Türkiye, hangi tünelin altında kaldı?

Başbakan Binali Yıldırım, "20 yılda 3 kilometrelik Bolu Tüneli'nin altında kalan bir Türkiye'den bugün Ovit, Zigana Tüneli'ni, Marmaray'ı, Avrasya'yı yapan, dünyanın en büyük havalimanını yapan bir ülke haline geldik. Ülkemizle gurur duyalım." dedi.

Elbette bu hizmetler önemlidir, değerlidir. Gerçi yeni havaalanı projesine bilimsel itirazlar vardır, henüz başlamamış Kanal İstanbul projesi için de çok büyük uyarılar vardır. Meselâ Semih Kalkanoğlu, "İstanbul kanal projesi, son 1000 yılın en büyük ihanet projesidir." diyor.

Kalkanoğlu, "Bu projenin arka planında ne olduğu mutlaka araştırılmalıdır. Maliyeti nereden bakarsanız bakınız, en az 60 milyar Dolar düzeyinde bir rakam olup, bu rakamla Türkiye'de kirada oturan en az 10 milyon aileye üç oda bir salon konut yapılır, dağıtılır. Bu parayla Türkiye'de okulsuz köy kalmaz. Bu parayla 10 milyon gence lise ve üniversitede okumaları için burs verilebilir. Ve böyle bir kanal, Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük uluslararası başarılarından biri olan, 20 Temmuz 1936'da İsviçre'nin Montreux kentinde imzalanan Uluslararası Boğazlar Sözleşmesi'ni de tüm dünyada tartışmaya açar. Bugün İstanbul Boğazı'ndan ton başına 0.9 Dolar bedel ödeyerek geçen ticaret gemileri, petrol tankerleri, yeni kanaldan, ton başına 5,5 Dolar bedelle kesinlikle geçmeyeceklerdir. Türkiye için bir çöküş, İstanbul'u coğrafî olarak bitirecek bu saçma sapan proje mutlaka durdurulmalıdır." diyor.

CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi de "Bu proje, doğanın ve eko sistemin idam fermanıdır" uyarısında bulunuyor.

***

Bir de Türkiye'nin Bolu tünelinin değil ama 15 Temmuz gecesi Kastamonu Ilgaz tünelinin altında nasıl kaldığını en iyi Sayın Binali Yıldırım bilir! 15 Temmuz'u yapan FETÖ'cülerin, o güne kadar ordu, yargı, emniyet, üniversiteler ve eğitim camiasına hâkim olmasını kimler sağladıysa, Türkiye'nin o dar tünele sokulmasına da onlar sebep olmuştur. Üstelik bu bahaneyle, Türkiye'nin rejimi değiştirilmektedir. Asıl altında kalınan tünel budur!

***

Binali Bey, "Stratejik yatırım türünden 128 milyar liralık yeni yatırım teşvikini onayladık. Bunu kamuoyuyla önümüzdeki günlerde paylaşacağız. İkincisi, bankaların, piyasaları rahatlatmak ve krediye erişimi kolaylaştırmakla ilgili aldıkları tedbirler var, bunu da paylaşacağız. Son 15 yılda, AK Parti iktidarında Türkiye'ye 191 milyar dolar doğrudan küresel sermaye geldi. Bu, az bir rakam değil. Bu, Türkiye'ye olan güveni ve istikrarı gösteriyor." dedi.

Güzel de 15 yılda satılan kamu kurumları, petrol tesisleri, haberleşme sistemi, limanlar, ne olacak? Şimdi bu kurumlar kime hizmet ediyor, kime para kazandırıyor?

Ve 15 yılda yapılan yaklaşık 800 milyar dolarlık ihalenin komisyonları ne oldu?

Kimse, "Ne komisyonu?" demesin. Amerikalılar bu komisyonların, hangi ülkelerde, hangi bankalara, kimlerin isimleriyle yatırıldığını biliyor ve bu bilgileri, Türkiye'ye karşı siyasi şantaj malzemesi olarak kullanıyor.

Türkiye işte böyle dar bir tünelin altında kalmıştır! Kurtuluş mümkündür ama mevcut kadrolarla değil!

***

Bütün medyayı yandaşlaştırmak, kalanları da mahkeme kararıyla tehdit ederek susturmak, bir ülke için darboğaz değil midir?

Artık AKP'li seçmen de bu baskıları görmekte ve Türkiye'nin geleceğinden endişelenmektedir. AKP'yi destekleyen medyada da "Afrin'e pirince giderken, Hatay'ı kaybetmeyelim!" deniliyor artık!

Bu kadar baskı, elbette bize de zarar verebilir ama yapanlara hiçbir hayır getirmeyecektir. Bunu görmek için de fazla beklemeyeceğiz!

Yazarın Diğer Yazıları