Trump korkusu dağları sardı
20 Ocak günü görevi devredecek Obama'nın bırakacağı miras parlak değil. Amerika'nın savaştığı yerlerin sayısını ikiye katladı. Sadece Afganistan ve Pakistan'la meşgulken listeye eklediği yenilere dikkat edin. Irak ve Suriye'den Yemen'e kadar uzandı. Arada biz de varız. Tunus'tan Libya'ya kadar devam eden "din terörü" tehlikelilerden. Amerika'nın gelmiş geçmiş tek zenci liderinin başarısı Küba ile sınırlı kaldı. ABD içinde de bölgesel ayaklanmalar yaşanıyor. En belirgin olanı siyahlarla polislerin kan davası bitmek bilmiyor.
...
Obama'nın denetlenir politikasına alışanlar telaşlandı. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere tüm AB ülkeleri şaşkın. Amerika'nın başına seçimle gelen CEO'su şimdiden "parayı keseceğim" dedi. Akıllarındaki soru "Trump'ı yeniden ikili anlaşmalara sokup ticari kontrolü nasıl devam ettirebileceğiz?" şeklinde. NATO yönetimi panik halinde. Çünkü onlara da mesaj gitti; "Bana ne başka ülkelerin durumundan". Küba dahi merak içinde; "Yeni barışmıştık. Ne olacak?" En büyük endişe İran'da. Amerika'nın 45. Başkanı gelmiş geçmiş en büyük İsrail sempatizanı. Ne yapacağını tahmin güç. Unutmayın Demokratları yıkan en önemli neden Obama'nın Netanyahu'ya attığı fırçalardı. Dünyadaki en büyük Musevi kolonisinin yaşadığı New York organizasyonu son seçimde istediği sonucu aldı. Unutmayın İsrail'in nüfusundan fazla Yahudi aynı yerde yaşamakta. Dünyanın ekonomik başkentinin yazılı ve görüntülü medyanın tamamına yakını onların denetiminde. Film ve dizi yapımcıları aynı şekilde. Bugün Kneset'te "gizli bayram var". Dışa vurmamaya çalışıp kutlama yapıyorlar. Kulaktan kulağa fısıldadıkları; "İsrail Başbakanını fırçalayanları işte böyle cezalandırırız".
...
Bu ciddi girişten sonra olayı hafifletelim. Magazin Dünyası sevinç içinde. Avuç içlerini birbirine vurup "şap, şap" sesi çıkarıyorlar. Beyaz Saray'a 70'lik haminne beklerken Slovenya Güzeli seçilmiş bir ünlü manken yakaladılar; Melania İvanka Trump. Amerika Başkanlar tarihi incelendiğinde böyle bir First Lady'ye rastlayamazsınız. Paparazziler teleobjektiflerini şimdiden yenilemeye başladılar.
Trump'ın kız ve gelinlerini de es geçmeyelim. Onlar da ana yemeğin yanında "ara sıcak" olacak. ABD yazı başlar başlamaz "ekzotik yakalanmalar"ı izleriz.
Anılar
Hani kimileri "Ben Amerika'dayken" muhabbeti yapar ya, zamanla aynı havaya giriyorum. Washington DC günlerimde Şükran Günü'nde aç kalışımı unutamam. Üçkağıtçı Kostarikalıların küçük marketleri bile kapalıydı. Kaldığım dairede ekmek bile yoktu. Çaresiz Salvation Army isimli yardım kuruluşunun kuyruğuna girdim. Düşünün ayağımda şık çizmeler, lacivert takım elbise ve vitrinden yeni çıkmış paltosuyla bir adam. Önce çorbanın cinsini sordum; domates. Sıra bana gelince dağıtımı yapan İrlandalı tipli şişman kadın afalladı. Hafifçe tebessüm etti -kesinlikle içinden Allah düşürmesin demiştir- koca plastik kabı doldurup uzattı. S. Army'nin bu iyiliğini hiç unutmadım. Fırsat buldukça yardım kutularına para bıraktım.
...
Türk Amerikan Dostluk Gecesi'ne katıldım. Bu ülkeye gidip yerleşen Türk iş adamı Hüdai Yavalar'ın davetlisi oldum. ABD askerlerinin Türk bayrağıyla geçişleri göğsümü kabartmıştı. Şimdilerde ise kollarında PYD ya da YPG işaretleri taşıyorlar.
Üç-dört kez de Ronald Reagan'ı gördüm. Biri Beyaz Saray'da basın mensubu kimliğimle. Diğerleri dışarıda yürürken tamamen rastlantıydı. Başkan'ın aracına sadece 2 koruma otosu eşlik ediyordu. Öndekinden uzanan bir gizli servis elemanı, uzaktan kumandayla kırmızı ışığı yeşile çeviriyordu. Saatlerce yolların kesilmesi bize mahsus. Yayın bozucu araçlar ve ambulansların bulunduğu "güvenlik konvoyu" yine Türkiye'ye özgü!