Ya tecavüzcüler affedilirse!..
"Cezaevinde yatan Ülkücülere af" diye pazarlanılarak yola çıkıldı. "Tak" diye işin içine mafya tartışmaları girdi. "Tuk" diye torbacılar musallat oldu. En sonunda "tuk" dedi yerel seçimlerde Cumhur İttifakı'nın bozulmasına vesile oldu.
"Tak, tuk, tuk" dedi de af suyunu çekti pilav mı oldu?.. Bahsetmiştim, sarayda af çalışmaları devam ediyor diye.. Biraz daha fazla ayrıntıya ulaşmak nasip oldu. Hem de ne ayrıntı!.. R. Erdoğan, "devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir. Ama kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur" tavrında başından sonuna kadar ısrarcı oldu. "50 bini aşkın uyuşturucu satıcısının cezaevlerinde olduğu günlerde, biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız?" sözlerine de Devlet Bahçeli güya çok sinirlendi. Asabı fena halde bozulan Bahçeli "tak, tuk, tuk" diye masaya sertçe vurarak ittifakı darmaduman etti!.. Tiyatronun devam eden perdelerini izlemeye devam edin, bendeniz size af ne alemde haberi vereyim;
Saray cenahında, yerel seçim öncesinde "toplumsal mutabakatı formüle eden" bir affın çıkmasına kesin gözle bakılıyor. Kaynaklarımın anlattıklarına göre, "toplumda karşılığı olmayan/kalmayan kamu davalarına yönelik" bir af çalışması yapılıyor. Üzerinde çalışılan formüllere göre, boşu boşuna açılan karşılığı olmayan çok çeşitli kamu davaları varmış. Bunlar ortadan kaldırılacakmış. Sizi daha fazla meraklandırmadan bomba haberi vereceğim ama önce bir hatırlatma;
AKP bir gece ansızın torba yasa operasyonu yapıyordu, bomba patlayınca, son Başbakan Binali Yıldırım "Olay şudur; yaşı tutmayan, erken yaşta, reşit olmayan yaşta evlenenler var. Yasaları bilmiyorlar. Dolayısıyla çocukları oluyor. Baba hapse giriyor. Çocuklar anasıyla yalnız başına kalıyor. Bu şekilde 3 bin aile olduğu tespit edildi. Bir seferliğine bu mağduriyetin giderilmesine yönelik bir çalışma" diyordu.
Tüm ülke "tecavüzcülere af geliyor" diye ayağa kalkmıştı. Kimileri "erken evlilik önergesi" kimileri de "tecavüzcülere af önergesi" adı altında sert biçimde tartışıyordu. Binali Yıldırım ile Bekir Bozdağ aslanlar gibi önergenin arkasında duruyordu. Düzenleme, özetle şöyleydi;
"Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın, 16.11.2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi Muhakemesi Kanununun 231'inci maddesindeki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilir."
Yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu'na inmişti. Çıktı çıkacak derken R. Erdoğan devreye girdi, "Mutabakat içinde sorunun çözülmesinde fayda var. Hükümet eleştirileri ve önerileri dikkate almalı" deyiverdi. AKP, Binali Yıldırım ve Bekir Bozdağ toptan geri vites yaptı... Yıldırım, "Meclis'e bir kanun teklifi verelim dedik. Birden bire kıyamet koptu. Neymiş, 'tecavüzcüye af geliyor'. Böyle bir şey yok. Bizim amacımız bu mağduriyeti gidermek. Muhalefet partilerine bu konuda uzlaşma çağrısı yaptık. Hatta 'teklifiniz varsa buyurun teklifinizi de getirin bu meseleyi halledelim, böylece kanayan bir yara ortadan kalksın'. Ne yazık ki bu çağrımız gerektiği gibi kabul görmediği gibi, aynı zamanda da bunu bir siyasi rant olarak kullanma yolunu tercih ettiler ve çok önemli bir problemi yine ıskaladılar. Ayrıca bu yönde toplumda da bir kafa karışıklığı oluşturmayı başardılar. Gerek toplumda bu konuda mutabakatın sağlanması, gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki mutabakat çağrısı gerekse de muhalefet partilerine kendi önerileri geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz. Ve komisyonda etraflıca, bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak değerlendirilip bu sorun mutlaka çözüme ulaştırılacaktır" diye konuştu.
Peki, unutuldu mu düzenleme?.. Siz, biz unutmuş olabiliriz ama onlar unutmamış. Saray kaynaklarımın ifadelerine göre, üzerinde çalışılan af paketinin içine bu düzenleme yeniden girecekmiş. Devlete karşı işlenen bu suçun, toplumda karşılığı da yokmuş!.. Bu yüzden cezaevinde yatan çok sayıda "mağdur" salıverilecekmiş... "Toplumda karşılığı olmayan başka ne gibi devlete karşı işlenen suçlar varmış da af kapsamına girecekmiş" diye sual ederseniz... Vallahi, başka bir bilgiye ulaşamadım. Sürpriz yumurta gibi olacak herhalde!..
Merak ettiğim bir konu var. Düzenleme TBMM'ye geldiğinde MHP ne yapar?.. Emeklilikte Yaşa Takılanlar önergesinde olduğu gibi bir ileri bir geri mi?.. Yoksa, "siz torbacıları affetmediniz biz de tecavüzcüleri affetmeyiz" tavırlarına mı girerler?.. Yoksa, bizim hiç bilmediğimiz ve asla kafamızın basmadığı (!) devletin bekası adına yeni fedakârlıklarda mı bulunurlar?.. Sizce hangisi?..
"Tak, tuk, tuk". Duydunuz mu!..