Türkeş: Türkistan Türklüğün davası

Türkeş: Türkistan Türklüğün davası

Türkeş: Türkistan Türklüğün davası

Doğu Türkistan, dünya Türklüğünün meselesidir

* Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine reva gördüğü katliam, MHP’nin efsanevi
lideri merhum Alparslan Türkeş’in dirayetli tutumunu akıllara getirdi

* Bugün yaşanan dramı yıllar öncesinden öngören Türkeş, “Doğu Türkistan’ın sıkıntıları yalnız Türklüğün değil, Müslümanlığın da sıkıntısıdır” diyordu


Haber: Macit SOYDAN
Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dramına başta Türkiye olmak üzere tüm dünyanın seyirci kalması, dış Türkler konusunda hassasiyeti bilinen MHP’nin efsanevi lideri merhum Alparslan Türkeş’in üstün dirayetini hafızalara getirdi. Türkeş, 1996 yılında düzenlenen “Uluslararası Doğu Türkistan ve Tarih Sempozyumu” nda yaptığı konuşmada, Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yaptığı baskıyı ve çözüm önerilerini derin öngörüsüyle sıralıyor. Araştırmacı Yazar Metin Turhan’ın Bilge Oğuz Yayınları’ndan çıkan “Bilinmeyen Yönleriyle Alparslan Türkeş” isimli kitabında yer verdiği konuşmada Türkeş, Doğu Türkistan Türkleri’nin stratejik bir öneme sahip olduğunun altını çiziyor.
 
Teröre son verilmelidir

Doğu Türkistan’da artan yargısız infaz ve teröre son verilmesini isteyen Türkeş, şunları kaydediyor: Tarihimizin başlangıç noktası, kültürümüzün ana kaynağı Doğu Türkistan; o topraklarda hayat mücadelesi veren 30 milyon insanımızın meselesi olduğu kadar, dünya Türklüğünün de acı ama gerçek bir meselesidir. Doğu Türkistan meselesi geride bıraktığımız yıl toprağa verdiğimiz değerli insan merhum İsa Yusuf Alptekin ile 45 yıl önce Türkiye’nin ve dünyanın gündemine gelmiş ve o günden bugüne Dış Türkler davamızın en önemli kısmını teşkil etmiş bulunan bir büyük davadır.”

İnsanlık için vebaldir
Bu davaya kayıtsız kalınamayacağını ifade eden Türkeş, “Doğu Türkistan’ın sıkıntıları yalnız Türklüğün değil, Müslümanlığın ve de insan haklarına saygı gösterdiğini iddia eden bütün sivil toplum kuruluşlarının sıkıntısıdır. Dolayısıyla bu davaya kayıtsız kalmak, yalnız milliyetimize, yalnız vicdanımıza karşı bir sorumluluk değil, aynı zamanda insanlık alemine karşı da ayrı bir vebaldir. Bugün Doğu Türkistan’da özerklik statüsü mevcutsa da, insan hakları ihlal edilmektedir.”

 

Çadırlarına konuk oluyordu
Dış Türkler konusundaki hassasiyeti bilinen Alparslan Türkeş’in Doğu Türkistan konusuna da özel bir ilgisi vardı. Türkeş’in Erciyes zafer Kurultaylarında ziyaret etmeden geçme
diği obaların başında da Doğu Türkistan obası gelmekteydi. Kurultay için Erciyes’e çıkan Alparslan Türkeş, mutlaka Doğu Türkistanlıların da çadırına konuk olur, onlarla dertleşirdi.


Çinli suçlulardan oluşan göçmen akını durdurulmalı
Türkeş, Doğu Türkistan’a yönelik Çinli göçmen akını baskısına son verilmesini istiyordu
Milliyetçi Hareket Partisi’nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş, Doğu Türkistan Türklerinin bilim ve teknoloji konusunda gelişmelerinin çok önemli olduğunu da ifade ediyordu. Türkeş, Doğu Türkistan’a Çinli göçünün durdurulmasını isteyen “Her zaman önemle işaret ettiğim gibi bilim, teknoloji, milletlerin yüksek refah seviyesini elde etmesinin yanı sıra, hürriyet ve istiklallerini muhafazasının da en kuvvetli, en sağlam unsurunu teşkil etmektedir. Dolayısıyla Çin hükümetinin yönetimleri altındaki Doğu Türkistan bölgesine başta bilim ve teknoloji olmak üzere kültür, turizm, ağır sanayi sahalarında yatırımların artırılması ve iş sahalarıyla bürokraside Doğu Türkistan halkına eşit görevler vermesi de temennimizdir” diyordu.

