Tampon bölge daima baş belası!

Nereden bakılırsa bakılsın; özellikle eski deneyimler, tampon bölge veya bölgelerin önünde sonunda ülkelerin başına bela olduğu görülüyor.

Gerçekten de, uzmanlarca bu tür tampon bölgelerin hem kuruluş hem de işleyiş bakımından çok çelişkilerle dolu olduğu ve daima değişim gösterdiği biliniyor.

Özellikle, güçlü tarafın bir hükümranlığı durumundaymış gibi görünen bu tür bölgeler zaman zaman aleyhte değişikliklere sahne oluyor ve büyük kargaşalar doğuruyor.

Nitekim, İsrail'in kurduğu ve Irak sınırında meydana getirilen tampon bölgelerde terörün ve çeşitli diplomatik oyunların eksik olmadığı tarihe geçmiş bulunuyor.

Üstelik, Ürdün'ün de tampon bölge kurma zorunluluğunda olduğu hatta bu konuda girişimler yapıldığı artık yavaş yavaş su üstüne çıkıyor.

Tampon bölgelerin tartışmaları ve stratejik konumları çoktandır tartışılıyor.

Bilhassa, Batı medyası tampon bölgelerini bütün ayrıntılarıyla inceliyor ve sonuçta "baş belası" olduklarını açıklıyor.

Bu arada, Economist Dergisi'nin iddialarının özetini hatırlatmak icap ediyor;

"Bu tür bölgeler daha önce birçok kez tartışıldı.

Ancak Suriye çözülürken bunun ivediliği arttı.

Birkaç yıl önce amaç Suriyeli muhaliflere örgütlenebilecekleri bir alan vermekti.

Daha sonra savaş kötüye gittiği ve binlerce mülteci kaçtığı için insani yardım temelinde gerekçelendirildi.

Bugün Suriye'nin komşuları daha çok kendilerini korumakla ilgili."

Ürdün Kralı'nın bir danışmanı 'Bu bir ulusal güvenlik meselesi' diyor.

Economist, güneyde bir tampon bölge kurmanın kuzeyde kurmaya nazaran daha kolay olduğunu belirtiyor ve 50'den fazla grubun oluşturduğu Güney Fırtınası'nın şimdiden Ürdün'den eğitim, maaş ve silah desteği aldığını bildiriyor.

Economist'e göre tampon bölgelerin kurulmasının önündeki en büyük engelse, buna karşı çıkan ABD.

Economist son olarak; Ürdün ve Türkiye'nin başarabilecekleri en iyi tampon bölge modelinin İsrail'inki olduğunu yazıyor.

Dergi, Suriye'nin İsrail sınırında daha kısa, BM'nin gözetlediği tampon bölge benzeri alan bulunduğunu ve İsrail'in Suriye'nin komşuları arasındaki en güvenli ülke olarak gözüktüğünü belirtiyor.

Türkiye'nin kurmaya razı olduğu tampon bölgenin ne çeşit olacağı ve ayrıntıları şimdilik pek bilinmiyor.

Sadece, ağır silahlardan arındırmadan bahsedilebiliyor.

Tampon bölge girişiminin Türkiye'nin başını yeni bir belaya sokmamasını temenni etmekten başka elden bir şey gelmiyor.

***

Bülent Eczacıbaşı 'işini gücünü' ispatladı!

kenan-akin-eczacibasi.jpg

kitap-009.jpg

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, iş hayatında 45 yıla yaklaşan deneyim ve birikimlerinden yola çıkarak yazdığı kitap, gerçekten de çoğu iş insanlarına hatta kültür dünyasına büyük sinyaller verirken bazı koşulları da işaret ediyor:

Tanıtım yazısında belirtildiği gibi:

Eserde, "İş İnsanının Yeni Sorumlulukları" ayrıntılarıyla dile getirilirken aslında sorumluluklar da yüklüyor.

Her şeyden önce, kitabın büyük bir özenle yazıldığı ve hazırlandığı hemen göze çarparken, bu tür çalışmalara bir örnek niteliğini de taşıyor.

"Kitabı, ülkemiz ve dünyamız için önem taşıyan, iş insanlarının çözümüne katkıda bulunabileceği çeşitli sorunları ele almak ve ilgili herkesi, çıkış yollarını birlikte düşünmeye davet etmek" için yazdığını belirten Bülent Eczacıbaşı, "Nejat Eczacıbaşı gibi iş dünyamızın kurucu liderleri, her zaman 'bir şey yapmak lazım' diyen, ülke sorunlarıyla yaşayan insanlardı. Tabii en önemlisi, bu kitap özellikle iş yaşamında başarılı olmak isteyen gençler için yazıldı.

Buradaki tartışmalar, onlara yeni bakış açıları kazandırabilirse, ne mutlu bana, ne mutlu bizlere" diyor.

Aslında; "Gelecek Nesiller Bir Gün Gelecekler!" ara başlığı çok şeyi özetliyor.

Bülent Eczacıbaşı dostumuzu candan kutlarken, bir çok iş insanına samimi örnekler verdiğini de, ısrarla belirtmek bizlere düşüyor.

Yazarın Diğer Yazıları