Yine bize saldırdı

ABD Başkanı Donald Trump, Evangelistlere bel bağlamış. Dolayısıyla Siyonistlere... Evangelistler, Papaz Brunson'ı, evinde mahpus tutulmamızdan dolayı ayaktalar.

Bu yüzden, ülkemizde, bu Evangelistler kimlerdir, ne yapmak istiyorlar, sık yazılıyor, söyleniyor. Kısaca belirtelim: Evangelistler Hristiyan-Musevî karması mezhep mensuplarıdır. "İsrail her şeyimiz. Siyanizm ideolojimizdir. Bu uğurda kelle veririz, Büyük İsrail'in kurulması emelinden asla taviz vermeyiz!" diyen güruh. Ama öyle az uz değiller. 300 milyonluk ABD'nin 100 milyonu bunların kontrolünde. Muazzam bir kitle.

ABD'de Evangelistlere, Siyonistlere biri bir laf etsin artık o bitmiştir; sürüm sürüm süründürürler. Geçen yıllarda ABD'de Yahudi nüfuzunu inceledikleri "Yahudi lobisi ve Amerika'nın Dış Politikası"nı yazan Chicago Üniversitesi'nden Prof. John Mearsheimer ile Harvard Üniversitesi'nden Prof. Stephen M. Walt bayağı zorluklarla karşılaştılar, dersleri bile engellendi. (Bu kitap Türkçeye tercüme edildi. Küre Yayınları.)

Trump denen cins adam, hem mahkemelerden kurtulmak, hem seçimlerde yerini sağlamlaştırmak için bu Evengelistlerle işbirliğine büyük ehemmiyet veriyor. Zihniyeti de onlara uygun. Damadı bir Siyonist. Bu çocuk ne derse Trump ona uyuyor.

İkide bir yazmak istemiyorum... Temiz Yahudiler elbette gani. İsrail'de de bunları gördüm. Mitinglerini takip ettim. Konuştum. Biz art niyetlilerden bahsediyoruz.

Trump, önceki akşam yemekte Evangelist liderleri ağırlamış. Yemeğinde, Papaz Brunson geri getirmek için mücadele verdiklerini anlatmış. İfadesi şöyle: "Brunson'ın serbest kalması için savaşıyoruz."

Evangelist liderler Trump'ı öyle bir alkış tufanına tutmuşlar ki, neredeyse zangırtıdan salonun tavanı çökecek!

İsrail Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınmasındaki emeğinden bahsedince bir şiddetli alkış daha...

Adamların zihniyetine bakın. Emelleri öne geçince, hiçbir hesapları, politikaları olmuyor. Dünyayı yakmaya hazırlar.

ABD'liler denge erozyonuna uğramışlar... Rusya'dan hava savunma sistemi S-400'u alıyoruz... "Hayır alamazsın. Alırsan sana F-35'leri vermem." diyebiliyorlar.

Tavırları akıl dışı... Sana ne? Ver sen Patriotları, ben de Rusya'dan almayayım. Hayır! Sen hava savunma sistemi kuramazsın!

Çok tehlikeli bir bölgedeyiz. Her an bir şey oluyor. ABD, PKK'ya öyle donatıyor ki, onlar için radar bile kuruyor, Türkiye uçak kaldırırsa tespit edecekler, füzeri de var, düşürecekler. Açıkça bize PKK üzerinden savaş açıyorlar.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bunların dengesizliklerine cevabı tam yerinde:

"Amerika patriotları bize satma garantisi veriyor mu? F-35'te bile her gün tehditler, yok kongreden geçmez, yok şu olmaz bu olmaz, hep böyle şartlar. Ama benim hava savunmamı kurmam lâzım. Herkeste füze var, bu füzelere karşı ben kendi ülkemi savunacak sistemi almak durumundayım. Bu benim için bir tercih değil, bir zorunluluk."

Bütün bu gelişmeler şunu gösteriyor: İçte tesanütü sağlamalıyız. Birlikte hareket etme kültürü geliştirmeliyiz. Senin partin benim partim demekten vazgeçmeliyiz. Yüzde 52 hesabı üzerinden politika yürütmemeliyiz. Yüzde 48 de bu vatanın evladı.

Adalet, hak, hukuk... Esas olan bu.

Yazarın Diğer Yazıları