Uçarı politikacı seviliyor
Yıllar içinde pek çok kişi tanıdım. Kimi ünlü, kimi sıradan vatandaştı. Celal Bayar'la evinde pasta yedim. Birlikte iftar açtık. Adnan Menderes'i nohutlu pilavı kaşıklarken izledim. İsmet İnönü'nün Beyazıt Küllük'te bozuk paralarla çay parası ödediğini gördüm. Turgut Özal'a İSOTAŞ Genel Müdürü iken Toto oynattım. Hatta para bile kazandık. Bülent Ecevit'le pek çok kez çay içtim. Süleyman Demirel'in evine girecek kadar yakınlığım oldu.
Allah uzun ömür versin meslektaşım Erkan Yiğit ve Tamer Özdemir'le birlikte 'Baba'nın evlatları konumundaydık. Kenan Evren tarafından Çankaya Köşkü'nde kabul edildim. Hem de iki kez. R. Tayyip Erdoğan'la aynı takımda futbol oynadım. Abdullah-Hayrünnisa Gül'den Köşk daveti aldım. Maalesef icabet edemedim. Saddam Hüseyin'den Muammer Kaddafi'ye hatta Ronald Reagan'a kadar tanışma imkanım oldu. Todor Jivkov ve Çavuşesku gibi despotlarla aynı masada bulundum. Sıraladıklarım bir çırpıda aklıma gelenler.
En kılıbık
Bunca ismin arasından iki farklı özelliği olanları anlatmak istiyorum. Bazıları "taş fırın erkeği", bazıları "hanımköylü" idi. Bunlar arasından seçme yapmak istiyorum. Başlıyorum, sıralamaya. Kesinlikle en kılıbık Bülent Ecevit'ti. Rahşan Hanım her şeye karışırdı. Yediğinden içtiğine kadar. Rahmetli bu dünyada "kızarmış ekmek, beyaz peynir ve çaydan oluşan menü" dışında başka yiyecek görmedi. Bülent Bey, arkadaşlarıyla iki kadeh atma şansına sahip olamadı. Karışık konulara ise hiç bulaşamadı. Bu durumun eşinin kendinden büyük olmasına bağlamıştım.
Semra Özal şarabını içerken Turgut Bey ağzına değdirmezdi. Semra Hanım hacı olduktan sonra da alışkanlığı devam ettirdi. Özalların patronu için kesinlikle Semra Özal'dı diyebilirim. Aynı şey Güller için de geçerli. Çiftin perde gerisindeki lideri Hayrünnisa Gül'dür. İyi tarafı devlet işlerine karışmaması.
Demirellerde durum bambaşkaydı. Nazmiye Hanım mutfağın hakimiydi. O inanılmaz lezzetteki yarma buğdaydan bulgur pilavını hazırlamayı tercih ederdi. Hele kuru fasulyeyi de yanına eklemişse... Sıra politik konuşmalara gelince kaçardı.
Uçarılar
Adnan Menderes'in özel hayatı dizi yazıları romanlara konu oldu. Garibim Berin Hanım'ın sesi soluğu çıkmazdı. Enteresan taraf bu milletin havai politikacıyı sevmesi. Adnan Bey de ne yaparsa yapsın gönüllerde yer bulmuştur. Mevhibe İnönü ortalarda gözükmekten hoşlanmayanlardandı. Paşa, hayatının tüm çivilemelerini sadece adada yapardı. Kenan Evren, Sekine Hanım'ı erken kaybettiğinden başkanlık döneminde yalnız kaldı. Onunla ilgili neler söylendi neler. Güzel gözlü güzel elli şarkıcımızdan, yine renkli gözlü tiyatrocumuza kadar epey yakıştırmada bulunuldu. Kişisel gözlemim bunların tamamının balon olduğu şeklinde. Evren Paşa iyi içer, "göz temaşası" ile yetinirdi. Bu tip yakıştırmalardan biri de Süleyman 'Baba'ya yapılmıştır. Vakti zamanında Brüksel'de katıldığı NATO zirvesinden çıkan dedikoduları hatırlıyorum. Sonradan epey espri konusu olmuştu.
Bakan düşüren kadın
Devletin daha alt kademelerinden isimlerin pek çoğunun maceralarını doğrulayabilirim. Bir dönemin ünlü İç İşleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in manşetlere çıkan çapkınlığı unutulmazlardan. Güneş'in partiden arkadaşı Alev Coşkun'un oyununa gelişini bana merhum Şakir Süter anlatmıştı. Aynur Aydan, "Bakan düşüren kadın" unvanını böyle yakaladı. Yakın dönemden ise sadece Deniz Baykal'ın adını vermekle yetineceğim. Olay çok yakın ve hafızalarda...
Lider Berlusconi
Madem ince işlere daldık biraz da dışarıya bakalım. Fransa bu konuda kesinlikle lider ülke! Başkan Pompidou ile başlayan maceraların ardı arkası kesilmiyor. Mitterrand'ın gayrimeşru ilişkisinden olan kızı bile kimsenin umurunda olmadı. Fransızlar bu tip olayları doğal karşılıyor. Karısını boşamayan ikinci hatta üçüncü evliliğini yapanlar sürüyle. Say say bitmez. En genç başkan de epey marifetli çıktı. Daha 15 yaşındayken kendinden çok yaşlı üç çocuklu öğretmenini baştan çıkardı. "Seni alacağım" şeklindeki sözünü de tuttu. Bakalım bu iş ne zaman noktalanacak.
Bütün zamanların en hızlısı bir İtalyan; Berlusconi. Hayatı boyunca 'dolce vita' yaşadı. Bol parası sayesinde, damlarda gezmeyi sürdürüyor. Uslanacağı yok. Geçenlerde yapılan bir anketin sonucuna göre "en sevilen politikacı". Dedik ya, gönlü zengin siyasetçiyi sadece biz değil, tüm Akdenizliler seviyor.
...
ÖZEL NOT: Dikkat ettinizse bir kişiyle ilgili fazla ayrıntıya girmedim. Sabıkası olmadığına eminim. Yine de "ne olur ne olmaz" kazaya uğramama düşüncesiyle "sessuzluk" demekle yetineceğim.