Türkiye, Rusya ve İran ittifakı
Bütün gelişmeler Türkiye/İran/Rusya arasında stratejik dengelerin, ilişkilerin ve yapıların kurulmasını zorunlu kılıyor.
ABD bölgede bütün stratejik unsurları, bölge gerçeklerini ve dengeleri yok sayan yalnızca İsrail çıkarlarına hizmet eden kaba bir güç stratejisi uygulamaktadır.
Türkiye/İran/Rusya yüzlerce yıldır aralarında stratejik bir örgütlenmeye gidemedi. En sonunda ABD istemeden de olsa bölgede uyguladığı politikalarla bunu başardı.
ABD, Türkiye/İran ve Rusya'yı uyguladığı politikalarla bir araya getirmiştir.
ABD'nin, Türkiye'nin Güneydoğu'daki topraklarını da içine alan İsrail'e müzahir Birleşik Büyük Kürdistan kurmak için önce Irak sonra da Suriye'de giriştiği oldubittiler Türkiye'yi İran ve Rusya'yla iş birliği yapmayı zorunlu kılmıştır.
ABD'nin Irak harekâtı sırasında bir yandan stratejik müttefik görünüp diğer yandan Süleymaniye'de Türk askerinin başına çuval geçirmesi, psikolojik olarak Türkiye'yi ABD'den uzaklaştırırken bölge ülkelerine yakınlaştırmıştır.
ABD'nin, Irak'ta 36. Paralelin üstünde Türkiye aleyhtarı bir yapılanma oluşturmasının bu bağlamda Türkmenleri yok hükmüne indirgemesinin ne anlama geldiğini Türkiye sonunda okumuştur.
Türkiye'yle "eğit/donat" operasyonları ya da "Suriye dostları toplantıları" düzenlerken diğer yandan Salih Müslim'e el altından PYD'e kantonlar kurduran ABD Türkiye'nin altını oyarken Suriye'de suçüstü yakalanmıştır.
ABD'nin Türkiye'den toprak koparmayı amaçlayan bir terör örgütünü ordulaştırması bu örgütle birlikte operasyonlara girişmesi, bu bağlamda beş bin TIR silah vermesi ABD'nin gerçek niyetini ortaya koymuştur.
Türkiye Fırat Kalkanı Harekâtı'na başladığında TSK'nın Menbiç'e yönelmesini engellemek için ABD Başkanı bölgedeki YPG/PKK'lıları önce Fırat'ın doğusuna çekeceği sözünü vermiş ardından da bölgedeki teröristlere kalkan olmuştur.
Sonuçta ABD sözde terörist kabul ettiği PKK'nın müttefiki olduğu YPG/PYD'den farklı olduğunu iddia etmiş ardından da terörist PYD'yi SDG adı altında meşrulaştırmaya çalışmıştır.
Türkiye'ye karşı ABD dost görünen bir düşman olduğunu ortaya koymuştur.
Tarihi Rusya/İran ve Türkiye rekabeti üç ülkeyi de bir birine karşı paranoyak yapmıştır. ABD ve İsrail bu üç ülkenin birbirleriyle bir araya gelmemesi için bu ülkeleri uzun yıllar birbirine karşı olan tarihi husumetlerini başarılı bir biçimde kullanmıştır.
Aynı ABD, uyguladığı son politikalarla zorunlu olarak Türkiye, Rusya ve İran'ı hem birbirleriyle hem jeopolitikleriyle buluşturmuştur.
ABD, Türkiye'ye en gerekli olduğu zamanda Patriot füzeleri vermedi. Türkiye hava savunması için Rusya'dan zorunlu olarak S-400'leri aldı.
Türkiye'nin nükleer santral kurmasını İsrail ile birlikte ABD altmış yıldır engelledi. Sonunda Türkiye'deki nükleer santralin temeli Rusya'yla birlikte Akkuyu'da atıldı.
İlginç bir şekilde dost görünümlü ABD'nin terör örgütlerine verdiğini ve Türkiye vermediğini düşman görünümlü Rusya, Türkiye'ye verdi.
Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekâtı yapmasını Rusya hem desteklemiş hem de hava savunma sistemini devre dışı bırakmıştır.
Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde Rusya, Afrin'deki askerlerini çekerek Türkiye'ye destek vermiştir. ABD ise Türkiye'yi durdurmak için akla gelen ve gelmeyen her türlü provokasyonun altına imza atmıştır. Bugün de Türkiye/Rusya/İran, Tel Rıfat harekâtı için görüşürken ABD, Türkiye'yi Menbiç'e sokmamak için bölgeye takviye askeri birlikler göndermiştir.
Soçi, Astana ve Ankara görüşmeleri sonunda Türkiye/İran/Rusya arasında kurumsal bir ittifakın kurulmasına neden olmuştur. Türkiye/İran/Rusya ilişkileri artık kurumsallaşmıştır. Türkiye giderek her alanda Rusya'ya yakınlaşmıştır.
Ancak Rusya'nın PYD/Esad ile İran'ın PKK/Şii Milislerle olan ilişkileri dikkate alınarak üç ülke arasında çok yönlü ve etkili ilişkiler sürdürülmelidir. Gerçekler bize ülkeler arasında çıkarların hiçbir zaman yüzde yüz örtüşmediğini göstermektedir. Türkiye romantizme kapılmadan, ihtiyatı da elinden bırakmadan Rusya ve İran ile ilişkilerini güçlendirecek her adımı atmalıdır.