Yalap şalap bir dış politika...

Mehmet Dülger, gazeteci, yazar ve siyasetçi bir babanın, Bahadır Dülger'in evlâdı; Bahadır Bey, Yassıada sakini olmuş fakat cezası Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından affedilmiş eski bir Demokrat Partili...

Mehmet Dülger de merhum babası gibi, uzun süre milletvekili olarak görev yaptı ve TBMM Dış İşleri Komisyonu Başkanlığı görevinde bulundu.

Geçenlerde, Türkiye'nin dış politikasına ilişkin bir soruya şu cevabı verdi:

"AKP'nin dış politikası, iç politikada da olduğu gibi önü arkası pek düşünülmeyen, gündelik ve çoğu zaman, Dışişleri Bakanlığı gelenekleriyle olduğu kadar uluslararası teamüllerle de bağdaşmayan çelişkili hamlelerle doldurulmuştur.

Ciddi tenakuzların varlığı, uzun vadeli tahminler yapabilme eksikliği, birikimleri tartışmalı zihinlerde oluşmuş politikaların zaman içinde ortaya koyduğu çizgi ve bu durumun oluşturduğu itibar zaafları, bence dış politikamızın bugünkü sorunlarının ana sebepleridir. Zamanla daha makul bir düzeye gelinmesini ümit etmek istiyorum."

Objektif bir dış politika değerlendirmesi...

Yüzeysel gibi gözükse de derinliği olan tespitlerden ibaret özlü bir analiz...

Bu minicik değerlendirme inşâllah dış politikayla ilgili olanların derlenip toparlanmalarına vesile olur!

DERKENAR

Dış politikamızda dikkat çeken zaafları ortadan kaldırmak zorundayız. Fırat'ın doğusuna kadar sürdüreceğiz dediğimiz harekâtın, NATO ülkeleri arasında derin düşmanlıklara neden olmamasını sağlamak lâzım. Menbiç'i de kapsayacak harekâtın karşısına, ABD'nin dikileceği anlaşılıyor. Bu, iki ülkenin arasını açmakla kalmaz, NATO'nun da zedelenmesine neden olur. Gerek Washington'un, gerek Ankara'nın bunu öncelikle ve enine boyuna düşünerek, gelişmeleri tehlikeli boyuta taşımamaları gerekiyor. ABD, terör çetelerini kullanarak Suriye'de egemen güç olma sevdasından vazgeçmeli.

Geleceğe sahip çıkalım

Toplumun dimdik durması, çağdaş hale gelmesi, kaynaklarını doğru dürüst kullanır olması, ülkenin geleceğinde söz sahibi çocukların iyi yetiştirilmesine bağlı değil mi...

Uzmanlara göre bağlı...

O nedenle analara babalara, öğretmenlere ve akademisyenlere büyük görev düşüyor...

Çocuklarımızı iyi yetiştirmek, çağdaş düşünce sahibi yapmak, millî duygu ve düşüncelerle donatmak ve bütün yeteneklerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olmak, ilk görevimiz olmalı...

Salim Koçak, çocuk hikâyeleri ve romanları yazan, çocuğa ilişkin araştırmalar yapan bir yazar...

Onun bir çalışmasını okudum, önemli gördüğüm için bir bölümünü yayınlıyorum:

"Felsefesi olmayan eğitim sistemi olmaz. Öylesi kaos olur, sistemsizlik olur, kargaşa olur, anarşi olur. Doğru felsefe de her şeyden önce çocuğun ne olduğunu doğru tanımlamaktan ve onu doğru tanımaktan geçer.

Çocuklara tercih, söz, kendini savunma, inisiyatif kullanma, cevap ve konuşma hakkı vermez, bir de "Şuna bak hele! Bir de cevap veriyor..." dersek, vermek istediklerimizi almaları mümkün olur mu...

Alman düşünürü Schopenhauer'ın, "Her çocuk biraz dâhidir" demesine karşılık bizler "Güldürme insanı" diyorsak, çocukları tanımadığımızı daha başka nasıl kanıtlamış oluruz...

Rus yazarı Yevgeniy Zamyatin de "Çocuklar en atılgan filozoflardır. Çünkü durmadan soru sorarlar" derken bizler soru sormalarına izin vermek bir yana "Büyü de ondan sonra konuş" deyip geçmez miyiz...

Denemeler'in yazarı Montaigne'nin söylediği ise şu:

-Eğer çocuğunuza kendiliğinden bir şeyler yapma özgürlüğü tanımazsanız, onu korkak bir köle yaparsınız...

Nitekim -hani neredeyse- her çocuk ailesinin kölesi değilse bile şamar oğlanı değil midir... Kaçımız çocuğumuza kendiliğinden bir şeyler yapma özgürlüğü tanıyoruz; tanıyanlarımız da ne kadar tanıyor...

Hem de çocuğu sosyal hayatın içine taşıyan, devlet erkânının önünde yürüten, resim sergisine götüren, bir resmi konuğunun da bulunduğu masasına alan, başbakanla arasına oturtan bir Atatürk gerçeği varken...

***

Çocuklara sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmak demektir!

BİR ÖNERİ

meralabla.com sitesini izlemiyorsanız lütfen izleyin. Herkese siyasal hayattaki gelişmeleri kolayca takip imkanı sağlayacak bir site... Henüz genişleme sürecinde, yakın zamanda epey takipçisi olabilir...Tıpkı gazeteler gibi, haber siteleri de ancak okurlarıyla büyür ve yürür... meralabla.com da okurlarıyla büyüyecek, gelişecek ve yurttaşların haber alma hakkına katkılarda bulunacak bir site.

Yazarın Diğer Yazıları