Torunlara gelecek garantisi mi?

Anayasa değişikliği etiketi altında "başkanlık müzakereleri" devam ediyor. Kutsal ittifak -okurlarım bu yakıştırmayı beğendi- ilk günkü "acabayı çözdü". Sık sık eskrim, zaman zaman boks eskivleri devam etmekte. Dediğim gibi, bu iş Ak Parti-MHP koalisyonunun hazırladığı şekilde sonuçlanacak. Arzulanan kötüye giden ekonomiyi daha fazla batırmadan referandum sandığını yakalamak. O zaman "Tek Adam" dönemine hazır olmalıyız. Bu defa Şevket Süreyya Aydemir yok ama, bir sürü yazar adayı var. Bunların hepsi "Yağcılarda İnecek Var" ekibinden. Hangi kanalı çevirseniz sürüsüyle karşınızda. Bakarsınız bu kez 5-10 kalemden birden "Tek Adam" yazılır. Belki de şimdiden hazırlamaya başlayanlar vardır. Cülus bahşişi paylaştırılır. Üslupta korkum "demokrasi kültürü" yerine "şiddet kültürü"nün tercih edilmesi.

Tuhaf bir araştırma sonucu ANAR'dan geldi. Bu kuruluşun anketinden çıkanlara bakın:

* Anayasa değişikliğini tam anlamıyla bilenlerin oranı yüzde 14.

* Yüzde 85 ise hiç ilgilenmiyor. Geride kalan yüzde 1'in ne yaptığı meçhul.

Demek ki eski deyimle "Kahir Ekseriyet", ülkenin nereye gittiğine aldırmıyor. Umurlarında değil. Bunlar gamsız takımı. Yani çok yaşayanlar. Türkiye'de ömrün uzadığının kanıtı.

Önemli bir sav

Çok sevdiğim bir arkadaşımla, seçilme yaşının 18'e indirilmesini enine boyuna tartıştık. Önce bunun ceza yaşı da olduğu üstünde durduk. Suç işlendiğinde bu gruba mevcut yasayı indirimsiz uyguluyoruz. Demek ki Milletvekili seçilmek için aynı uygulamaya geçilecek. Tam bu sırada içimdeki şüphe dışarı çıktı. "Buna neden gerek duyulduğu" sorusu ile yeni başlık açtık. Sonunda fikir birliği oluştu:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın çocukları öyle veya böyle askerliği yırttı. Kimi deniz sporlarına merak sardı. Kimi tüfek atmak yerine ok atmayı tercih etti. Damat Bey önce Milletvekili sonra Bakan yapıldı. Peki torunlar ne olacak? Şimdi pek küçükler ama zaman çok hızlı akıyor. Onların geleceğini de düşünmek lazım. 18 yaş nedir ki? Şııp diye geliverir. Böylece, en önemli hayat garantisi sağlanmış olur; Milletvekili seçilirler".

Peki bu tezime sizler ne diyorsunuz? Sayın Devlet Bahçeli'nin fikrini sakın sormayın. Çoktan belli etti. Destekleyen 341 kişinin, onun ve müritlerinin de oyu mevcut.

***

Prens Adaları'nın Prensi

Lefter'i kaybedeli 5 yıl oldu. 13 Ocak 2012'de vefat etmişti. Yani dün seneidevriyesi idi. TRT Spor'da onunla ilgili önemli bir belgesel yayınlandı. "Orhan Ayhan'la"da konuklardan biri Osman Göktan'dı. Emniyet takımından Fenerbahçe'ye transfer olan Osman, Lefter Küçükandonyadis'le 10.5 yıl birlikte oynadılar. Hagi ile kıyaslanmasına itiraz etti; "Lefter daha hızlı, daha kıvraktı" diyerek son noktayı koydu. Lefter 2004 yılında yapılan bir röportajında "Gol atmamışsam o gece uyuyamam" diyecek kadar bir semboldü. İtalya'da, Fransa'da, Yunanistan'da ve Güney Afrika'da Türk bayrağını dalgalandıran biriydi.

Daha 26 yaşında kulüp başkanı olan Yılmaz Ulusoy futbolumuzun ünlü ismini Samsun'a antrenör olarak götürüşünü aktardı. "Futbolcudan fazla koşan, futbolcudan daha hırslı bir çalıştırıcıydı" şeklinde konuştu.

Doktor Necati Karakaya da Lefter'i tek başına çıkardığı 40 ili kapsayan Anadolu turnesinden izlenimler aktardı. Makedon bir baba ile Adalı bir annenin çocuğunun Diyarbakır'da tam 4 yıl askerlik yaptığını hatırlatalım. Belki kimilerinin kulağına küpe olur.

Diploma olayı

Lefter ile ilgili en tatlı anı ise Orhan Ayhan'dan geldi:

"Lefter Bolu'daydı. Ben de maçı anlattım. Galibiyet sonrası büyük bir ziyafet verildi. Katılanlardandım. Yanımdaki şahsa kim olduğunu sordum. O da 'Cumhuriyet İlkokulu'nun Müdürüyüm' dedi. 'Lefter'i seviyor musun?' deyince bana 'Bayılıyorum ona. Daha dün ilkokul diploması bile verdim' karşılığında bulundu. Kaçırır mıyım. Tercüman'da bombayı patlattım; 'Ordinaryüs, İlkokul Diploması aldı'. Bu haberle de TSYD'nin Yarışmasında birincilik ödülünü kazandım."

...

Bu arada TRT Spor'dan bahsederken bir gözlemimi de aktarmak istiyorum. Kanalın tanıtımlarında müthiş bir fragman var. Ayakları olmayan sporcunun suya dalışı ile geride bıraktığı pantolon ve ayakkabılar esprisi müthiş. "Spor Engel Tanımaz" yazısı ise ayrı başarı. Akıl edenleri, uygulayanları yürekten kutluyorum.

Yazarın Diğer Yazıları