Ülkede bunlar oluyorsa?..
Eğer bir ülkede:
BİR: İttifak Yasası'nın getirdiği, oy pusulası teke indirgenip seçmenin önüne konulacak hale getiriliyorsa;
İKİ: Sandık Kurulu başkanlarının merkezi atama ile yapılması, bizzat hükümettekilerin oy çoğunluğu ile Meclis'ten geçirilip kanunlaştırılıyorsa;
ÜÇ: Sandık Kurulu mührü taşımayan oy pusulaları ve zarflarının geçerli sayılmasının önü açılarak yasalaştırılıyorsa;
DÖRT: Herhangi bir seçmenin talebiyle kolluk güçlerinin seçim bölgesine çağrılmasına gerek duyuluyorsa ve bundan medet umulur hale getirilmişse;
BEŞ: Cumhurbaşkanı adaylarının belirlenmesinde yirmi parlamenterin teklif hakkının kaldırılması sağlanıp, Meclis'in hak ve yetkileri olabildiğince kısıtlanmak isteniyorsa;
ALTI: Tüm bunların hemen sonrasında ana akım medya topluca el değiştirip iktidara yakın partiye mensup kimseler tarafından satın alınıyorsa;
YEDİ: İktidar partisinin bütün kongreleri, yaz kış bütün faaliyetleri, haber kanalı olsun olmasın bütün TV kanallarından her Allah'ın günü saatlerce canlı veriliyor ve iktidar bütün ülkeyi parti seyircisi haline dönüştürme gereği duyuyorsa;
SEKİZ; Buna rağmen başta seçim kanunları olmak üzere TV yayınları dâhil tüm imkânlar muhalefetin aleyhine olacak şekilde düzenleniyorsa;
DOKUZ: Yargı atamalarını siyasal merkezde yapıyor ve önemli bir kısmını partili olanlardan seçiyorsa; böyle bir manzara karşısında bizim gidişatı nasıl yorumlamamız gerekir?
Galiba şunları düşünmemiz gerekiyor:
BİR: İktidar, devleti elinden bırakmak istemiyor. Bunun için de gittikçe otoriterleşiyor.
İKİ: Bu sebeple seçimi kaybetmekten çok korkuyor. Dolayısı ile kazanmak için öncelikle seçim kanunlarını tek taraflı çıkarıyor. Hâlbuki seçimi bir maç gibi düşünürsek, maçın kuralları bütün takımlar için eşit olmalıdır. Adil bir seçim, ancak Meclis genel kurulunun mutabakatıyla olabilir.
ÜÇ: Birinci turda kimse kazanamadığında ikinci turda karşısına muhalefetin ortak aday çıkarmasına Meclis'in yetkilerini kısarak engel olmak istiyor. Hiç şüphesiz bu da adil değil.
Böylelikle ikinci tura kalan adayın çekilmesini zorlaştırmak istiyor.
Neden?
Çünkü özellikle CHP adayının istifa etmesini istemiyor. İYİ Parti-CHP etkileşimiyle karşılarına ortak bir aday çıkarılmasından çok çekiniyor.
DÖRT: Demokrasinin getirdiği özgürlükleri her gün biraz daha daraltıyor. Böylece tek parti yönetimlerinin tarihin çeşitli dönemlerinde görülen, "iktidara sarılma ve elden bırakmama korkusunu" belli etmiş oluyor.
BEŞ: Bunun için hem parti içi muhalefet veya ses çıkarmak isteyenler anında bastırılıp susturuluyor.
ALTI: En kötüsü de partili yargıçların sayısı artırıldıkça, yargı tümüyle iktidarın cezalandırma aracına dönüşmeye başlaması..
YEDİ: İktidarı elinde tutan AKP, 16 yıllık iktidar sürecinde adım adım devletin içine sızdı ve hâkim oldu.
Peki, bunlar neyi gösteriyor?
Bütün bunlar aynı zamanda iktidarın güçsüzleşip 'hastalandığını' anlatıyor bize...
Henüz halk bunu tam olarak algılamasa da, önemli bir kısmını çözmüş durumda. Bu sebeple iktidarın arkasındaki seçmen desteği giderek düşüyor. Burada esas üzerinde durulması gereken şey, iktidarın seçimleri kaybetme korkusu ile yaptıklarıdır. Çeşitli engellemeler, seçmen üzerinde ağır bir propaganda ve medya baskısı..
Birinin durumun fotoğrafını halka iyi anlatması lazım..