Yeni devlet kuruyorlarmış...

Adamlar yeni devlet kuruyorlarmış.

Şaşırdık mı?

Hayır.

Biz de öyle söylüyoruz zaten. "Bunlar Türkiye'nin içini boşaltıyorlar. Amaçları, devleti yönetmekten çok, kendilerine uygun bir devlet oluşturmaktır" diyorduk. AKP MKYK üyesi Ayhan Oğan bu söylediklerimizi geçen akşam bir televizyon kanalında tartışırken itiraf etti. Dedi ki: "Biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan'dır."

Evet, Erdoğan'dır.

Doğru.

"Bu devleti önce FETÖ ile kurmak için iş birliği yapıldı" dedi benim gibi düşünenler. İlave ediyoruz: "Şimdi de öteki cemaatlerle yeni devleti paylaşarak yönetmek istiyorlar. Bunlardan biri de ENSAR Vakfı. Bu devletin yurttaş tipi de yeni öğretim programıyla ve anlaşmalı paydaşlarla belirleniyor. Başta Aile Bakanlığı ve Millî Eğitim olmak üzere yeni kurulmakta olan devletin yurttaş tipini belirlemeye çalışıyorlar.

Anlaşılan "Ilımlı İslam Devleti'ni" bunlar kuracak.

Millî bayramlara karşı soğukluk buradan geliyor.

İkide bir Atatürk'le ilgili yapılan olumsuz değerlendirmeler de bu kaynaktan besleniyor.

Devlet bürokrasisinin partileşme sebebi de bu.

Bütün devlet dairelerinde AKP ile büyütülen yandaş sendika hâkim. AKP'nin iktidarı gölgesinde büyüyen bir sendika bu. Eskiden FETÖ memur alımlarında söz sahibiydi, şimdi bunlar. FETÖ'den farklı olarak işin bir yerinde paydaş cemaatler kimin ne olacağına karar veriyor.

Geriye kalanlar ise, potansiyel düşman olarak görüldüğü için, fazlalık olarak kabul ediliyor. Fazlalıkların devlet bürokrasisinde iş bulması neredeyse imkânsız. Çünkü yeni devlet, sahibinin sesi olmak istiyor. Zaten en başından önceliğin basına verilmesinin tek sebebi de buydu.

Dikkat ederseniz AKP iktidar olur olmaz doğrudan basına el attı. İlk yaptığı şey, kitleleri kontrol edebilmek için genel basını ele geçirmekti.

Başardı.

Sonra, 24 saat Erdoğan'ın tek tabanca konuştuğu TV kanalları ortaya çıktı.

Öyle ki, sırf kara propaganda görevi üstlenen birkaç TV kanalı bile kuruldu. Bunların işi gücü bir gerçekliği kullanarak olayları çarpıtmak. Örneğin "Hatırlayın.. Filan tarihte Savaş Ay, hastanelerin tuvaletlerini böyle gösteriyordu. Şimdi?.." diyen bir film izlemeye başladınız mı anlayın ki kara propagandanın tam karşısındasınız. Birileri eline uyutma madalyonunu almış "buraya bak" deyip sallıyor. Daldınsa başka dünyalara gittin, ayıkırsan ne âlâ.

Çünkü rahmetli Savaş Ay'ın gösterdiği olumsuz hastane tuvaletleri, yahut karaborsa vb. şeyler, uç örneklerdi. Savaş Ay, "Bu gördükleriniz tüm hastanelerin en temel gerçeği" demiyordu ki.. "Şu hastane kötü yönetiliyor" deyip, devleti yönetenlerin dikkatini çekiyor, böyle yapanları bizi de çekerler dedirtip korkutuyor, kamu kurumlarının düzene girmesini sağlıyordu. Aynı program esprisiyle yüzlerce benzer görüntüyü şimdi çekmek pekâlâ mümkündür. Demek istediğim, söylenenler ve orada gösterilenler, bir devlet politikası değil, herhangi bir devlet dairesinin kötü yönetilmesinin bir sonucudur.

Eski-Yeni kıyaslamasıyla zihinleri çarpıtanlar, aynı zamanda başörtücü ve sıkı birer Müslümanlar. Onlara göre, kendileri dışındakiler, CHP zihniyetindeler ve o zihniyet de büyük ihtimalle dinsizin ta kendisidir.

Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni Türkiye bu yalanların üzerine bina ediliyor. Bu sebeple 2023'te çatısını bağlamayı planlasalar da temel de duvarlar da sağlam değil. Yıkımı çok basit.. Tüm yalanları çek altından.. Kaysın gitsin..

NOT. Sevgili okuyucularım.. Eylül'ün ikinci haftasına kadar izninizi istiyorum. 13 Eylül'de görüşmek dileği ile esen kalınız..

Yazarın Diğer Yazıları