Türkeş, 2.5 milyon sahte seçmenle seçime gider miydi?
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, aylardır, hatta 16 Nisan referandumundan beri "Kâğıt üzerinde 2 milyon 537 bin sahte seçmen oluşturuldu" diye yüksek sesle haykırıyor! Böyle bir iddia, bırakın bir Avrupa ülkesini, yakın tarihlerde kurulmuş bir kabile devletini bile altüst ederdi ama Türkiye'de sessizlik hâkim!
Pekşen, defalarca referandumla kabul edilmiş sayılan Anayasa değişikliklerinin, sahte seçmenler ve mühürsüz oylar sebebiyle meşru olmadığını söyledi ama partisi, konunun üzerinde yeterince durmadı.
Bu arada, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün üst-alt soy bilgilerini İnternet üzerinden yayınlamasıyla, Pekşen'in iddiası ispatlandı. Zira hemen herkesin ailesinde 100, 150 yıl önce ölmüş insanlar, yaşıyor görünüyor!
Nüfus kayıtları, ölmüş insanlar çıkarılmadan Yüksek Seçim Kurulu'na veriliyorsa, halk oylaması ve seçimler bu listelere göre yapılıyorsa, ki, iddia budur; o halde Türkiye'de son dönemde yapılan bütün seçimler ve oylamalar şaibe altındadır!
***
Bu ülkede, yıllarca üniversite sınav soruları, KPSS soruları, hâkim-savcılık ve polislik için hazırlanan sınav soruları çalınmadı mı? Böylece milyonlarca insanın hakkı gasp edilmedi mi? Bu kadar büyük çapta sahtekârlığın araştırılmasına bile izin vermeyen iktidar, 15 Temmuz kalkışmasından sonra küçük çapta soruşturmalarla ipe un seriyor!
Böyle bir vukuatı olan iktidar, 2 milyon 537 bin sahte seçmen oluşturulduğu iddiasını ise duymak bile istemiyor! İddialara cevap da vermiyorlar ki gündeme oturup da gereğini yapmaya mecbur kalmasınlar!
Mesele sadece sandık güvenliğinin sağlanmasından ibaret değildir. Sandık güvenliği, CHP ve İYİ Parti görevlileri tarafından sağlandı diyelim! Gezici sandıklara müdahil olabilecekler mi? 2 milyon 537 bin ölü adına oy kullanılırsa bunu nasıl fark edecekler? Diyelim ki fark ettiler, tartışma çıktı, iktidar görevlisi, yeni yasaya göre sandık başına polis çağırdı! O andan sonra ne olacağını sanıyoruz? Arayı polis mi bulacak? Yoksa, iktidarın görevlendirdiği sandık başkanının dediği mi olacak? Böyle seçim mi olur?
***
Bugün Alparslan Türkeş'in ölüm yıldönümü... Türkeş'in "en büyük eserim" dediği MHP'nin bugünkü genel başkanı Devlet Bahçeli, "geveze ve gevşek" diye hakaret ettiği CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in "Seçim güvenliği için ordu kuruyoruz" sözlerinden dolayı bu girişimi, "FETÖ merkezli bir örgütlenme olarak" ve hatta "HDP'yle, İP'yle, PKK ve FETÖ'yle ele ele vererek seçim güvenliği ordusu kuruyorken, teröristler de bu orduya sızdırılırsa CHP'nin tipitip grup başkan vekili bunu nasıl telafi edecek, ne diyecektir?" diye terörle bağlantılı gibi gösterdi.
Bahçeli bununla da yetinmedi ve "Bunların alayının alnını karışlamak, karşılarına dikilmek bizim için farz olacaktır. Akıllı olun, aklınızı başınıza alın, ateşle oynamayın. Destursuz bağa girenin ne olacağını iyi hesap edin" dedi, Kemal Kılıçdaroğlu'nu da "sanal, yalan ve talan ittifak görüşmeleri" yapmakla suçladı.
AKP-MHP ittifak yaparsa "cumhur ittifakı", CHP yaparsa "yalan ve talan ittifakı" oluyor! Ya tersi söz konusuysa?
***
Seçimde sahtekârlık yapılmasın diye hazırlık yapanların, terör örgütleriyle bağlantılı; seçim güvenliği ordusu kurma işinin de çarpıtılarak sanki yeni bir ordu kuruluyormuş gibi gösterilmesi, ayrıca muhatapların tehdit edilmesi seçimlerin güvenliğine şimdiden gölge düşürmüştür.
Türkeş yaşasaydı, böyle mi yapardı? Türkeş, 2.5 milyon sahte seçmen listelerden ayıklanmadan seçime gider miydi?