Trump'ın kozu ve 15 Temmuz'daki maskeli balo!
"Trump" kelimesinin, İngilizcede "koz" veya "koz oynayarak almak, üstün gelmek" gibi anlamları var!
ABD Başkanı Trump, Erdoğan ile görüşmesinden üstün çıkmak için "Türk askerinin cesareti"ni koz olarak kullandı!
Trump, "Soğuk Savaş'ta Türkiye, Sovyetler Birliği'nin genişlemesini engelledi. Türkiye'nin Kore Savaşı boyunca gösterdikleri büyük cesaret hâlâ hafızalarımızda. Kore'deki savaştaki cesaretleri, bizim askerlerimizin unutmadığı şeylerdendir." dedi.
***
Bu sözler hemen herkesin aklına Soros'un "Türkiye'nin en iyi ihraç ürünü, ordusudur" sözlerini getirdi.
ABD, kendi güdümündeki FETÖ'yü, "Komünizmle Mücadele" çerçevesinde bir NATO planlaması olarak Türkiye'ye kurdurmuştu. Devletin zirvesindekilerin geçmişte FETÖ'ye yardım etmelerinin ve bu örgütü, orduya, yargıya ve emniyete hâkim kılmalarının sebebi budur! Herkes, durumu biliyordu!
FETÖ'cüler, Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi uydurma suçlamalarla, Türk ordusunun belkemiğini oluşturan kadroları bu sayede tasfiye etti. 15 Temmuz darbe girişimi için FETÖ'ye yol verildi ve tasfiye içinde tasfiye başlatıldı. FETÖ'cüler tasfiye edilirken bu üç kurum altüst edildi! FETÖ ile hiçbir ilgisi olmayanlar da tutuklanırken olan yine orduya, emniyete ve yargıya oldu! Yine Türkiye, Atatürk'e alenen hakaret edilebilen bir ülke haline getirildi!
***
Trump, "Türkiye'yi terör örgütü ile olan mücadelede destekliyoruz" derken, özel temsilcisi McGurk'un, PKK'lı bir teröristle birlikte basının önüne çıkması da Türkiye'yi hafife almaktır.
Hepimiz, ülke yönetimini, bütün dönemlerde o kadar hafife aldık ki başımıza geçireceğimiz adamların kanlarındaki ve vicdanlarındaki cevheri asliyi sorgulamaktan o kadar uzaklaştık ki Türkiye'nin ABD, Rusya hatta Yunanistan tarafından hafife alınmasına ses çıkarmaz olduk! Ege'deki Türk adalarını işgal eden Yunanistan'a ses çıkarmayan bir Türkiye'yi kim ciddiye alır?
***
Bakınız 10 aydır Sincan'da tutuklu bulunan ve hiç tanımadığım Harun Olgun adlı bir Özel Kuvvetler albayı, resmi dilekçesinde (özetle) ne diyor:
-Harekât Merkezi'nden gelen bir telefon üzerine, koruma tatbikatı yapılacağı gerekçesiyle Muhafız Alayı'na gittim. Şehit Ömer Halisdemir'in heykelindeki kitabeye de komutanı ile görüşmesi yazılmış. Telefonda "Git o hain generali vur" deniliyor, o da vuruyor. Bu görev anlayışından dolayı hepimizin kahramanı şimdi... Bana da "Muhafız Alayı'na git, tatbikat var" denildi, gittim. Helikopter ile alıp Akıncı üssüne indirdiler. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, hiçbir siville veya polisle muhatap olmadım. Durumu anlayınca da savcılar gelip teslim alana kadar bekledim. FETÖ ile en küçük bir ilişkim yoktur. Bir oyun oynanmış, kaybeden tarafa yazılmışım! Sanki kamera şakası gibi. Beş dakika içinde bir tek emirle durdurulabilecek darbe girişiminin sorumlusu ben miyim? Ben aynaya baktıkça onurlu bir Türk subayı görüyorum. İstatistiklere göre 15 sene daha kaliteli ömrüm olabilir. 15 sene için kimseye yalvaracak değilim. Mahkemede hâkime söyledim; "Siz bu kararlarınız ile bir ömür sürmeyi göze alıyorsanız, ben de 100 sene yatmaya hazırım" dedim. 10 aydır buradayım. Kendimi savunmadım. Avukatım yok, gelirime tedbir konulduğu için avukat tutacak param da yok. Parmağını ağzına götürerek "susun" diyen hemşire resmindeki gibi "Şışşşşt" diyorum! Herkes sussun! Sadece zamanın sahibine yalvarıyorum ki bütün yüzlerdeki maskeler düşene kadar bu devrin figürlerinin hepsini yaşatsın!
***
Kendi subaylarını böyle harcayan bir ülkeyi kim ciddiye alır ki Trump da ciddiye alsın!