Yenikapı Mitingi 'Türk'te birleştirdi
Fethullah Gülen, Barzanî bölgesinin bir televizyon kanalına konuşmuş. Gazeteler bir bölümün videosunu yayınladılar. PKK'lılarla verilen mücadelede şehit düşenlere açık açık hakaret ediyor. Çok canım sıkıldı, çok üzüldüm. Bu sözlerinin tavzih edilecek hiçbir tarafı yoktur. İleriki günlerde o konuşmanın tamamını buraya alacağım. Halkımız açık bir fikir edinecek. Darbe neticeye ulaşsaydı, dün de dediğim gibi, ülke bölünecekti. Gülen'in konuşmasından bu netice çıkıyor.
Önceki gün, çok şükür vakar içinde bir miting yapıldı. İlk konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ydi... Sözünü nasıl bağladı ve karşısında halk bu sözü üzerine ne yaptı?
Bahçeli sözünü bitirirken "Ne mutlu Türk'üm diyene!" dedi... Müthiş bir alkış koptu. MHP içindeki muhaliflerin değişik şehirlerdeki mitinglerini takip ettim. Onlar da sözlerini "Ne mutlu Türk'üm diyene!" diye bitiriyorlar ve avuçlar kızarana kadar alkışlanıyorlardı. Bu kıyasla demek istediğim şu: Muhalifleri dinleyenler çoklukla mütecanis, hemen hepsi aynı davanın insanları... Alkış normal. Ama Yenikapı'da Bahçeli'yi alkışlayanlar çoklukla Ak Partililer... Alkışlamaları nezaket icabı değildi. Bir inancın, bir farkında olmanın icabıydı. Milyonların önünde oturan R. T. Erdoğan ve Millî Görüş çizgisinden gelenler -Anayasa'dan "Türk"ü sileceklerdi- artık gördüler, "Türk bayrağı" altında herkes "bir" ve "diri" olmak istiyor. (Bu söz de Bahçeli'nin). Miting insanlarımızı asıl "Türk"te birleştirdi. Bu birleştirmenin "ırkî" bir manası düşünülemez. Art niyetsiz "İslâmcılar"ı rahatlatayım; "Türk" bir milletin/ümmetin adı. Yukarıda F. Gülen'in akıl dışı yorumunu hatırlattım. Eğer "Türk"ü silecek bir harekete girişirseniz, sizin de ondan farkınız kalmaz!
***
Size burada tankın karşısına dikilen bir yeğenimin (M. Emin Tekin) kolundan yaralandığını yazmış, hem tank karşısındaki vakur tavrının, hem yaralı hâldeki hâlinin fotoğraflarını yayınlamıştım. Bir başka yeğenim ise, zamanında sırf melânetin kurdurduğu kolejde okudu, diye açığa alınmış ve gözaltı kararı çıkmıştı. (Ak Partililerin hemen hepsini gözaltına almak gerekir o zaman!) Yeğenim hâkim... Kızı sonra savcının karşısına çıkardılar. Allah'tan tutuklanmadı.
Şuraya geleceğim... Ahtapotun kolları her yere ulaşmış... Suçluyu suçsuzu ayırt etmek o kadar güç ki... "Zan"la kimseyi suçlu gösteremezsiniz. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk çok endişeli... Yanlışlıklar yapıldığını söylüyor. Bazı mülkî âmirler kurum amirlerine, "Bana cemaatçi isim bulun!" diye baskı yapıyorlarmış. Demek ki, o âmirler, "Şu kadar Fethullahçı tespit ettim. Nerede benim makamım, nerede benim primim?!" diyecektir.
Bir başka örnek: Önceki gün gazeteler, bir korgeneralin yüzü yara beri içinde bir fotoğrafı yayınlandı. Korgeneralin 15 Temmuz darbe gecesi, kendisini odasına kilitlediği yazılıydı. Bu korgeneral Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanı İlhan Talu. İlhan Talu'nun ağabeyi Erhan Talu MHP'den Kaman (Kırşehir) Belediye Başkanı... Erhan Talu ile konuştum, işin aslını öğrendim... Yarın ele alacağım. Nerede, nasıl yanlışlık yapıldığının, "bilgi kirliliği"nin nelere yol açtığının çarpıcı örneğini vereceğim.