Tribünde ağlayan kadın
Herşeyi özetleyen görüntü 3-3'ün sonrasındandı. Aboubakar'ın dokunuşu ağlara gittiğinde kameralar seyircileri taramaya başladı. Yanyana 2 kadını yakaladılar. Ellerini yumruk yapıp göğe doğru tutmuşlardı. Daha sonra yönetmen -Kutlarım- seçimini kiremit rengi mont giymiş olandan yana kullandı. Boynunda siyah-beyaz kaşkoluyla hıçkıra hıçkıra ağladığını farkettim. Bağıra bağıra söylediklerini gerçekten merak ediyorum. Futbol medyası onu bulup mutlaka söyleşi yapmalı. Son yıllarda Beşiktaş'ta cinsel dengenin sağlandığını tespit ayrı mutluluk. Dişi Kartallar çoğalıyor.
Beraberliğe bu kadar bayram ettiğim pek az oyun hatırlıyorum. Sanırım yenisi yaşanmadıkça bununla yatıp bununla kalkacağım. İlginç Ötesi bir maçtı. 20 dakikada 3 gol yiyorsun, 30 dakikada 3 gol atıp dengeyi sağlıyorsun. Sahaya çıkmadan önceki ilk planlama nedense tutmuyor. Goller yenince, "yangında ilk kurtarılacak" yazılı kutu açılıyor. Yani 2. stratejiye geçiliyor. Yahu siz de maça ötekiyle başlayın. Bu noktada bazı uyarı ve sitemlerde bulunacağım. Hiç bir oyuncu tam anlamda iyileşmemişse sahaya sürülmemeli. Kafanızdaki oyun kurgusunu baştan sakatlamamış olursunuz. Kimi futbolcuların verilen fırsatları kullanamadığıysa gerçek. Tolgay Arslan hâlâ Liverpool'a attığı golü yemekle meşgul. Kesin dinlenme vakti geldi, hatta geçti. iddia ediyorum bu takımın acilen savunmada süpürücüye ihtiyacı var. Kamikaze örneği, "tekmeye kafa sokan" birine. Unutmadan diğer konuyu değerlendireyim. Sözü dinlenen birileri çıkıp, "sarı kart görme hastalığı"nı sonlandırmalı. Son örnek Aboubakar. Ne olursa olsun formayı çıkarmayacak. Kulağı çekilecekler arasında Quaresma da var.
Finali 12. Adam'la yapacağım. Yani Beşiktaş taraftarıyla -Doğrusu budur. Bu kelime çoğuldur. Ekranda 'taraftarlar' diye konuşanları görünce kızıyorum-. Tutku onlarda. "Ölümüne sevgi"nin yakıştığı baştka seyirci tanımıyorum. Şarkı sözü yazarlığının kralını yapıyorlar. Dünya çapında uygulamalarla Rekorlar Kitabı'na alınıyorlar. Kurban olurum onlara. Hepsi adına Ergun Kaftancı Ağabeyimin ellerinden öpüyorum. Ebediyeti intikal edenleri de asla unutmuyorum; "Şakir Süter, Kazım Kanat, Vala Somalı, Vedat Cem ve diğerleri..."
***
Bıktım şu Aboubakar'ın yanlış yazılış ve söylenişinden. Sevgili Hüseyin Movit araştırdı ve gerçeği ortaya çıkardı. Bu futbolcunun annesi Hıristiyan ama babası Müslüman. Yani ismi Ebu Bekir... Lütfen isim değişikliği yapalım, doğrusu bu.
Cehalete para
Fırsat bulursam Kim Milyoner Olmak İster'i izlerim. Bir yerde kendimi imtihan ederim. Arada öyle yarışmacılar görüyorum ki kızmamak elde değil. Kız, üniversite mezunu. İngiliz Parlamentosu'nun Westminister Sarayı'nda olduğunu söylüyor. Buchingham'a yani Kraliçe'ye komşu sanıyor. Ya da sallıyor. Profesörden önceki akademik unvanın doçent olduğundan habersiz -daha neler neler-. Sonuçta 5 bin lirayı aldı ve gitti. Bana kalsa 5 lira vermem.
Genç bir imam-hatip Rizeli Abdullah Karaca. Mantık dokusu sağlam, zeki ve ekranlarda eşiyle kaynanasına sevgisini yollayacak kadar evcimen. Rodin'in "Düşünen Adam" heykelinin "şair" olduğunu bulup çıkardı. Böylesi din adamlarına ihtiyacımız var. Almayı düşündüğü evin peşinatını sağladı. O'na helal olsun diyorum.
NOTLAR
Dizilerdeki hatalar dikkatsizlikten mi? Örneğin Muhteşem Yüzyıl'da modern çatal-kaşık ve servis tabakları vardı. Hatta ülkemize son 30-40 yılda gelen Fransız elmaları. Onların yerine Amasya ve Niğde'de asırlardır yetişenleri koymak çok mu zor?
---
Şarköylü Uğur Kardeşim bana sitem edip duruyor. Oysa; benim oğlum iyi Galatasaraylı demekle yetinmek istiyorum. 50 yıllık gazetecilik hayatımda hiç bir takımımızı rencide etmedim. yaptığım sadece kişisel eleştiri.