Yalan haberciler
Bunca yıl habercilik yaptım. Haber merkezleri yönettim. Genel Yayın Müdürlüğü'nde bulundum. Böylesi bir dönem yaşamadım. "Yandan kurmalı" diye nitelendirdiğim bu kadar çok düzmece haber üreteni bir arada görmedim.
Asıl acıtan, bir dönem bunların bazılarıyla çalışmış olmam. Yalan lafı bile hafif kalan "düzmece haber" üretenler var. Başka tuhaflık, yıllarca "ben Sosyal Demokratım. CHP'liyim" diye dolaşan yine bunlar. Tezgahları ortaya çıkınca da, beni zorladılar diyecek kadar pişkinler.
Sipariş ve düzmece haberlerin sonuncusu üç gün önce manşetten verildi. "Tuncay Özkan, Bülent Tezcan'ı yumrukladı". Karalanmaya çalışılan bu ikili anında basın toplantısı düzenledi. Söyledikleri çok net; "Bunları uyduranlarla mahkemede hesaplaşacağız." Bu tavır şu gerçeğin ifadesi; "CHP, medya mensuplarını dava etmemekten artık vaz geçti".
Pek çoğunuzun "kim bu" diyerek merak ettiği ismi şimdi açıklayacağım; Ercan Öztürk. Bu muhabir yıllar yılı gönül verdiğini söylediği parti aleyhinde haber yapmakla ünlendi.
Hedeflerinden biri de Hasan Akgün. Büyükçekmece Belediye Başkanıyla ilgili o kadar gerçek dışı ve tekrar yayınlara imza attı ki pes doğrusu. Öztürk ürettiği yalanları birleştirip iftiralarına devam ediyor. Dua etsin başkan Akgün'ün prensibi "Allah'ından bulsun"dur. Ercan Öztürk'e tavsiyem bir an önce gerçek haberciliğe dönüş yapması.
Bir başkası
Aynı yayın organında Öztürk'ün amiri konumunda olan birinden de söz edeceğim. Bu yönetici, mesleğe benim yanımda başladı. Çalışmasıyla bugünlere kadar ulaştı. Suyun Ütesi bir ailenin çocuğu. Hasta Galatasaraylı. Bunlara lafım yok. Ne zaman ki Serdar Turgut yollandı bu çocuğun çizgisi değişti. Yeni yönetmen İsmail Küçükkaya görevi devraldığı gün bizimki bütün değerlerini değiştirdi. Yörük oldu. Tuttuğu takım ise Beşiktaş'a dönüştü. Yani Küçükkaya'nın çizgilerine büründü. Onu bir kenara çekip "sen ne yapıyorsun?" diye sorduğumda aldığım cevap; "N'olur idare et abi" olmuştu. Bugünlük sanırım yeter. İleride 3 Temmuz sürecinde bir arkadaşıyla birlikte hazırladığı Aziz Yıldırım'ı cezaevine götüren kitaptan da bahsederim. Bu arada bir gazeteci olarak bunları yazmaktan hicap duyduğumu itiraf etmeliyim.
***
Rusların oyunu
Avrupa Wus'Hu/Kung Fu Şampiyonası Moskova'da yapıldı. Türkiye'de her geçen gün gelişen lisanslı sporcu sayısı yüz binleri geçen bu dala ilgimiz ortada. Geçen defa elde ettiğimiz şampiyonluğu bu kez Ruslar engelledi. Ne yaptılar biliyor musunuz? Başörtülü kızlarımızı puanlama dışı bıraktılar. Yetmedi, Avrupa ve Dünya birincisi gençleri hakem oyunlarına getirdiler.
Bütün bu numaralara rağmen 47 sporcumuz 15'i altın, 11'i gümüş ve 18'i bronz toplam 44 madalya elde etti.
TRT Spor'daki Orhan Ayhan'la bu şampiyonaya ayrılmıştı. Kurucu başkan Abdurrahman Akyüz'ün haksızlıklara isyanı gündeme taşındı. En güzeli pırıl pırıl genç sporcular konuşturulup tanıtıldı. Çeşitli numaralarla kürsüye çıkarılmayan gerçek şampiyonlar içlerini döktüler. Zeynep, Ayşe, Necmettin'in azmini izledik. İçlerinde en küçük olan Elif'in sözleri yüreğimize işledi.
Perde gerisindeki kahramanlar Yekta Seren, Salih Orhan, İsam Akgül, Fatma Akyüz ve diğerlerine konuşma hakkı verildi. Size net bir şey söyleyebilirim; "Bu ekip 2019'da yapılacak dünya şampiyonluğunu kazanacaktır". Gerekçem, gözlerdeki azim. Hepsine başarılar diliyorum.
***
MESAJLAR:
Av. Hanifi Sancar Karaca ve A. İhsan Sağlam'ın mesajlarına teşekkür ediyorum. Onların şahsında tüm okurlarıma sevgilerimi iletiyorum.
İsa Yıldırım, iki günlük gezi için geldiği İstanbul'dan izlenimlerini aktarıyor; "Adaları gezip, dönerken içim acıdı. Güzelim şehre ne olmuş böyle. Dikey/çarpık yapılaşma ile canına okunmuş. İstanbul'un o ucubeleri için yerel yöneticilere bir daha koltuk yüzü göstermemek gerekir."
...
Frankfurt'tan yazan Aydın Azap iyi Beşiktaşlılardan. Öngörülerine aynen katılıyorum. Bilsin ki bunlarda yalnız değil.