Türkeş, Behram Salih'le görüşmüştü

Talabanî'nin partisi KYB'nin adayı doktoralı mimar-mühendis Behram Salih Irak Cumhurbaşkanı seçildi. Salih, Talabanî'nin yanında yetişti. Ama onun gibi "kıvıran" biri olarak düşünmüyorum.

Başka bir şeyden bahsedeceğim. Behram Salih'in Türkeş'le diyaloğu vardı.

Türkiye'ye sık gelen Salih'in Türkeş'le burada görüşüp görüşmediğini bilmiyorum ama ABD'de görüştü.

1993 yılı. Salih, Barzanî kanadının da dâhil olduğu Irak Kürt Cephesi'nin Washington temsilcisi. Türkeş, 22-29 Şubat tarihleri arasında ABD'de. Washington Sheraton Carlton Oteli'nde kalıyor. 26 Şubat 1993 cuma günü Behram Salih, Türkeş'i otelinde ziyaret ediyor. Türkeş'in yanında Rıza Müftüoğlu da var.

alparslan-turkes.jpg

"Şahinlerin Dansı-Türkeş'in Anıları"nı da yayınlayan Hulûsi Turgut'un "Barzani Olayı" kitabından okuyalım:

"1970 yılında, 'Kuzey Irak Kürtlerinin lideri Molla Mustafa Barzani'nin kellesini nasıl getirtebiliriz?' diye düşünen Türkeş, 1993 yılında aynı grubun Amerika'da bulunan temsilcisini kabul ediyor ve kendisiyle şu ilginç görüşmeyi yapıyordu:

Türkeş- Hoş geldiniz Sayın Salih. Bakıyorum çok güzel Türkçe konuşuyorsunuz.

Behram Salih- Hoş bulduk Sayın Türkeş. Evet, Türkçe konuşabiliyorum. Sık sık Türkiye'ye geliyorum, Süleymaniye'de ve Kerkük'te pek çok Türk arkadaşım var. Zaten bizim bölgede Türkmenler ve Kürtler birbirlerinin dillerini çok rahat, bir şekilde öğreniyor ve konuşuyorlar.

A. T.- Irak'ta durum nasıl? Biraz iyileşme alametleri görüyoruz.

B. S.- Evet, şimdi artık bölgesel parlamentomuz var Kendi dâhilî işlerimizi, kendimiz hallediyoruz. Ancak, ekonomik durum çok kötü Laik bir demokrasinin kurulması, ihtimal dâhilinde. Çünkü Irak'a demokrasinin gelmesi şart. Eskiden çok parti vardı. Şimdi sadece Baas Partisi var. Onun için gerçek demokrasinin kurulması gerekiyor.

A.T.- PKK'nın faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

B.S.- Biliyorsunuz, Abdullah Öcalan Suriye'de yaşıyor. Bölgede, barı­şa şiddetle ihtiyaç var. Tavrını devam ettirirse, barış çabaları sırasında tek kaybedecek, yine onlar olur.

A.T.- Her zaman PKK'ya karşı ortak tavır almamız lazım. Her gün in­sanlarımızın ölmesini istemiyoruz. Türk-Kürt, bizim için fark etmez. Ön­ce terörü durdurmalıyız. Sonra oturur konuşuruz. Biz, insanların iyiliği­ni istiyoruz. Bölgede çok garip şeyler oluyor. Bakıyorsunuz, fundamentalist (köktendinci) İran, Marksist PKK'yı destekliyor.

B.S.- Biz Irak Kürtleri, Türkiye, İran ve Arap dünyasının ortasındayız. Söylediğiniz gibi, biz, Kürtler olarak, sizlerle beraber olmayı, İran ve Arap milliyetçilerinin bizi kullanmasına tercih ederiz.

A.T.- Bölgenizde, Abdülkadir Geylani'ye saygı duyuluyor değil mi?

B.S.- Evet, Kadiri tarikatı, Kuzey Irak'ta yayılıyor.

A.T.- Sizinle görüşmekten memnuniyet duydum. Bölgenin huzuru için birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmamız lazım.

B.S.- Ben de sizinle aynı düşünceleri paylaşıyorum." (Hulûsi Turgut, Barzani Olayı, 2008, s. 348-349).

(Dün sekiz şehit verdik. Yürekler yandı. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.)

Yazarın Diğer Yazıları