Türkiye'ye büyük tehdit sürüyor

Parçalanmaktan bir türlü kurtulamayan Suriye ve üzerinde terör örgütleri devşirmekten bıkmayan bir dünya Türkiye'den de ellerini çekmiyor.

Son seçimlere birkaç hafta kala, güvenliğimizi çok yakından ilgilendiren dış siyasi ve askeri gelişmelerin yeniden gündeme gelmesi veya getirilmesi Türkiye'ye büyük dikkat hatta sorumluluklar yüklediğine dair uyarı notlarımız ne yazık ki, gündemdeki "vahim" yerini koruyor.

11 Haziran 2018 tarihli yazımızdan bazı hatırlatmalar yapmamız icap ediyor:

"Büyük ekonomik sıkışıklık içinde bulunan Türkiye'nin yeni harcamalara girmesi, aslında her kesim tarafından istenmiyor.

Üstelik, işin içinde yine ABD'nin, çoğu daha sonra doğru dürüst yerine getirilmeyen veya tamamen unutulan taahhütleri hâlâ zihinleri kurcalıyor.

İster istemez, "yine ABD'nin tuzağına düşmeyelim" endişesi ortalığı bulandırıyor.

Gerçekten de, ABD'nin Menbiç veya İdlip'in terörist örgütlerden kurtarılması ve eş yönetimin Türkiye tarafından yürütülmesi projesi daha başlangıcında kuşku uyandırıyor.

Çünkü, ABD'nin çok önemli iki isteminden vazgeçmesinin temelinde bir "oyun" olabileceği intibaı uyanıyor.

Açıklanan, diplomatik belgelerde bir takım tarihler geçerken 5 Eylül'ün önem arz ettiği biliniyor.

ABD'nin yine tuzağını bu tarihlerde çalıştırmaya başlayacağı sanılıyor.

Dikkat edilirse, Orta Doğu'da nokta nokta projeler hayata geçiriliyor, fakat ucunda İran'ın sonra da Türkiye'nin bulunduğu anlaşılıyor.

14 Mayıs 2018'de YENİÇAĞ'da yer alan "İsrail ve ABD niçin İran'a saldırıyor" başlıklı yazıdan bazı paragraflar dikkatleri çekiyor.

"Asırlardır; savaşlar, çatışmalar, isyanlar ve istilalar Orta Doğu'nun adeta hamurunu oluşturuyor.

Bir yanda, ABD'nin "geleneksel" yani uzun vadeli, çok yanlı, değişken ve tehlikeli Orta Doğu politikası...

Diğer yanda; Rusya'nın havadan ve denizden bir "ahtapot" gibi sardığı Suriye, Irak ve hatta Türkiye'ye karşı açık ve gizli emelleri.

Öte yanda; İran ve dostlarından yıllardır korkan, çekinen ve belki de, bu yüzden saldırgan, katı ve istilacı, ABD'nin himayesinde bir ülke İsrail...

Tabii ki, "satranç" gibi oynanan oyunda sıra şimdi İsrail ile İran arasında görünüyor.

Orta Doğu, aslında insanoğlu tarafından yapılan katliamlara "mekan" olmaktan yorulmuş bezmiş bulunuyor.

Hem din, hem soy-sop savaşları buranın insanına soluk aldırmıyor.

Her şeyden önce, Orta Doğu'da en büyük çıban başının "Siyonizm" olduğunu kabullenmek gerekiyor.

"İsrail" maskesiyle "Siyonizm"in altmış-yetmiş yıldan beri giriştiği siyasi ve askeri hareketler bir türlü dinmek bilmiyor.

Filistin ve yöresinde devlet kuran, kendisine toprak bağışlanan İsrail genişlemekten bir türlü doymuyor.

Nihayet 1948'e gelinirken, kan ve ateşin eksik olmadığı Filistin toprakları üzerinde Batı'nın büyük desteğiyle İsrail devleti kuruluyor.

BM, o yıl Filistin'i 3 parçaya bölüyor.

Gazze Mısır'ın payına, Yahudi'ye ve Gor çukuru Ürdün'ün, Taberiyye, Batı Yaylaları'yla Necef Çölü'yse yeni kurulan İsrail'in payına düşüyor.

Böylece İsrail Diasporası'nın Filistin'deki randevusu Arap halkının acıları pahasına gerçekleşiyor.

Yıllar yılı istilalarla çatışmalarla geçiyor.

İsrail ise sözde vaat edilmiş toprakların peşini bırakmıyor, ABD gibi ülkeler kâh açık kâh gizli yardımlarını esirgemiyor.

Kan ve barut içinde, acılarla günümüze gelindiğinde ise İsrail'in kötü emelleri, ABD tarafından ortaya atılan Büyük Orta Doğu Projesi ile su üstüne çıkıyor.

Projenin, ucunda İran'ın parçalanıp üç, hatta dörde ayrılmasından sonra kurulacak devletçiklerle ABD ve İsrail'in hakimiyet sağlaması kalıyor.

Bu arada, İran'ın öncelikle yıpratılması ve zayıf düşürülmesi düşüncesiyle, ABD nükleer anlaşmayı bozuyor."

Aslında, ABD'nin Orta Doğu'da taa Afganistan'da başlayan Irak ve Suriye'yi de içine alan "yıpratma" veya "yıkma" hain planlarını fırsat buldukça uyguladığı dikkatlerden kaçmıyor.

Nitekim, şimdi de sıranın ne yazık ki, İran'a geldiği öngörülüyor.

Zaten, Suriye üzerinden Türkiye'nin de öncelikle yıpratılması açıkça ortaya koyuluyor.

Öncelikle, 5 Eylül gibi yakın kritik tarihleri, barışla geçirmek büyük bir beklenti oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları