Yazık değil mi bu insanlara?
Çok değil daha 20 gün önce 150 kişiyi kapının önüne koyan Körfez sermayeli banka, geçen hafta bir kez daha katliam gibi işten çıkartma yaptı.
Hedefinde yine yıllarını bu bankaya vermiş insanlar vardı.
Kimi 10 yıllık, kimi 15 yıllık. Hepsinin hayatı bu bankada ve bu meslekte geçmişti.
Kiminin yaşı 40, kiminin ise 38.
Başarısız değillerdi. Bankanın kendi kafasına göre uydurduğu ve dünyada bir eşi benzeri olmayan performans sistemine göre bile başarılı olmuş kişiler geçen haftanın son işlem gününde işten çıkartıldı.
Kimi Alanya ilçesinden Antalya'ya, kimi Bolu'dan Bursa'ya kimi ise yüzlerce kilometre uzaklıktan bankanın bölge müdürlüklerine çağrıldılar.
Yine bir eşi benzeri olmayan yöntem ile kovuldular.
***
Bankacılar arasında icatçı banka olarak bilinen bu yabancı kurumun işten çıkartma yöntemi insan onurunu ayaklar altına alan cinsten.
Bankacı; bölge yöneticisi tarafından, müdürüne bile haber verilmeden bir bahane ile bölge müdürlüğüne çağrılıyor. Personel banka şubesinden çıktığı an bilgisayar ekranı kilitleniyor. Her hangi bir yazışma yapmasın, her hangi bir yöneticisine sitem dolu yazmasın diye.
Yani bir anda potansiyel tehlike olarak görülüyor.
Şube ile bağlı bulunduğu bölge müdürlüklerinin uzaklıkları değişebiliyor.
Mesela Aydın'dan İzmir'e, Denizli'den Antalya'ya gitmek zorunda kalıyor işten çıkartılacak kişi.
Neden?
Kovulmak için. Her halde bir Avrupa ülkesinde olsa, yapılan acımasız ve onur kırıcı yöntemden dolayı bu bankayı tazminata mahkûm ettirirlerdi.
Ama burası Türkiye. Ve bu banka da Körfez sermayeli bir ülkenin.
Böyle olunca bu bankaya ne BDDK ne de Çalışma Bakanlığı ses çıkartır.
Bankacılık kulislerinde artık bu ayrıcalık açık açık ifade ediliyor. Bugüne kadar bu bankanın yaptığı birçok yanlış hareket, basında belgeleriyle çıkmasına karşın hiçbir denetleyici kurum bir işlem yapmadı.
***
İşte bu banka artık kovacağı personeli ayağına çağırıyor.
Gerekçesi ise norm fazlalığı.
Bunun norm fazlalığı olmadığını herkes biliyor aslında ama kimse sesini çıkartamıyor. Bankacının yapacağı tek bir şey var o da beddua etmek. Sosyal medyada bu banka yöneticileri hakkında o kadar çok beddua paylaşılıyor ki!
Çünkü bir şey yapamıyorlar. Çünkü bu banka Körfez sermayeli ve ona kimse dokunmuyor.
Norm fazlalığı diye çok sayıda kişiyi işten çıkarttığı gün bu bankanın kariyer sitelerindeki personel alımı ilanı dikkat çekiyor.
Lise mezunu personel alımı. Tabii ki asgari ücret artı yaptığı satış kadar prim. Bu banka ipin ucunu o kadar kaçırmış ki, bu bankaya çalışmak için arkadaşını getirirsen 250 lira alıyorsun.
Çalışma koşulları belli. Tıpkı tencere tava satıcıları gibi mahalle mahalle, sokak sokak hatta ev ev dolaşıp kredi kartı verip kredi satacaksın.
Eskiden bankacılar bankada olurdu. Şimdi sokaklarda dolaşıyor. Asgari ücret artı prim.
Genelde bu işe kariyer yaparım diyen gençler başvuruyor ama kısa süre sonra bırakıyor. Çünkü ekonomik kriz yaşayan bu ülkede verilen hedefleri tutturmak mümkün değil.
Zaten banka da biliyor bunun tutmayacağını. Onların amacı bu hedefleri verip kişiyi başarısız kılmak ve prim vermemek. Yani yaptığı kadarını yapacak ama asgari ücrete kalacak.
Bir bankanın binlerce personeli kan ağlıyor, feryat ediyor ve dahası büyük ah ediyor.
Emin olun ki, bu mağdur insanların ve çocuklarının ahı ne bu banka yöneticilerinin ne de onları denetlemesi gerekirken "sırf Körfez sermayeli" olduğu için susanların peşini bırakmayacaktır.
Bugün olmasa bile yarın...
Unutmasınlar başarı diye aldıkları o paraları bugün için çocuklarına yedirebiliyorlar ama o ekmekte binlerce insanın ahı var.
Başka söyleyecek bir söz yok!