorsan Lozan'da kazandığımızı söyler. Ondan sonra da adaların faturasını AK Parti'ye kesmeye kalkar. Adaları siz verdiniz siz. Sizin partinizin başında olanlar verdi. Tarihî dosyaları hazırlatıyorum ve Lozan'da dâhil olmak üzere bunların önüne, milletin önüne bu belgelerle anlatacağız. Görecekler kim nerede neyi vermiş. Öyle yalanlarla, dolanlarla bu milleti aldatamazsınız."
K. Kılıçdaroğlu'na,"Adaları siz verdiniz siz. Sizin partinizin başında olanlar verdi." diyebilmiştir. Lafın nereye varacağını bilmeden bu sözü edebilir mi? M. Kemal Atatürk'ı kastetmediğini kim söyleyebilir?
Savaşın içindeyiz... Şu zamanda, partili de olsa partiler üstü hareket etmesi, herkesi kucaklaması gereken "Reis", mantığı zorlayan bir çıkış yapıyor.
Neyi belgeleriyle ispat edecek ki... Etse ne olur, etmese ne olur!
Lüzumsuzun biri R. T. Erdoğan'a "gazilik" unvanı verilmesi için TBMM Başkanlığı'na müracaat etmiş. "Reis", yoksa o lüzumsuza "Teklif getirin" mi dedi! Sanmıyorum. Ancak yukarıdaki sözlerine bakarsak, "Asıl kahraman benim. Gaziliği ben hak ediyorum." demek istediği neticesine varabiliriz.
Afrin'de, Güneydoğu'da hiçbir karşılık beklemeden harekâtı yürütenler kimler? Yarın bir yazı yayınlayacağım. Oradan bir netice çıkarabilirsiniz.