Türk kızına vahşi dayak
İtalya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'ndan 22 Mayıs 2017 tarihinde bir yıllık Schengen vizesi alan İstanbul'da bir dans şirketinin sahibi Burcu Yüce, 26 Mayıs 2017 Cuma günü Köln'de ikamet eden arkadaşının yanına gitmek için Türk Hava Yolları'nın uçağı ile Köln Havaalanı'na 12:15'te indi.
Polis kontrolünü, "Türkleri ve Rusları sevmeyen bir Alman pasaport polisine denk geldim. Önce beni, İngilizce konuşmayı ret ederek Türk bir tercüman için 3 saat beklettiler" diye anlatan Burcu Yüce, "Köln'de yaşayan arkadaşlarım geldi. Onları da dışarıda tuttular" dedi.
Yüce başından geçen korkunç olayı şöyle anlattı:
"İtalya'dan almış olduğum vize ile önce İtalya'ya girmem gerektiğini söyleyerek vizemi iptal edip Almanya'ya 2 ay giriş yasağı koydular. Bir teröristmişim gibi beni çırılçıplak soyup üstümü aradılar. Bu arada arkadaşlarımı içeri alıp beni görmelerine müsaade ettiler ve ardından beni hücreye atıp kolumu kelepçelediler ve beni havaalanı dışındaki hücreye götürürken yumruk tekmeyle, bir Alman polisi tarafından darp edildim. Atıldığım hücrede tüm gün aç bırakıldım bir bardak su istedim. Hücrenin penceresi açıldı suyu uzatır gibi yapan polis suyu yere döktü... Bu arada bana ulaşmaya çalışan arkadaşlarıma kendi inisiyatifimle cuma gecesi German Air ile geri dönmeye karar verdiğimi söylemişler...
Arkadaşlarım araştırmışlar ve bu havayolu şirketinin böyle bir uçuşu bile olmadığını, yalan söylendiğini anlamışlar ve tekrar peşime düşüyorlar.
Alman polisi benim düştüğümü ve hastaneye götürüldüğümü söylüyor. Halbuki bu sırada darp edilerek hücreye atılmıştım. Ve bir daha polis nezaretinde kelepçeli olarak uçağa binene kadar kimseyle görüşmeme izin verilmiyor. Telefonum, çantam bana uçağa binene kadar teslim edilmiyor. Cumartesi sabahı 09:15 uçağına binerken aynı şekilde uçak görevlilerine de düştüğüm söyleniyor. Bu arada tüm valizim, çantam talan ediliyor. Üzerimden altın ziynet eşyalarım alınıyor ve ısrarlarım sonuncu bana sonradan teslim ediliyor ama çok değerli ve kıymetli el yapımı özel tasarım ceketim çalınıyor. Valizime konduğu ve İstanbul'da alacağım söyleniyor. Tabii ki bu kıymetli ceketim yok. Yani el dokuması eşyalarımı da çaldılar. Bu işlenen insanlık suçuyla korkmuş bir halde ülkeme dönüyorum. Şu an elimde hastaneden alınmış darp raporu var. Ayrıca darp edildiğime dair fotoğraflar mevcut. Vücudumun belirli yerleri çürüklerle dolu ve elimde çalışamaz raporu var. Alman hükûmetinin yapmış olduğu şey bir suçtur. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum."
İstanbul'da birçok ünlünün gittiği dans şirketinin sahibi Burcu Yüce gerek Almanya'da gerekse Türkiye'de maddi ve manevi hukuki bir mücadele başlatıyor.
Ayrıca Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na da başvurarak havaalanı, hastane ve gözaltı odasında yaşadıklarının video kayıtlarının silinmemesini ve denetim altına alınarak kendisine de kopya verilmesini isteyeceğini vurguladı.
Türkiye'yi, Türk polisini en ufacık bir olayda, "barbar Türkler" diye eleştiren Almanlar, Burcu Yüce'nin fotoğraflarını görünce kimin barbar olduğunu sanırım anlarlar.