Engeller kalkmalı
Bölgedeki baskılara dikkat çeken Türkeş, temennilerini şöyle sıralıyordu: “Doğu Türkistan’a yönelik her yıl artarak devam eden ve genelde suçlulardan oluşan mecburi Çinli göçmen akınının durdurulması, acımasızca uygulandığı Uluslararası Af Örgütü’nce sabit olan doğum yasağı ve mecburi kürtajın kaldırılması, üniversite öğrencileri ve bilim adamlarının yurt dışında, özellikle Türkiye’de karşılıklı olarak eğitim, öğrenim görmelerinin temin edilmesi ve hacı sayısının çoğaltılması ve işlemlerdeki bürokratik engellerin azaltılması gibi hususlarda Çin Halk Cumhuriyeti’nin anlayış göstermesi en büyük arzumuzdur.”

 

Özerklik statüsüne kavuşmalı
Türkeş, Doğu Türkistan’ın gerçek anlamda özerklik statüsüne kavuşmasını hayal ediyordu
Doğu Türkistan’da İnsan Hakları Evrensel beyannamesi’nde yer alan maddelerin uygulanmasını ve özerklik statüsüne bir an önce kavuşturulmasının teminini öncelikle arzu etmekte olduğunu da ifade eden merhum Alparslan Türkeş konuşmasında şunların altını çiziyor: “Zira bunun temininin sonunda Çin ile Doğu Türkistan’ın ortak menfaatlerinin yeniden şekillenmesi kendiliğin
den doğacaktır. Bugün Doğu Türkistan’a Çin’in göstereceği tolerans ve anlayış bölgenin kalkınmasını, gelişmesini ve iktisaden yeni bir refah düzeninin sağlanmasını temin edecektir. Doğu Türkistan bölgedeki bütün ülkelerle bilimsel, kültürel, sosyal, ekonomik münasebetlerini geliştirirse Türkiye ile Çin arasındaki dostluk ve işbirliği bağları daha da artacak ve gelişecektir.”


Kalbimizde müstesna bir yeri var
Başbuğ, Türk dünyasının bir parçası olan bu bölgede yaşayan kardeşlerimizin de mutluluğunu istiyordu
Doğu Türkistan’ın milli servetlerinin de sömürülmemesi gerektiğini belirten ve Doğu Türkistan’ın bu servetten gerçek payını alması gerektiğine işaret eden Alparslan Türkeş şunları da kaydediyor:
“Doğu Türkistan’ın milli servetinden elde edilen paydan gerçek hakkını alması, kültürel kimlik ve din üzerindeki baskının kaldırılması gibi en temel insani hakların verilmesi Doğu Türkistan’ın rahatlamasını, gelişmesini ve Türkiye-Çin dostluğunun daha da pekişip büyümesini kendiliğinden sağlayacaktır. Satır başları halinde özetlediğim ve Çin devletinin iç işlerine bir müdahaleyi düşünmeksizin, Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımızın içinde bulundukları durumu sizlere aktarmak amacıyla sıraladığım konuların çözümü aynı bölgenin kaderini paylaşan insanların aralarındaki anlaşmazlığı kaldırmayı hedeflemektedir. Kalbimizde müstesna bir yeri olan Doğu Türkistan, Türk dünyasının bir parçasıdır. Bu bölgenin insanlarının güler yüzlü, mutlu ve refah içinde bir yarına sahip olması ise yalnız Türkiye’nin değil bütün Türk dünyasının ve insanının temennisidir.”

Türkeş, Doğu Türkistan’ın istiklal ve hürriyet mücadelesinin sembol isimlerinden merhum İsa Yusuf Alptekin’le zaman zaman bir araya geliyordu.