Türkeş: 300 milletvekili

Alparslan Türkeş başkanlık sistemi derken "ucube" rejim değişikliğini kastetmemiştir. 1975'te, Milliyetçi Hareket Partisi'nin görüşlerini açıkladığı "Temel Görüşler" kitabının üç yerinde "Başkanlık sistemi" ele alınmıştır. Buna geleceğim.

Saray'ın başdanışmanı, A. Öcalan'ın tavsiyesiyle PKK'lıların ne kadar "insancıl" olduklarının anlatılması için teşekkül ettirilen "Âkil Adamlar" içinde yer almış Mehmet Uçum (Eğer rejimi değiştirebilirlerse muhtemelen "Türk Adını Silme Operasyonundan Sorumlu Başkan Yardımcısı" olacak.) yine heyecanlı... Uçmuş uçmuş Kaf Dağı'na konuvermiş; cikcikliyor:

"Sessiz değil Halkımız gümbür gümbür bir Devrim yapıyor farkında mısınız. Halk kendi Devletini kurmak için adım atıyor, 16 Nisan Kutlu Olsun."

Yani "Rejimi değiştireceğiz... Şalterleri indirilecek; Türkiye'yi karanlığa gömeceğiz." demeye getiriyor Uçum!

Bu zatın, biliyorsunuz, yazmıştık, "Türk" deyince nevri döner! "Türk milleti" yok onun için. Adamın şuuraltı dürtüleri uç veriyor. Ya 16 Nisan'da, şalterleri indirirlerse, Allah korusun, "Şark Meselesi"ni bir türlü halledemeyen Haçlılar'la iş birliğine giderler, "Türk'üm" diyenleri Anadolu'dan sürüp atarlar! Kim bilir... Kuyucu Murat misali kesip kesip kuyulara bile doldururlar!

Uçum'un sonra Kaf Dağı'nın zirvesinden inmesi beylik savunma... Aksülamel fazla olunca, "Atatürk, Cumhuriyet, Laiklik" gevelemesine geçiyor.

Yalan söyleme Uçum! "Ne oluyoruz!" öfkesi karşısında, birden culuğun düştü (Yozgat ağzı). Seninki takiyyeciliğin daniskası! Gelmiş geçmiş en takiyyeciler kimler biliyor musun? Haşhaşîler! Aklın hep "Türk"ü silmekle meşgul olduğu için, fazla okumuyorsun.

Zamanımızın Haşhaşîleri malûm: Fethullahçılar. 15 Temmuz'dan sonra bu köşede bir dizi Haşhaşîler-Fethullahçılar iç içeliğini yazdım. Asıl "Alamut'un Büyüsü" kitabımıza bakman lâzım Uçum! Sen neye "evet" diyorsan, biz ona "hayır" diyerek kitaplar yazmışız meğer. "Tek Adam" rejimi kurulursa Alamut'la Saray arasında benzeyen ve benzemeyen noktaları da bulursun o kitapta. Dahası Hasan Sabbah'ın kendisinde gördüğü ilâhî kudret... Gerisini söylemeyeyim, o kadarını anlarsın artık!

Neyi anlatacaktık, nereye geldik. Türkeş'i "tek adamlık" emelleri için kullanıyorlar. Eski Pensilvanya yanaşmasıyken, sonra "Saray"a kapılanan kişinin çıkardığı o "derin" dergide alıntı yaptığı Türkeş'in, "Temel Görüşler" kitabının 79-80. sayfalar arasında işlenen başkanlık sistemi, şimdiki "ucube başkanlık" değil.

Temel Görüşler'de, 156., 163., 172-173. sayfalarda da başkanlık sistemi üzerinde durulmuştur. (Sonra derlenen "Dokuz Işık" kitabına "Temel Görüşler" dâhil edilmiştir.) O zaman senato vardı. O kaldırılıyor ve 450 milletvekili 300'e indiriliyor. Kararnameler yok, "seçkin" Meclis hızla kanun yapıyor ve bütün halkı ilgilendiren kanunlar için sık sık referanduma gidiliyor. Mahkemelerin "tek adam"a bağlanacağından bahsedilmiyor. Çünkü akla ziyan bir tasarruf.

Tabiî Türkeş, sonra "parlamenter sistem" demiştir. Vefatından önceki son konuşmasında da parlamenter sistemi savunmuştur.

Son sözümüz: Başkanlık acîb bir şey; sonu karanlık!


Yazarın Diğer Yazıları