Türk milletinin yargıyla sınavı
Yargı adına hukuk adına, yasa hesabına Başbakan ipe çekmiş bir ülkeyiz.
Hiçbir zaman hukuku üstün kılamamış ama üstünlerin arzularını hukuk yapmış bir memleketiz.
Adalet adına uzun olmayan kısa bir zaman önce bir eski Genelkurmay Başkanı'nı terörist ilan etmiş, yetmemiş içeri de tıkmışız!
Bir emniyet müdürünü mücadele ettiği terör örgütünün mensubu saymış, göz göre göre yıllarca içeriye tıkmış bir yargımızla övünebiliriz(!).
Yargı ile kumpası bir araya getirmiş nadir ülkelerden birisiyiz!
Böylece Türkiye'de adalet en zor bulunan kıt bir element haline gelmiştir.
Damat hukuku!
Hukuku siyasallaştırmış ama siyaseti bir türlü hukukileştirememiş ülkeyiz!
Burası damatlar nezle olunca sağlık durumundan tahliye edilebilirken, Kuddusi Okkır'lar kanser olunca ölene kadar hapishanede tutulan bir memleket!
Burada damadın ayrı, vatandaşın ayrı, iktidarın ayrı, muhalefetin ayrı hukuku var.
Birisi de yukarıda yazılanları okurken şu Çin atasözünü hatırlayabilir.
Bir Çin atasözü der ki;
'İki zengin adalet huzurunda hâkim karşısına çıktığında hâkim davadan çekilirmiş.
Bir zenginle bir fakir adalet huzurunda hâkim karşısına çıktığında davayı zengin kazanırmış.
İki fakir adalet huzurunda hâkim karşısına çıktığında adalet tecelli edermiş.'
Kısacası dünyanın hiç bir yerinde "gerçek" adalet yoktur!
Türkiye'yi rahatsız eden gelişmeler!
Türkiye, bilinen sebeplerden dolayı Katar'da üs kuruyor, körfeze asker gönderiyor.
Terör örgütü mümkün olan bütün yolları kullanarak Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya çalışıyor.
Her Allah'ın günü verilen şehitler bu alçak terörün sonucu olarak gerçekleşiyor.
Irak'ın kuzeyinde Barzani 25 Eylül'de Türkiye'yi stratejik olarak derinden etkileyecek bağımsızlık referandumu yapacağını açıklamış durumdadır.
Terör örgütü PYD, ABD'nin emrinde Rakka'da geri döndürülmesi imkânsız kazanımlar elde ediyor.
PYD'nin, ABD'nin kendisine verdiği ağır silahları Türkiye'ye karşı döndürmesi an meselesidir.
Yunan, Türkiye'ye ait on altı ada ve kayalık üzerine oturmuş durumdadır.
Mülteciler, AB'nin Türkiye'ye karşı aldığı tavır ve ekonomik göstergeler tehlikeli bir gidişi gösteriyor.
Dahası Türkiye yeni bir referandumdan çıkmıştır.
İktidar %51 ile Türkiye'nin %100'ünü kökten etkileyecek bir sistem değişikliği getirmiş bulunuyor.
Bunun hazmedilmesi, kabul ettirilmesi adil ve tarafsız bir yönetimin kurulmasını zorunlu kılıyor.
Zaman birliğe, beraberliğe en fazla ihtiyaç duyulan bir zamandır!
Ana Muhalefet Milletvekilini tutuklamak!
Ülkede yaşananlar ise sürekli olarak türlü çeşit kaos, kargaşa, tartışma alanları ortaya çıkarıyor.
Malum MİT TIR'ları davası görülüyor.
Davanın bazı sanıkları ülke sınırlarının öte yanına geçmişler.
Mahkeme onların dosyasını ayırıyor.
Davayı takip eden, her çağrıldığında gidip ifade veren milletvekiline adam mahkeme salonundayken 25 yıl hapis cezası veriliyor ve derhal tutuklanıyor.
Yani hüküm veriliyor ve normalde bu hükmün infazının yasama görevinin sonlanmasına kadar ertelenmesi gerekirken anında infaz yapılıyor.
Hâlbuki bu kararın daha Yargıtay aşaması var.
Yargıtay'ın bu kararı bozma ihtimali de söz konusudur.
Türkiye'nin hiçbir sorunu yokmuş gibi yargı yeni nurtopu gibi bir tartışma konusunu daha siyasetin kucağına atmış bulunmaktadır.
Bunlar iktidar ve muhalefetiyle tam da omuz omuza verilecek bir zamanda yaşanıyor.
Dahası bu tür gerilim ve kargaşalar muhalefetten daha çok iktidarın elini zayıflatır.
CHP harekete geçiyor!
Bu karar doğal olarak CHP'yi harekete geçiriyor!
CHP Genel Başkanı, Ankara'dan İstanbul'a "Adalet Yürüyüşü" başlatacağını açıklıyor.
Bunun üzerine bütün yurtta CHP örgütlerinin de İstanbul'a yürüme kararı aldığı açıklanıyor.
CHP Milletvekilleri TBMM'yi terk ediyor.
Yeni bir kargaşa ve tartışma gündeme giriyor.
Türk milleti yargıyla bir kez daha sınavdadır.
Herkesi bir kez daha sağduyulu olmaya davet ediyoruz!