Tevrat'taki İsrail ve referandum!
ABD Başkanı iken Clinton, "ABD gündemindeki öncelikli ilk 10 konunun merkezinde Türkiye bulunuyor" demişti.
Aradan geçen yıllar içinde görüldü ki CIA'nın organize ettiği IŞİD projesiyle asıl müdahale edilmek istenen ülke, Suriye üzerinden Türkiye idi. Türkiye geç de olsa uyandı ama büyük bedeller ödedi.
Bugün Irak ve Suriye'nin kuzeyinde, ABD, İngiltere ve İsrail'in söylemiyle "Orta İsrail" kurulmak isteniyor! Bu durumda "Kuzey İsrail" neresi oluyor? Türkiye'nin Güneydoğusu değil mi?
Dolayısıyla ABD, Irak'ı işgal ederken, Barzani'ye silâh desteği verirken, IŞİD'i kurup ortalığı karıştırarak Suriye'ye müdahale gerekçesi oluştururken, aslında Türkiye ile mücadele ediyordu!
***
2003 yılında ABD'nin Irak'ı işgaline Türkiye'nin destek vermesi için medya üzerinden yalan haberlerle kamuoyu oluşturuluyordu.
ABD'nin planında Irak'taki Türkmenlere yer yoktu. Planın birinci bölümü, silahlandırılmış 100 bin Kürt'ün, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni oyalamasına dayanıyordu
ABD, Türk uçaklarına karşı Barzani'ye uçaksavar verirken, 40 bin askerini Güneydoğu'da bırakarak, Türkiye'yi kımıldayamaz hale getirmek istiyordu. Türkiye, Çorlu'dan, Sabiha Gökçen Havaalanı'na, Afyon'a, Konya'ya, Mersin'e, hatta Antalya'ya, İskenderun'a, Adana'ya, Malatya'ya, Gaziantep'e, Şanlıurfa'ya, Diyarbakır'a, Mardin'e, Batman'a, Şırnak'a ve Hakkâri'ye kadar ayrıca Samsun'dan Trabzon'a kadar işgal ediliyordu... Mondros Mütarekesi sonrasında da işgal bu bölgeden başlamıştı.
***
ABD, Kuzey'den girdikten sonra, ilk iş olarak, şehir dışında 100 bin kişilik çadır kentte beklettiği Kürtleri, Kerkük'e sokarak, nüfus yapısını değiştirecek ve Barzani-Talabani'ye dayanarak petrole el koyacaktı. Kuzeyden giremediler ama Irak'a, güneyden girdiler. Kerkük'ü de Barzani'ye işgal ettirdiler. Türkmen şehri Telafer'e de operasyon yaparak etnik temizlik yaptılar.
ABD, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin durumu görerek müdahale edebileceğinden de endişe ettiği için Barzani bölgesine yerleştirdiği hava savunma füzelerinin yönünü, Bağdat'a doğru değil, Türkiye'ye doğru yöneltmiş durumdaydı. Türk Hava Kuvvetleri, ABD'nin Kerkük operasyonuna müdahale ederse, Türk uçakları Barzani bölgesinde bulunan hava savunma sistemleri ile düşürülecekti.
ABD bir taraftan da Bulgaristan'a, Girit'e ve Rodos'a yığınak yaparak, Türkiye kuşatmasını tamamlamaya çabalıyordu.
***
TBMM'de ABD'nin Türkiye'yi işgalini öngören tezkere bütün baskılara rağmen reddedildi ve proje gecikti.
Bu sebeple Suriye'yi IŞİD ile karıştırarak, PKK'yı silâhlandırarak ve Barzani'ye tam destek vererek projeyi dolaylı yoldan uygulamaya çalıştılar.
İsrail'in asıl hedefi ise su ve gıda deposu olan GAP bölgesini kontrol altına alarak, "tek dünya devleti" hedefine doğru yürümektir.
Tevrat'ta çok açık bir şekilde İsrailoğullarına, en batıda Akdeniz kıyısındaki bugünkü İsrail topraklarından, doğuda Fırat'a kadar olan bölgeyi işgal etmeleri çağrısında bulunuluyor. Bugünkü planların ana temasını bu ideoloji oluşturuyor ve ABD'nin çıkarları ile bütünleştirilip başka bir renge boyanarak dünya kamuoyuna sunuluyor!
"Tevrat'taki İsrail"in içinde bugünkü İsrail, Lübnan, Ürdün, Suriye'nin Fırat'ın altında kalan bölümü, Irak'ın Fırat'a kadar olan bölümü ve Suudi Arabistan'ın kuzey kısımları bulunuyor. İsrail, Tevrat'taki bu hedefi genişleterek, Şanlıurfa ve çevresini de katıp Türkiye'nin Fırat'ına kadar uzatıyor ve Kuzey Irak'ta Fırat'ın doğusunda yer alan Türkmen-Kürt bölgesini de hayal ettiği ülkenin toprakları arasında sayıyor! Barzani ve Talabani de örgütlendikleri günden beri İsrail'in askeri eğitim ve mali yardımlarından bu hayal uğruna faydalanıyor.
İşte Barzani'nin "bağımsızlık referandumu", bu büyük projenin küçük ama önemli bir adımıdır.