Küresel ve bölgesel devletler hem birbirleriyle hem de bölgeyle ilgili mesajlarını Suriye üzerinden vermektedir. Vekâlet savaşının her türü burada yaşanmaktadır. Kimin yüzünün kime dönük olduğunu Suriye'de anlamak mümkün değildir. Burada dost ile düşman, kullanan ile kullanılan, vatansever ile vatan haini iç içe girmiş durumdadır. En çok da Suriyeli olmayanlar Suriye'nin geleceğiyle ilgili olarak söz söyleme hakkını kendinde görmektedir. Kısacası Suriye bugün kaosun kıblesi haline gelmiş bulunmaktadır.
Türkiye ve İran'a ABD'nin verdiği mesaj!
ABD, örgütlediği, koruduğu ve meşruluk atfettiği PYD üzerinden özellikle Türkiye ve İran'a güçlü bir mesaj vermiştir: PYD doğrudan ABD'ye bağlıdır, müttefiki ve himayesi altındadır. Beş bin TIR silahla donatılmış, altmış bin kişilik ordusu olan mikro bir devlettir. Her an her iki ülkeyi de istikrarsızlaştıracak her iki ülkeye de düşman bu güçle birlikte ABD, bölge ülkelerinin komşusudur.
Bu mesajı alan Türkiye, Fırat Kalkanı ve Afrin Harekâtıyla oyunu bozmak üzere harekete geçmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PYD-YPG yapılanmasına izin vermeyiz. Amerika'nın bunları silahlandırmasına göz yummayız... ABD askerlerine yönelik olarak, sizi de üniformanızla gömmek zorunda kalmayalım" dedi.
ABD, altmış yıllık müttefiki Türkiye'ye karşı ne kadar kararlı olduğunu Suriye'deki en üst düzey komutanı Korgeneral Funk'ı PYD'lilerin yanına göndererek ortaya koydu. Funk, yanına aldığı gazetecilerle Menbiç'e gitmiş, YPG'lileri ziyaret etmiş ve Türkiye'yi açıkça tehdit ederek "Bizi vurursanız, agresif şekilde karşılık veririz" dedi.
Bekir Bozdağ buna Menbiç'te "YPG üniformalı ABD askeri de olsa hedeftir" cevabını verdi.
Geçtiğimiz ay İran'da vuku bulan iç kargaşaya ABD ve İsrail'in sınırsız destek sunması İran yönetimini ciddi biçimde rahatsız etmişti. İran Devrim Muhafızları Komutan Yardımcısı, ABD'nin Suriye'deki varlığına da değinerek, "ABD'nin burada bulunması gayrimeşrudur ve mutlaka yenilgiyle sonuçlanacaktır. ABD, yenilmeden bölgeyi terk ederse kendisi için iyi olur" dedi.
Bu konuda bir başka değerlendirme de Ali Ekber Velayeti'den geldi. O da "ABD, Irak'ta başarısız olduğu gibi Suriye'yi de bölmeyi başaramayacak. Ya Fırat'ın doğusundan kendileri çıkarlar ya da onları oradan biz kovarız" dedi.
ABD'nin kazanamayacağı savaş!
Türkiye, sınırına dayanmış ve ülkesini parçalamaya yönelik PKK-PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütlerini etkisiz kılmak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve Türkiye'nin bekasını garanti altına almak amacıyla başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı her anlamda meşru ve zorunludur. Türkiye'nin ABD/İsrail ikilisinin tezgâhladığı böyle bir oluşuma izin vermeyeceğini, ABD'nin PYD ile iş tutarken görememesi, büyük devletin küçük, ahlak dışı ve gafilliğinin sonucudur.
ABD bölgede kazanamayacağı bir savaşa girişmiş durumdadır. Yanlış yerde yer almıştır. Suriye'nin kuzeyinde ikinci bir İsrail yaratma projesini erken açıklayarak bölge ülkelerinin gözünü açmıştır.
Irak'ın kuzeyinde Barzani'ye yaptırılan bağımsızlık referandumu, Kudüs'ün İsrail başkenti olarak ilan edilmesi ABD'yi dünya kamuoyu önünde küçük düşürmüştür. Türkiye gibi bir ülkeyi zorla İran ve Rusya ile birlik olmaya itmesi de ABD'nin en büyük stratejik hatası olmuştur.
Gelinen aşamada ABD'nin, PKK/PYD için Türkiye ile çatışmaya girmesi Rusya ve İran'a yarar. Bu durum NATO'da büyük bir kırılmaya neden olur. ABD, Türkiye'yi kaybeder ve bölgede yalnızlaşır.
Mantıklı düşünülürse PYD için Türkiye ile ABD'nin bir çatışmaya girmemesi gerekir. Ancak son zamanlarda ABD'nin uygulamalarına bakıldığında stratejilerinde mantık ve aklın kalmadığı görülür.
Suriye'de Türkiye hiçbir şeye karşı sigortalı değildir. ABD, Türkiye'ye karşı önünde sonunda kaybedeceği bir yıpratma savaşı içine girebilir. Türkiye her zamankinden daha çok uyanık olmalıdır!
