Türkiye'de milli iktisadın 10 yılı (1908-1918)
Bu kitap tastamam 800 sayfa, bu kitapta başka kitaplardan alıntı çok az, genellikle o dönemin dergileri, gazete yazıları ve resmi/özel belgeleri incelenerek vücuda getirilmiş bir yapıt.
Kim yazmış? Prof. Dr. Zafer Toprak. Doğan Kitap'tan çıkmış.
Türkiye'de milli iktisat deyince, İttihat ve Terakki Partisi'nin iktidar yıllarına özel bir önemle eğilmek gerek, çünkü işin en başı orası. Öyle orası ki, 1918 yılında İttihatçılar yargılandılar biliyorsunuz, ancak suçlamalardan birisinin de uyguladıkları iktisat, daha doğrusu milli iktisat politikası olduğunu bilmiyorsunuzdur sanırım.
İttihat ve Terakki Partisi'nin ticari faaliyetlerine değgin bir İngiliz istihbarat raporunu Zafer Toprak bulup bu yapıta almış. Yani emperyalist yabancılar da ilgi ve dikkatle izlemişler.
İttihat ve Terakki Partisi'nin iktisat politikası öyle birdenbire oluşmamış, olaylar ve koşullar belirlemiş elbette en başta; ancak yoğun, zengin, içerikli bir düşünsel ve bilimsel bir altyapısı ve arka planı da var. Dergilerde, gazetelerde neler yazılmış neler, düzeyli ve ufuklu tartışmalar yapılmış, bugün o tartışmalara bakınca, günümüzdeki şu yüzeysellik ve cehalete isyan ediyor insan.
Bakınız bir Akyiğitoğlu Musa Bey var, bu adı çok kimse bilmez, oysa bu ülkenin adı bilinmesi gerekli en önemli iktisatçılarından biri bana göre, bunu "Atatürk Ekonomi ve Milliyetçilik" adlı kitabımda da belirttim.
Türkiye'de burjuvazi sözcüğünü ilk kim kullandı dersiniz? Bu önemli sorunun yanıtı da var bu kitapta: Türkçülüğün en önemli isimlerinden Yusuf Akçura. Bugünün Türkçülerinin ne burjuvazi ile işleri var, ne de iktisatla, 3 Mayıs 1944'te takıldı kaldılar.
Ziya Göklap'in de görüşlerine değiniliyor elbette. Gökalp olur da Tekinalp olmaz mı, onun yazdıklarından da alıntılar yapılmış.
Türkçülükten yetişip sonra sosyalistliğe, hatta komünistliğe dek giden iki değerli aydının kooperatifçilik ve özel girişim konusundaki birikimleri bugün de değer taşıyorlar.
Zafer Toprak, o dönem İslamcılarının fikirlerini de kitabına almış, şu ünlü İskilipli Atıf Hoca var ya, hani İslamcıların en çok istismar ettiği simge isim. Atıf Hoca bir yazısında "kuvve-i maliye"den söz ediyor. Mecelle ve ticari mevzuat ilişkisi de bu kitapta incelenmiş.
Halkçılık… Bugün unutulan, hatta CHP'li dostlar kızmasınlar ama onların bile unuttuğu bir kavram… O dönem geçerli çözüm yollarından biri. Ve şimdi sıkı durunuz, halkçılık bir ahlak anlayışı olarak benimseniyor ve uygulamaya sokuluyor; vurgunla, haksız kazançla, karaborsa ve istifçilikle, doymaz kâr hırsları ile mücadelenin aracı olarak. Ve ticaret ahlakının bu halkçılığa koşut olarak gelişmesi isteniyor.
Evet koca kitap, dolu kitap, nesini anlatayım şaşırdım. Önemli başlıklar vereyim, onlarla ilginizi çekmeye çalışayım ve mutlaka okuyun diyeyim:
-Osmanlı'da iktisadi düşünce ve milli iktisat.
-Milli iktisat ve milli sermaye
-Müslüman müteşebbisler ve milli şirketler.
-Korumacılık ve milli dış ticaret politikası.
-Sanayileşme ve milli sanayi politikası.
-İttihatçılar ve milli bankacılık.
-Yabancı sermaye ve ittihatçılar.
-Kapitülasyonlar ve yabancı sermaye. Vergi politikaları ve yabancılar.
-Cihan Harbinin finansmanı ve iç borç.
-İaşe sorunu ve savaş devletçiliği.
-Harp zengini, harp fakiri.