Yaşam kalitemiz düştü
8 Ekimde başlayan şiddet eylemleri, ekonomide her zamankinden daha fazla tahribat yapmıştır. Ekonominin içinde bulunduğu sorunlara bir daha bakarsak, bu tahribatı daha iyi anlarız ..
2 yıldan beridir uluslararası kurumlar, IMF ve ABD Merkez Bankası FED, Türk ekonomisi için aşırı kırılgan teşhisi koymuştur. Şiddet eylemleri bu kırılganlığı artırmıştır. Kırılganlık arttı gerekçesi ile raiting kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürürse yabancı sermaye girişinde de sorun yaşarız.
Zira cari açık, sıcak para, yabancı sermaye girişi ile finanse ediliyor. Şiddet eylemleri devam ederse ve siyasi irade de çelişki içinde olursa maalesef sıcak para ve yabancı sermaye girişi azalacak ve mevcut olan yabancı sermaye de çıkış yolları arayacaktır. Sermaye ürkektir. Yerli sermaye de, ya yatırım yapmayacak veya yurt dışına çıkmaya çalışacaktır.
Zaten bu sene sabit sermaye yatırımlarının geçen seneye göre yaklaşık yüzde 2 dolayında gerileyeceği bekleniyor. Yatırım yapılmayınca yaşamakta olduğumuz düşük büyüme, bir ekonomik daralmaya ve bir krize dönüşebilir. Bu şartlarda işsizlik artar ve bu işsizlik yeni sosyal sorunlar yaratır.
Özetle, şiddet olayları ekonomiye atılmış bir bombadır. Halkı sokağa davet edenler ve şiddet olaylarına katılanlar kendilerinin de aynı gemide olduklarını unutmasınlar.
Öte yandan ekonomi insan içindir. Ekonomide özetin özeti insanın yaşam kalitesidir. Terör ve şiddet olayları halkın düşük olan yaşam kalitesini daha da düşürmektedir.
Bu güne kadar zaten halkın yaşam kalitesi düşük idi... Bunu en son olarak Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nin yayınladığı Kaliteli Yaşam Endeksi’nde görüyoruz. Bu endekste Türkiye son sırada yer aldı ve yaşaması en zor ülke olarak gösterildi.
OECD endeksinde üye olan 34 ülkenin aşağıdaki tabloda konut, gelir, iş imkanları, toplum, eğitim, çevre, şeffaflık, sağlık, hayat memnuniyeti, güvenlik ve iş-özel hayat dengesi kriterleri yer alıyor.
Endeksin hazırlanmasında kullanılan 11 kriterin tamamı göz önüne alındığında Türkiye, Brezilya, Şili ve Meksika’nın ardından en sonuncu oldu. Listenin en üst sırasında ise Avustralya yer aldı.
Yabancılar her sene aşağı-yukarı Türkiye’den 3 milyar dolarlık gayrimenkul alıyor. Akdeniz ve ege bölgelerinde konut alıyor. Türkiye’de yaşamak istiyor. OECD raporunu okuyanlar her halde Türkiye’de yaşamak isteklerini bir daha düşüneceklerdir.
OECD raporunda işsizliğin kaliteli yaşam için büyük önem taşıdığına da dikkat çekiliyor. OECD ortalaması olarak çalışma yaşında olanların yüzde 66’sının işi varken, Türkiye’de bu oran yüzde 48’de kalıyor.
Bu sene lise eğitiminde sorun yaşamayan aile yok.. Aile İstanbul’un bir ucunda, çocuğu İstanbul’un diğer ucundaki liseye verilmiş. Toplum bu sorunları yaşarken, OECD raporundan farklı bir sonuç çıkması zaten beklenemez. Mamafih, rapordaTürkiye, 34 OECD ülkesi içinde eğitimde de sonuncu sırada yer alıyor.