Türkler arası iş birliği
Türk Konseyi Kırgızistan'da toplandı. R. T. Erdoğan önemli kararlar alacaklarını söylemişti.
Türk Konseyi, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin kısa adı. Türk Konseyi'ne Turan'ın bir kolu diyebiliriz.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Türk birliğine önem veriyor. 2009'da Türkiye'ye geldiğinde, TBMM'deki konuşmasında "[Kazakistan'da] bir Türk birliği araştırma merkezi olursa, Türk kültür araştırma merkezi olursa biz tüm dünyaya ulu ecdadımızı tanıtmış oluruz." demişti.
Türk Konseyi fikrini ortaya atan da Nazarbayev'dir. 2009'da Türk ülkelerinin liderlerinin Nahçivan'daki toplantısında bu fikir şekillenmiştir. Kurucu üyeler; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'dir.
Alparslan'ın "at kılı" örneğinden bahsetmiştim. Nizamülmülk'ün Siyasetname'sinde yazar. Azerbaycan emiri tayin ettiği Erdem'e bir Bâtınî'ye üst görev verdiği için çok kızmıştı. Bir tutam at kılı getirtir. Birkaçını bir araya toplar, Erdem'den koparmasını ister, Erdem koparır. Kıl destesini kalınlaştırınca Erdem koparamaz. Alparslan gücü böyle tarif eder.
Bir olmalıyız, güçlü olmalıyız.
Kazakistan Türkiye'den kat kat büyük ve bakir bir saha (2 milyon 724 bir 900 km2). Petrolü var, gazı var, uranyumu var... Çok ama çok geniş tarım alanı var. Nazarbayev her fırsatta kapı açıyor ama biz o kapıdan girebiliyor muyuz?
Birileri tepemize dikilecek, aramıza nifak sokmak isteyecektir. Çok dikkatli olmalıyız.
Özbekistan, "muhalifler" meselesinde hassas olduğu için, kendisini Türk toplulukları içinde ayrı yere koyuyor. Kerimov zamanı çok katıydı. Şimdi Şavkat Mirziyayev zamanı. Özbekistan'la aramızda vize kalktı. Doğrusu hiç umudum yoktu. Sovyetlerin dağılmasının hemen ardından, Orta Asya'da ilk Turan Teşkilatı'nın Taşkent'te kurulduğunu not edeyim.
Mirziyayev, Türk Konseyi'nin bu toplantısına da katıldı. Toplantıda Macaristan Başbakanı Viktor Orban da "gözlemci" olarak yer aldı. 20. yüzyılın başında Turan Cemiyeti kuranların da Macarlar olduğunu hatırlatırım. Macar Turan Cemiyeti yine var. Onlar için Attila her şeydir.
Hemen bütün Orta Asya ülkelerine gittim. Üniversitede ders verdim. "Turancılar"ı tanıdım. Kırımlı İsmail Gaspralı'nın (1851-1914) başlattığı Ceditçilik Hareketi, biraz konuşunca ortaya çıkıveriyor. Kabilecilik elbette var. Ama bunları yıkabiliriz. Yeter ki, kimsenin idarî sistemini tartışmayalım. Bırakın meselelerini kendi içlerinde halletsinler. Biz halklardan yana olmalıyız. Halkların yaklaşmalarını, birbirlerini dinlemelerini, anlamalarını, kök şuuruna ermelerini sağlamalıyız.
Türk Konseyi'nde dün R. T. Erdoğan'ın, Kırgız topraklarından çıkan Balasagunlu Yusuf Has Hâcib'in, Kutadgu Bilig'den alıntı "Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur." sözüne atıfta bulunarak "Tıpkı kara toprağın altındaki altın gibi fikirler de eyleme geçmediği sürece asıl değerini bulamaz." demesi anlamlı.
Şunu bilin ki; Türk'ü silen İslâm düşmanıdır! Maalesef ülkemizde "İslâm düşmanı", hiçbir ülkede olmayacak kadar fazla.
"İslâmcılarımız" önce "Türk" diyebilmeliler. İslâm birliğinin kapısını Türk birliği açacaktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın.