Türkeş'le röportaj (2)

Dün, Alparslan Türkeş'le 1975'te yapılan bir röportajı vermeye başladık. Birinci bölümde, 27 Mayıs İhtilali ve demokrasi üzerinde durmuştu. Bugün aynı soruya cevabın devamı olarak 12 Mart Muhtırası üzerinde duruyor.

Türkeş (devamla) - 12 Mart [12 Mart 1971 Muhtırası] ise bence sebepleri yönünden çok daha haklıydı. İnsanlar kaçırılıyor, bankalar soyuluyor. Konsoloslar öldürülüyordu. Sonra Kültür Sarayı yakıldı, vapurlar batırıldı. Köprüye hücumlar oldu. Bu durumda Silâhlı Kuvvetler yine işe müdahale ettiği hâlde idareyi ele almadı. İdareyi ele alma­dıkları gibi yalnızca sıkıyöne­tim ilân etmekle işlerini ve vazifelerini yerine getirmiş oldu­lar. İşte bu yüzdendir ki Türk Ordusu takdire şayan bir ka­raktere sahiptir, şuurlu bir kütledir.

Bugün aynı tehlike yine mevcuttur. Solcuların oylarından faydalanmak isteyen bazı siyasî partiler, bu küçültücü tutum içine girmektedirler. Bu du­rumdan kurtulmak için, yine partilerin anlaşması lâzımdır. Tahminime göre bütçe meclisten çıktıktan sonra hükümet kurulacaktır. [AP, MSP, MHP ve CGP'nin, 31 Mart 1975'te kurduğu Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti'ni kastediyor.]

Soru - Amerika ile antlaş­maların karşılıklı yapıldığını belirttiniz. Halbuki yaygın kanaat, antlaşmanın Türkiye tarafından yapılıp, yine Türkiye tarafından tek taraflı olarak bozulmuş ol­masıdır. Amerikan ambargosu devam ettiği takdirde, bu gu­rura da Türkiye ne yapabilir? [1974'te Kıbrıs'a çıkartma olmuş, Türkler kurtarılmıştı. ABD, Türkiye'nin haşhaş ekimine devam etmesini ve Kıbrıs'tan askerini çekmemesini bahane ederek Rumlara destek için, ülkemize, yıllarca süren bir silâh ambargosu uygulamıştı.]

Türkeş - Türkiye zaten, bu üne kadar, bu yardım, günün birinde kesilebilir, kesildiği an da ben ne yapacağım, diye tedbirini bir an önce almalıydı, bu tedbiri almadığı için de, gelmiş geçmiş iktidarları ne kadar suçlasak, ne kadar tenkit etsek yeridir. Ama bugün de bunun bir hâl çaresi bulunabilir. Millî harp sanayii için de, önceliği motor sanayii ile, harp araçlarının yedek parça ihtiyaçlarını karşılayacak tesislerin kurulması gereklidir. Haşhaş konusunda da Türkiye ile Amerika antlaşmayı karşılıklı olarak yapmışlardır.

Soru - Bu durum karşısın­da, ne yapmalı?

Türkeş - Her iki taraf da birbirine anlayışla yaklaşarak birbirlerinin haklı haksız taraflarını ortaya koymaları gereğine inanmalıdırlar.

Soru - CENTO Pakistan'a yetmedi peki, NATO Türkiye'ye yeter mi? Pakistan'ı CENTO'da yalnız bırakan Amerika, acaba Türkiye'yi günün birinde NATO'da yalnız bırakmaz mı? [CENTO, Türkiye, İran, Pakistan ve İngiltere arasında kurulmuş, ortak güvenlik ve savunma antlaşması. 1979'da lağvedilmiştir. CENTO'yu ABD'de de destekliyordu. Hindistan ve Pakistan 1971'de savaşmıştı.]

Türkeş - CENTO, Pakistan'a yetmedi, ancak CENTO'ya bağlı devletler Pakistan'a yardım ettiler. Müttefik milletlerin gerektiğinde birbirlerine yardım edecek kadar kuvvetli olmaları gerekmektedir. Bir de coğrafi sınırları bakımından İran ve Türkiye, Pakistan'a gerekli yardımı yapamadı. NATO'ya gelince NATO'dan Türkiye'ye ne ölçüde yardım yapabileceği, ancak, tahminî olarak söylenebilir, harp sırasında, devletlerin ne şekilde davranacakları önceden kestirilemez. Kaldı ki bugün hem, Amerika hem de Türkiye için aynı şeyi söyleyebiliriz.

***

Yarın son bölümü vereceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları