Yolda yürürken arkamdan koşarcasına gelen bir kişi, önümdeki kişiye
seslendi:
-Hacı, hacı, hala inanmıyor musun yolsuzluk yaptıklarına?
Adam döndü; o arada arkadan gelen kişi yanımdan geçerken, “Arslan Bey, bunları iktidarın yolsuzluk yaptığına inandıramıyorum” dedi.
Adam, beni tanıyormuş anlaşılan...
Öndeki adam, bir arkadaşına, bir bana baktı ve “Kimse beni Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluk yaptığına inandıramaz” dedi.
Arkadan gelip yetişen kişi, arkadaşının koluna girdi ve yine bana döndü, “Arslan Bey, görüyorsun durumu, ne yapmak lazım ki gerçeklere inansınlar” diye sordu.
Ben de “Boşuna uğraşma, o iman ediyor artık, imanını değiştiremezsin” dedim!
***
Geçenlerde bir gazeteci, “Porno kasetlerini görsem yine inanmam” diye yazmıştı. Burada mesele şudur; bizde siyasi düşünceler, bir çeşit imana dönüşüyor. Nasıl iman tartışılmazsa siyasi tercih de tartışılmıyor.
Siz bir vatandaşın siyasi tercihini tartışmaya açmaya çalışırsanız, onun imanını tartışıyorsunuz gibi algılıyor. Sizin söyleyeceğiniz her söz, onun fikrini yani imanını değiştirmek şöyle dursun, daha da güçlendiriyor.
Peki bu durumda ne yapmalı?
Fazla yapacak bir şey yok. İnsanın kalbi ve beyni mühürlenmişse, onu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Hani gözleri vardır ama görmezler, kulakları vardır ama işitmezler ya. Zaten, “Sen onların doğru yola erişmelerine aşırı istek göstersen de şüphesiz Allah saptırdığı kimseyi doğru yola iletmez. Onların yardımcıları da yoktur.” (Nahl 37)
Yolsuzluk yapanlar da “Allah’ın saptırdığı kimse” ler değil midir? Gözleri olduğu halde yolsuzluk yapanları görmeyenler de aynı suça iştirak etmiş sayılmaz mı?
***
Mısır’da da ilginç tartışmalar oluyor. Mısır’da bir cami imamının, “İhvancı bir kadını boşamak vaciptir” yönünde fetva verdiği iddiası ortaya atıldı. Sonra fetvayı verdiği iddia edilen imam Mazhar Şahin, “Ben İhvancı bir kadını boşamak gerekir, vaciptir şeklinde bir söz söylemedim. ‘Asker öldüğünde göbek atan, şiddet uygulayan, insan canına kıyan, yakan yıkan kadını boşamak caizdir’ sözlerini kullandım” dedi.
Bu arada, Mısır geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, “İşlediği cinayet ve meydana getirdiği yıkımdan sonra İhvan’la uzlaşmaya varılması için bir araya gelmek söz konusu olmadığı gibi, bu halk tarafından da kabul edilebilecek bir durum değil” dedi. Kısacası, İhvanı Müslimin, Mısır’da artık terör örgütü sayılıyor. Anadolu Ajansı’nın haberlerine göre Mısır Bakanlar Kurulu, 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan Ed-Dekahliye saldırısını gerçekleştirmekle suçladığı İhvan’ı, 25 Aralık 2013’te “terör örgütü” ilan etmiş ve üyeliği belirlenen herkese ağır cezai müeyyideler uygulanacağını açıklamıştı. İhvan’ın yasaklanmasına ilişkin açılan davada, ilgili mahkeme, “İhvan’ın ve bağlı tüm oluşumların faaliyetlerinin yasaklanması, İhvanı Müslimin Derneği’nin kapatılması ve derneğe ait taşınır ve taşınmaz mal varlığına el konulması”na hükmetmişti.
***
Benzer bir durum Türkiye’de de söz konusu. Gazetelerde, “Cemaati terör örgütü olarak ilan edecekler” başlıklı haberler veya yorumlar var. Delil olarak da dinlemeler ve “milli orduyu kurulan kumpas” için yapılan örgütlü çalışma gösterilecek. Bu arada PKK’yı her geçen gün terör örgütü olmaktan çıkarıyorlar.
Yani her şey tersine dönüyor... Bu karmaşa sonrasında gerçekler yerini bulacak ama insanların doğru yolu bulması için şok tedavisi uygulamak bile yetmiyor.
