Vuçiç: 'Biz Türkleri sevmezdik...'
"Biz Türkleri sevmezdik. Şimdi gördük ki Türkler Amerikalıların yanında çok masummuş!"
Bu sözleri kimin söylediğini biliyor musunuz? Çok şaşıracaksınız... 2 Nisan'da Sırbistan Cumhurbaşkanı seçilen ve Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak isteyen Sırp Radikal Partisi'nden gelme Aleksandar Vuçiç.
Kime söylüyor peki?
Bana söylüyor!
20 küsur yıl önce... Bosna Savaşı'nı bitiren 14 Aralık 1995 tarihli Dayton Antlaşması'nın hemen ardından Belgrad'daydım. Parti liderleriyle, halkla görüşüyordum, Sırp tarafını anlamaya çalışıyordum. Oradan Kosova'ya geçtim. Biliyordum ki, savaş Bosna'nın ardından Kosova'ya sıçrayacak.
Sırp Radikal Partisi'nin o zaman başkanı Vayislav Şeşel'di. Araya araya parti binasını bulmuştuk (Sakakta sorduğumuz hiç kimse yerini bilmiyordu. Bir dükkânda yayın organlarını görünce, gazeteden adreslerini öğrenmiştik.)
Partide, kapıyı açan, başı neredeyse iki numara tıraşlı uzun boylu gence Şeşel'i sorduk. Propaganda için Belgrad dışına çıkmış, birkaç gün sonra dönecekmiş. Genç, "Başka yetkili var mı?" sorumuza: "Ben varım. Partinin genel sekreteriyim. Adım Aleksandar Vuçiç." dedi. (1970 doğumlu).
Salonda, hâlâ faal olan Rus politikacı Jirnoviski'nin posteriyle Radikal Parti'nin lideri Şeşel'in posterini yan yana asılı görünce şaşırmıştım.
Sanırım, o gencecik yaşında, Vuçiç'le ilk konuşan Türk gazeteciyim. Şu anda Cumhurbaşkanı olduğu için, her sözünü tartıyor ama o zaman pervasızdı. Hatta öyle pervasızdı ki, Bosna Savaşı sırasında "1 Sırp öldürürseniz, 100 Müslüman öldürürüz!" demişti. Kendisi de savaşa katılmış. Hangi pozisyonda katıldığını, silâh kullanıp kullanmadığını bilmiyorum.
Vuçiç'e, daha savaş çıkmadan önce Kosova'da Arnavutların bağımsızlık istemeleri meselesini sorduğumda celallenmiş ve şöyle demişti:
"Sırp milleti yiğit millettir. Ama Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç bu milleti korkak millet yapmıştır. Sırplar şimdi yiğitliklerini gösterecekleri zamanı bekliyorlar. Eğer Arnavutlar başkaldırırlarsa vay Arnavutların hâline! Taş taş üstünde kalmayacak! Vay Arnavutlara, vay Kosova'ya! Kalmayacak ne Arnavut ne Kosova! En doğru hareket onların başkaldırmamasıdır! Arnavutlara Miloşeviç cesaret vermiştir. Ama Sırplar saatini bekliyor... Sırplar nasıl bir millet olduklarını göstereceklerdir. Sırplar hem yiğittir, hem de kahraman!"
Biz Miloşeviç'i en radikal bilirdik. Vuçiç onu geçmişti.
Vuçiç, ABD'nin Belgrad'ı bombalamasına çok kızgındı. Başta verdiğim sözünü bu kızgınlık üzerine söylemişti.
Vuçiç'e, Kosova'da Arnavutların bağımsızlık isteklerinde ısrarlı olduklarını sık hatırlatınca, o da bana PKK'nın hareketini "Kürtler" ifadesiyle örnek göstermişti. Konuşmamız çok enteresan mecraya girmiş, âdeta karşı karşıya gelmiştik. Bir ara Vuçiç'e: "Aynen partinizin adı gibi aşırısınız." dedim. Tercümanıma dönerek sinirli sinirli: "Söyleyin beyefendiye!.." diye ses tonunu yükseltmiş ve ülkemizdeki bölücü hareket üzerinde ısrar etmişti.
"Eski gömlek" kolay çıkarılamıyor. İnsanlar temel fikirlerinden vazgeçmemekle beraber, zaman içinde şartları ve konjonktürü göz önünde tutarak daha akılcı olabiliyorlar.
Bu ara notla bizim Belgrad temaslarımız bir başka anlam kazandı. Yarın Belgrad bölümü son.