Türkiye’ye “Orta İsrail” tuzağı!
Takvim gazetesi, İsrail’in önde gelen gazetelerinden Jerusalem Post’un başyazarı Amotz Asa-El’in, “Esad’ın çekilmesiyle Suriye’nin Türkiye’nin himayesine girmesi... Türkler ile Kürtler arasında ateşkesin devamı... Irak’ın Musul’daki petrol kuyularının yönetiminin tekrar Türkiye’nin emrine verilmesi” önerilerini manşet yaptı.
Daha önce de Halep’le ilgili olarak “TR 82 Halep” manşeti atmışlardı.
Tıpkı geçmişte Turgut Özal’a Kerkük-Musul petrollerinin önerilmesi gibi! Özal’ın “federasyonu tartışalım” sözünün arkasında bu Amerikan planı vardı. Türkiye’nin üniter yapısının bozulması gerekiyordu ki Kuzey Irak’taki Kürt devleti, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile birleşerek, eski Amerikan Büyükelçisi Pearson’ın söylediği gibi Erzurum’dan Bağdat’a kadar uzanan bölge tek bir ekonomik ve siyasi bölge haline gelsin! Şimdi buna Kuzey Suriye’deki Kürt kantonları da ilave edildi.
* * *
Biz Amotz Asa-El’i 16 yıl önceki bir yazısından hatırlıyoruz?
Yüce Katırcıoğlu, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye tesliminin ardından, Amotz Asa-El’in 26 Şubat 1999 tarihli Jerusalem Post Gazetesi’nde yayınlanan “Orta İsrail; Kürt Herzl” başlıklı yazısından bir alıntı yapmıştı.
Amotz Asa-El, şöyle diyordu:
“Kürt isyanları onlara kendi Theodor Herzl’lerini getirmelidir. Diğer taraftan da Kürt Herzl (Öcalan), Türkiye ve AB’yi işin içine çekerek, bir ateşkesten sonra otonomi ilan edebilir.
Türkiye’ye AB üyeliği verilirken, Kürtlerin özerkliği Brüksel’in sürdüreceği diplomasinin ana ayağını teşkil etmelidir.
Biz Siyonistler son yüzyıla, Türklerin nefret ettiği kimseler olarak girdik. Ama şimdi Kudüs, Ankara ile sıkı müttefiktir. Aynı durum Kürtler için de söz konusu olabilir.”
* * *
16 yıl önce, açıkça Türkiye’nin parçalanmasını öneren bir adam, bugün neden Suriye ve Musul’un Türkiye’ye bırakılmasını istesin?
Ayrıca yazarın “Orta İsrail” dediği yer, bugün Barzani’nin yönettiği Kuzey Irak ile Kuzey Suriye bölgesidir. “Kuzey İsrail” olarak gördükleri yer Türkiye’nin Güneydoğusudur. Zaten tahrif edilmiş Tevrat’ta Yahudilerin vatanı olarak gösterilen yer de Nil’den Fırat’a kadar uzanan topraklardır. Türkiye’nin “Fırat’ın Batısı”nı işgal etmesi gerektiğini öne sürenler, bunu Orta İsrail projesini uygulamaya koymak için gündeme getirmektedir.
Abdullah Öcalan’ın “Misak-ı Millî” dediği, sınırların kaldırıldığı, kantonlar halinde idare edilen “demokratik konfederalizm” projesi de budur, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi de! Zaten BOP’u geliştiren ve Amerikan devlet stratejisi haline getiren, ünlü tarihçi, Yahudi asıllı Bernard Lewis’tir. Lewis, bu amaçla 1996 yılında İstanbul’da “Orta Doğu kimliği oluşturmak” üzerine konferans vermiş, Türk, Arap, Fars gibi kimliklerin yerini Orta Doğu kimliğinin alabileceğini savunmuş, hatta bir harita da göstermişti. Harita, Tevrat’taki Büyük İsrail topraklarını gösteriyordu. Konferansı ben de dinlemiş ve o zaman Akşam gazetesinde manşetten yayınlamıştım. Bundan sekiz yıl sonra da ABD Başkanı Bush, Tayyip Erdoğan’a BOP eş başkanlığı görevini vermişti. İşte, Anayasa’dan Türk kimliğinin çıkarılarak yerine Türkiye vatandaşlığı kimliğinin getirilmek istenmesi, T.C. ibaresinin resmi tabelalardan kaldırılması, “Ne mutlu Türk’üm diyene” felsefesine savaş açılması, “Türk’üm Doğruyum” andının ilkokullardan kaldırılmasının asıl sebebi budur.
* * *
Türkiye, Suriye-Irak içlerine çekilmek isteniyor ki bölgenin nüfus yapısı tamamen değişsin ve yeni bir kimlikle tanımlansın. Sonra da kantonlardan oluşan bölgede, Büyük İsrail kurulabilsin.
Gerçi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Suriye’nin bütünlüğünü değiştirecek herhangi bir şeyle ilgilenmiyoruz” diyor ama bunlar taktik açıklamalardır. Suriye’nin bütünlüğü mü kaldı? Türkiye’deki iş birlikçileri sayesinde Suriye’yi paramparça etmediler mi zaten?