Yaşar Nuri Hoca böyle anılacak...

Cemaatin, "Hz. İsa etrafında bütünleşelim" dediği ve aydınların tutuklanmaya başlandığı o zor günlerde biz "Bu ülkenin insanları olarak, millî duyarlılıkta Atatürk etrafında, dini duyarlılıkta da Hz. Muhammed etrafında birleşelim" diyorduk.

Bu tavrımız sebebiyle, Yaşar Nuri Öztürk, bir toplantıda karşılaştığımızda, herkesin duyacağı şekilde, bana ve Hayri Köklü'ye seslenerek, "Sizi tebrik ediyorum, asıl adamlık bugün lazım. Siz onu yapıyorsunuz" demişti.

Yaşar Nuri Hoca, aynı tespit üzerinden önemli uyarılar yapacak ve şöyle diyecekti.

"* Emperyalist ruh ve emellerini bugün küreselleşme perdesi altında yaşatan Batı, işte bu yüzden İslâm dünyasında iki mirasın tahribini esas almıştır, stratejilerinin omurgasına oturtmuştur. Bu miraslardan birincisi, Hazreti Muhammed (Mustafa) mirasıdır; yani, İslâm'dır; ikincisi de Mustafa (Kemal) mirası; yani, Atatürk Cumhuriyetidir.

* Hazreti Muhammed mirasını çökertmek için Hazreti Muhammed'e hakaret ve Muhammed devrinin bittiğine ilişkin kampanyalar açıldı Batı'da. İki strateji belirlenmiştir bu noktada: Birisi, Muhammed'e hakaret; birisi de, İsa'yı tek kurtarıcı olarak tekrar geri getirmek. Birinci strateji Müslüman düşmanı Batılılara yazdırılıp çizdirilen hakaretlerle yürütülürken, ikinci strateji Türkiye'deki dinci cemaatlerin İsa methiyeleriyle kotarılmıştır.

* Atatürk mirasına yönelen şer ise tahribatını üç başlık altında öne çıkarmaktadır. Kişiden gittiğinde Atatürk'e saldırmakta, ilkeden gittiğinde laikliğe saldırmakta, kuvvet ve kurumdan gittiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırmaktadır.

Türkiye'yi ve Türk Devletinin egemenliğini tahrip siyasetlerinin saldırı hedeflerinde daima bu üç değer vardır.

* Atatürk mirasını bir direnç gücü olmaktan çıkarıp, Anadolu'da 1071 Malazgirt'ten beri sürdürülen kavgayı tamamlamak istiyorlar. Kurtuluş Savaşı gibi muhteşem ve müthiş bir destanı yazmış milletin çocukları, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak için gereken ateşi, kendi topraklarından yaratacak gücü gösterecektir.

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, "İnsanlığı Kemiren İhanet: Dincilik" kitabının girişine Giordano Bruno'nun bir sözünü koymuştu:

"Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanır."

İşte bu durum münafıklığın ta kendisidir."

Siyasi münafıklığı, Yaşar Nuri Öztürk, Mâûn Suresi kitabında şöyle incelemişti:

"Kur'an, mümin, kâfir, münafık, müşrik gibi inanç kimliklerine Mâûn suresi ile bir tip daha ekliyor: Mürai! Mürai, sadece inanç tiplerinin en şeriri değildir; o aynı zamanda mahlûkların da en şeriridir. Mürai, inanç durumu, menfaatlerine göre sürekli değişen bir tiptir! Bu tip mahlûklar, görünürde inanır; ibadet ve taata devam eder ama riyakârdır, din ve ibadetle sağladığı itibarı halkın malını talan etmek için kullanır."

Hoca, görüşlerini 2006 yılının 23 Nisan günü Meclis kürsüsünden de söyleme fırsatı bulmuştu:

"Egemenliğimizin daha ilk günlerinden beri karşılaştığı temel tehlikelerin birincisi irticaî tehdit, ikincisi bölücü tehdittir.

İrtica, dinin ihanet aracı yapılması halinde vücut bulan kötülüğün adıdır. İrtica, tarihte hep Hristiyan Batı çıkarlarına kullanılmış ve işletilmiştir. Günümüzde daha çok 'siyasal İslâm' unvanıyla Batı tarafından sahneye çıkarılan irtica, tarihi boyunca desteği, itibarı, alkışı Müslümanlardan almış; ama hizmeti, bilerek veya bilmeyerek, bir biçimde Batı emperyalizmine vermiştir.

İslâm'ın ana kaynağı Kur'an, irticaı, hem de irtica kökünden bir kelime kullanarak 'ehli kitap hesabına işleyen fitne' olarak tanıtmaktadır."

Yaşar Nuri Hoca, eserleriyle bu büyük fitnenin karşısında durmaya devam edecek. Allah rahmet eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları