Yeni aydınlanma çağımız hayırlı olsun!

Gelişen seçmen kültürümüzün, özellikle de Ankara'nın doğusunda alttan alta gerçekleşmiş olan büyük bilinçlenmenin gözünü seveyim…

Tam 11 bin 507 sandıktan bir tane olsun 'geçersiz oy' çıkmamış… Ankara'nın doğusu demokrasiyi o kadar içselleştirmiş o kadar içselleştirmiş ki binlerce sandıkta tek fire vermemiş…

Işığın doğudan gelmesi gibi demokratik bilinç de doğudan geliyor memleketin üzerine… Biz buna 'yeni aydınlanma çağı' diyoruz… Batı aydınlanmasının temelinde Immanuel Kant'lar, Descartes'lar, Montesquieu'lar varsa, bizdeki aydınlanmanın temelinde de Muhtar Kudbettin'ler ve kamuyu temsil eden nice demokrasi kahramanı var…

Batı aydınlanmasında felsefe ekolleri, amprizm, bilimsel teknikler, kitaplar, gazeteler vardı… Bizim aydınlanmamızda ise Bembeyaz tv'ler, Yaaaaaahaber'ler hakkıyla yer aldı…

***

Düşünebiliyor musunuz, son seçimlerde Kuzey Kore'de oylamaya katılma oranı yüzde 99.97… Yani 10 binde 3 fire söz konusu… Bizde tamamı yine Ankara'nın doğusunda olmak üzere 263 adet (Allah nazarlardan esirgesin) sandık var… Katılım yüzde 100… Geçerli oy yüzde 100… Ve tabii ki 'evet' yüzde 100…

Muhtemelen Kuzey Kore lideri bizdeki bu başarının sırrının araştırıyor ve en kısa zamanda ülkesine ithal edecek… Çankaya'da bile 7 bin oyun geçersiz kullanılması, buna karşılık ülkemizin geri kalmışlıkla suçlanan bölgelerinde demokratik kültürün sandık sandık filiz vermiş olması gerçekten gelecek için ümit vericiydi…

***

Zavallı komünistler yıllarca "İşçi-köylü devrimi olacak" diye çırpındılar, gözlerini ufka mıhlayarak 'ha bugün ha yarın' diye diye beklediler… İşçiler ve köylüler 'demokratik devrimci işbirliği' yapacaklardı ve komünizmi getireceklerdi…

O komünistlerin iyi ki çoğu toprak oldu da bugünkü 'ters kroşe'yi göremediler… Köylü devrim yapmasına yaptı da tersten yaptı… Marks bu tabloyu görseydi kendisini şaraba vurmuş, ideolojiyi mideolojiyi bırakmış, sürrealist şiir denemeleri yapıyor olurdu…

***

Dünyada yüzde 100'ü tutturan başka örnekler de var elbette… Meselâ Saddam Hüseyin 2002 başkanlık seçiminde oyların tamamını alarak dünyaya eşi benzeri görülmemiş bir demokrasi ve başarılı kampanya dersi vermişti…

Derbeder Castro kardeşler Küba seçimlerinde hep yüzde 99'larda kaldılar, maalesef hiç yüzde 100 alamadılar… Hüsnü Mübarek Mısır'da yapılan tam demokratik seçimlerde yüzde 97'leri görmüş, Suriye'de Esat ise son seçimlerde yüzde 88.7 almıştı…

***

İşin sırrı seçmenin bilinçlenmesinde ve yeteri miktarda seçmen kültürüne sahip olmasında… Batı bu modeli kıskanmayacak, nazar etmeyecek, daha çok çalışacak ve sonunda onların da olacak…

Cern deneyi, Mars'a tur, elektrik üreten kıyafet, elektronik doktor, düşünce okuyan alış veriş arabası gibi lüzumsuz işlerle uğraşacağına, içinden 'geçersiz oy' çıkmayan, gelmeyenin yerine düşünce okuyup oy kullanan ve mümkünse Üsküdar'dan hızla geçen on binlerce sandık yapacak…

***

AGİT filan hikâye… Devleti besleyen şehirlerdeki 'hayır'lar, devletin beslediği kırsal/yarı-kırsal'daki 'evet'leri geçememiştir… Sandıklara 'yüzde 100' şeklinde yansıyan siyasî bilinç işi bitirmiştir!..

Bir modern ülkede bununla ancak gurur duyulur… Ankara, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerin iradeleri seçim sonuçlarını değiştirecek çapa ulaşamadığı için, demokrasi tarihimizde bir istisna meydana gelmiş, taşra demokratik kültürü omuzlayarak memleket mukadderatına el koymuştur… Esnaf-köylü ağırlıklı seçmenlerin üstün başarısı memur-işçi ağırlıklı seçmen dilimini yenmiş ve yeni bir sistem inşa etmiştir…

Bu sonuçta Ankara'nın doğusunda birden ortaya çıkan demokratik bilinç ve 'firesiz' seçmen kültürünün büyük payı söz konusudur…

Biz buna kendi aramızda 'yeni aydınlanma çağı' diyoruz… Bundan sonrasını Leibniz'le Diderot düşünsün…

Yazarın Diğer Yazıları