Türk tipi mi AKP tipi mi?
Tayyip Erdoğan "Yeni Anayasa" için kurdurduğu "Türkiye Anayasa Platformu"nun toplantısında konuşurken, sivil toplum kuruluşlarının meydana getirdiği bu yapılanmanın milleti temsil ettiğini iddia etti ve milletin önünde hiçbir gücün duramayacağını söyledi.
Gerçekte ise halkın çoğunluğu yeni anayasa istemiyor, başkanlık sistemi de istemiyor. Tayyip Erdoğan bunu çok iyi bildiği için AKP'nin ebeliğini yapan Birlik Vakfı gibi sivil toplum kuruluşları üzerinden kamuoyu desteği sağlamaya çalışıyor.
***
Platformun başını çeken Birlik Vakfı'nda yıllar önce yaşanmış bir olay, bu tür kuruluşların kimi ve hangi düşünceyi temsil ettiğini ortaya koymuştu. Birlik Vakfı'nda yapılan toplantılara üyelerin davet ettiği vatandaşlar da katılabiliyordu. Avrupa Birliği'ne katılım heveslerinin AKP iktidarı tarafından gündüz havai fişek patlatılarak teşvik edildiği dönemde, toplantıya katılan bir vatandaş, Avrupa Birliği'ne siyasi tavizler verilmesinden rahatsız olduğunu anlatınca orada bulunan AKP'nin üst düzey bir temsilcisi "Bizim yaptığımız, Ankara'nın şerrinden Brüksel'in şefaatine sığınmaktır" demişti.
"Şer merkezi" olarak gördükleri "Ankara"dan kastedilen herhalde Türk Silâhlı Kuvvetleri idi! Zaten AKP sözcüleri devamlı olarak "askeri vesayet"ten şikâyet ediyordu. AKP iktidarı, bu vesayeti ortadan kaldırmak için Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları ile Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin halkın gözündeki gücünü ve itibarını büyük ölçüde zedeledi. Terörle mücadele süreci, ordunun kendisini toparlamasına vesile oldu. AKP iktidarı, ordunun verdiği raporlara göre hareket etmek zorunda kaldı.
***
"Türk Milleti" yerine başka kavramlar öneren ve Türklüğü Anayasa'dan da kaldırmak isteyen AKP, ihtiyaç duyduğu zaman Türklük değerlerini okşamaya başlıyor. Tayyip Erdoğan, "Türk tipi başkanlık sistemi" diyor! İyi de Anayasa'dan bile çıkarmak istediğiniz Türklük kavramını burada niçin kullanıyorsunuz? Yeni Anayasa ile yeni bir rejim kurduğunuz zaman, kendi ifadenizle Türkiye'yi yeniden yapılandırdığınız zaman, milletin adını da değiştireceğinizi defalarca açıklamadınız mı?
Tayyip Erdoğan, sadece sivil toplum kuruluşlarının propagandası ile sonuca ulaşamayacağını biliyor elbette. Dolayısıyla bir taraftan da AKP'nin yurt çapında sosyal yardım faaliyetleri devam ediyor. Sadece Trabzon'dan kapsamlı bir örnek vererek asıl propagandanın nasıl yapıldığını göstermek istiyorum.
***
Bilindiği gibi Türkiye'nin nüfusu ile ilgili rakamlar açıklandı. Trabzon'un nüfusu 766 bin 782'den 768 bin 417'ye yükseldi. Vali Abdil Celil Öz, son bir yıl içinde ihtiyaç sahibi 95 bin 686 kişiye yaklaşık 121 milyon lira yardım yapıldığını bildirdi.
Adam başı yaklaşık 1200 lira düşüyor.
Trabzon'da her sekiz kişiden biri yardım almış görünüyor! Yardım alanların almayanlarla akrabalığını da dikkate alırsak, bütün bir şehrin durumdan haberdar olduğunu kabul etmemiz gerekir. Dolayısıyla AKP'nin Trabzon'dan yüzde 55 civarında oy almasında bu yardımların rolünün olmadığını söylemek mümkün değildir.
AKP iktidarı, her sekiz kişiden bir kişiye nakit yardımda bulunarak, oy oranını koruyor.
***
AKP'nin iktidarda kalmasının asıl sebebi muhalefet partilerinin iktidar olmak istememesidir. Buna rağmen AKP işi garantiye bağlıyor. Aslında bu rakamlar, halkın sekizde birinin yardıma muhtaç olduğunu, ülkenin ekonomik olarak da iyi yönetilmediğini gösteriyor.
Çoğunluk, kısa günün kârına bakıyor! Buna güvenilerek "Türk tipi" değil, "yerli ve milli" de değil ama AKP tipi bir Anayasa ve yeni bir rejim tasarlanıyor!