Tren kazasının hatırlattıkları

Bizim meslekte "işi toparlama" diye bir deyim vardır.

Bu memurlardan kapma bir tanımlamadır. Onlar, saatleri dolduğunda kapıyı kapar, evlerine giderler. Gazetecilikte de böylesi günler mevcuttur. Rutin haberler toplanır. Sayfalara yerleştirilir. Televizyonda iseniz "dön baba dönelim" şeyleri hazırlayıp bırakmışsınızdır. Mesela "Cumhurbaşkanı Erdoğan" mutlaka ilk sırayı alır. Sonrasında yine malum cenahla devam edilir,

Yıllar önce böyle rutin günlerden birindeyiz. Akışta anormallik yok. Hatta tuhaf bir durgunluk var. Sanki fırtına öncesi sessizlik. Erken gelip, geç çıkmayı gelenekleştirmiş biri olarak ben bile toplanmaya başladım. Meşhur Bond çantamı masamın üstüne koyunca, karşıdaki spor servisinden laf atıldı; "Hayrola, erkenci misin?" Kafamı bile kaldırmadım. Çünkü tam bu sırada demir merdivenlerden gelen rahmetli Servet Kabaklı'yı gördüm. Yüzünün kızarıklığı ve hareketlerindeki telaşı fark edince bir tuhaflık olduğunu anladım. Ağzımı açmadan kaş göz işaretiyle "Ne var?"ı yönelttim. O da uzatmadan "Abi, Diyarbakır uçağı kaçırıldı"yı patlattı.

Sil baştan

Bir yandan ceketimi çıkarıp, kravatımı gevşetirken çantamı da her zamanki yerine bıraktım. "Akdeniz Haber Ajansı'nı bağlayın" talimatını verirken merhum Servet kardeşimin elindeki kısa notu kaptım. Anadolu Ajansı'ndan geçilmişti.

Gözlerim bir yandan da bana "erkenci misin" diye bağıranı arıyor. Kaybolmuştu. Daha dikkatli tarayınca karikatürist Ali Galip Altunçul'un kafasının yarısını yakaladım. "Hay senin şom ağzına" diyeceğim korkusundan olduğu yere çömelmişti.

Sonuçta uzun bir gece oldu. Gelişmelere ve gazete dağıtım hatlarına göre bir kaç ara baskı yaptık. Cep telefonunun icat edilmediği dönemdeydik. Yine de işi hatasız toparladık. Komik taraf, olanı bilip de bir kere aramayan Kemal Ilıcak'ın ertesi sabah söyledikleriydi; "Hayrola bugün tıraş olmamışsın!"

Günümüzün habercileri

Çorlu'daki facianın yansımalarına böyle bir anıyla başlamak istedim. Aslında verdiğim örnek gibi binlercesi var. Uzatmadan bazı kanalların kazayı yansıtma biçimini ele alacağım.

Benim alışkanlığımdan olacak iki haber kanalına öncelik veririm. İlk sıra NTV'nindir. Nermin Yurteri ve özellikle Haber Müdürü Halil Demir'in tavrı ve tarzını iyi bildiğim ve inandığımdan bu hiç değişmez. NTV olaya çabuk girdi. Sonra CNNTÜRK'e baktım. Ekranda Semiha Şahin. Dönem değişti ya, onun için tatil günü olan Pazar'da bile nöbete yazmışlar.

Israrla izledim. Hangi yetkili bağlandıysa onlara mahvetti. Aynı soruları tekrar tekrar yöneltti. En çok hırpalanan Tekirdağ Valisi oldu. Adamcağıza yolcu sayısı, ölü ve yaralıların toplamını sordu durdu. Dedik ya hatta kimi aldılarsa sinirlerini bozdu.

Takım oyunu

İşin bir de ekip tarafı var. Adı Doğan Haber Ajansı'ndan Demirören Haber Ajansı'na dönüşen kaynağın öne çıkarılmasına çalıştılar. Oysa ekrana yansıyan İHA'nın görüntüleri. Hatta konuşturulan yine İHA muhabiri. Akılları sıra patronajı uyutacaklar.

İHA'nın kankası TGRT Haber ise avantajını iyi kullandı. Başarılı adamlarının hakkını tıkır tıkır verdi. Bu arada tanıdığım kanallar arasında birine ayrı parantez açmak istiyorum; Ülke TV. Tren kazasının ilk anında İstanbul'la ilgili belgesel yayınlıyorlardı. Hiç istiflerini bozmadılar. Çorlu'daki olay çözülene kadar kılları kıpırdamadı. Habercileri tatilde miydi? Sırf meraktan arada bir Ülke'ye dönüp durdum. Bu kategoriye girenlerin sayısının hayli fazla olduğunu itiraf etmeliyim.

Esas konu

Gelelim ana unsura. YHT -Yüksek Hızlı Tren- güzel bir şey. İnsan ve yük taşımacılığının uç noktaya getirilmesine lafım yok. Çin'den Londra'ya raylı taşımacılığı hayata geçirmek düşünce olarak bile harika.

Burada sormak istediğim "menfez altları boşalmış niye kimsenin haberi yok?" Hava yağmurluysa TCDD'nin ilgili birimleri uyudu mu? Bunca ölü ve yaralının hesabını kim verecek? Hayatını kaybedenleri geri getirmek, sakat kalanları düzeltmek mümkün mü?

Yaklaşık 10 yıl önce Sakarya-Pamukova'daki sinyalizasyon arızasını nasıl unuturuz. Facialardan ders almaz hale geldik. "Çorlu'daki sorumsuzluğu" sümenaltı yapmanın uzun süreceğini sanmıyorum. Pamukova'daki olay sırasında genel müdür Süleyman Karaman'ın nasıl sahiplenildiğini hatırlamak yeterli olur sanırım!

***

Hatırlatma

NTV'de aynı Makam Farkı iki kez yayınlandı. Yine de izledim. Sırf Malatyalı şair Hacı Gürhan'ın "Ben Anadolu'yum" adlı dizelerini dinlemek yetti. Gürhan'ı mahalli seçimlerle ilgili kampanya yapacak partilere şimdiden öneriyorum.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Aslolan insandır. Teknoloji asla onun yerini tutamaz. Mahatma Gandhi

Yazarın Diğer Yazıları