Talabanî ne anlatmıştı?
Biz şu anda, kim ne derse desin, bir savaşın içindeyiz ve bu savaşın bir cephesi Irak'ta, bir cephesi de Suriye'dedir. Her iki cephede ABD'nin beslediği PKK'ya karşı mücadele veriyoruz. Dolayısıyla ABD'ye karşı.
Yakın zamanda vefat eden, Turgut Özal'ın sırdaşı diyebileceğimiz büyükelçilerimizden Kaya Toperi'nin, vazifesi gereği, Özal'ın mahrem toplantılarına katılmıştır.
Dün verdim, Talabanî'nin Özal'la temasını anlatmıştı. Ancak anlattıklarını Talabanî doğrulamıyordu. Ya da Talabanî, bu detaya girmiyordu.
Talabanî'nin, 1998'de, Londra'da Arapça yayınlanan El-Vasat dergisinde uzun bir mülâkatı çıkmıştı. Dört sayı devam eden mülâkatın tamamını, El-Vasat'ın merkezine telefon edip istemiştim.
Talabanî, Abdullah Öcalan'ı, Şam'da, kendi örgütünün evlerinde barındırmış. Suriye'de tutunmasına önayak olmuştur.
Talabanî'nin Türkiye bağlantılarına dair anlattıklarının tamamını İmralı'daki Konuk kitabımızda yayınladık. (Ayrıca A. Öcalan'ın, El-Vasat'ta çıkan, