Tengricilik değil Kur'ân mesajı
Neden İslâmcılar döneminde "ateizm", "deizm" tartışılmaya başlandı. Tartışıldığına göre, bir yöneliş var ve endişe duyuluyor.
Yeni bir yöneliş de "Tengricilik"... "Şamanizm" ortaya atılmıştı. Milliyetçi Hareket'in "Atsız kanadı" öne çıkarmıştı. Veya Atsız kanadı "Şamanist" görülürdü. 1968-1971 arası ağırlıklı olmak üzere bu tartışma sürdü. Türkeş, MHP içinde "Şamanistler"i ayıkladı. Bu yüzden eski dost Atsız'la karşı karşıya geldi. Hem de öyle böyle değil; tam muarızlardı.
Kavgalar oldu... Hatta Ankara Kurtuluş Parkı'nda bir ölüm hâdisesinden de bahsedilir. Atsız, bu hâdiseye çok öfkelenmiş ve suçu Türkeş'e atmak istemişti. Ötüken dergisinde "Ne Yaptığını Bilmeyenler" başlığıyla yazdığı yazı çok ağırdır. (S. 115, 1973).
Türkeş, Atsız'la münasebetini, tartışmasını, takışmasını Hulûsi Turgut'un "Şahinlerin Dansı-Türkeş'in Anıları"nda ayrıntılı anlatmıştır. (Meğer "Şahinlerin Dansı", Türkeş'in hatıralarının bir kısmıymış. Hulûsi Turgut Bey, yakında mevcut kitabın birkaç misli hacimle Türkeş'in ağzından dinlediği bütün hatıralarını yayınlayacak.)
O dönem çatışmalarını araştırdım. Atsızcı-Türk/İslâmcı Ülkücü öğrenci liderleriyle görüştüm. Türkeş kitabında bunları verdim. Ayrıntıya girmeyeceğim. (İç çatışmalar sırasında, İstanbul Edirnekapı Yurdu'nda yaralanan bir zat şimdi MHP Genel Başkan yardımcısı. Hepsi geçti artık.)
"Tengricilik"e, "Şamanizm"in yeni adlandırması diyebiliriz.
Tengricilik, ilâhî din karşısında elbette mevzi kalacaktır. Dediğim gibi, geçmişte örneğini gördük. Türkler Tengricilik'i ilâhî görselerdi, zaten topluca İslâm'a geçmezlerdi. Meseleyi bu yönden de düşünmek gerekir. Eski Türk dinini, eski Türk töresini, eski Türk medeniyetini araştıran ve yorumlayan Ziya Gökalp, Tengricilik'i öne çıkarmamış, tarihî vak'ayı ortaya koymuştur. Sonra onun İslâmcılığı ayrıntılı işlediğini belirteyim. (Yakında bu mevzuya döneceğim.)
Cemil Kılıç'ın "İslam Bu-Muhammedî İslam" kitabından bahsetmiş ve "Tengricilik" meselesini ilk o kitapta gördüğümü yazmıştım. İlahiyatçı Cemil Kılıç Tengriciliğin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor:
"Tengricilik, İslam'ı bir Emevi Abbasi Arap kültür emperyalizmi olarak gören gençler arasında yayılmaktadır. Bu cümleden olarak Tengriciliğe göre İslam bir Arap dinidir. İslam nedeniyle millî adlarımızı bırakıp Arap adları aldık. Millî yazımızı bırakıp Arap alfabesi kullanmaya başladık. Türkçeye binlerce Arapça kelimenin girmesi ve Türkçenin gelişmesine engel oluşturması da İslam yüzünden olmuştur. İslam, Türkleri ümmet adı altında Araplaştıran Türklük karşıtı ve Türklüğe düşman bir dindir. İşte bu nedenle Türkler özlerine dönmeli ve öncelikle Arap dini olan İslam'ı bırakmalıdır. / Evet, Tengriciler özetle böyle düşünüyor." (s. 393)
Tengriciler böyle düşünüyorlarsa yanlış düşünüyorlar. Bir mesafe almaları mümkün değildir. İslâm cihanşümuldür. Bir kavme mal edilemez!
Büyük yanılgı Türkçülükle Tengriciliğin birleştirilmesidir. Tengriciliğin Türkçülükle hiçbir ilgisi olamaz. İslâm dairesine girmeyen her kavmin bir inanış şekli vardır. Araplar da Cahiliye Devri'ne dönsünler! Dönenleri var! Bizim İslâmcılarımız da aynı özlem içindeler. Hepimizin vazifesi insanlarımızı Cahiliye âdetlerinden, cemaat/tarikat tasallutundan, siyasî İslâmcıların baskısından ve tarihin derinliklerinde kalmış inançlardan kurtarmaktır. Bu da ancak Kur'an mesajıyla mümkündür.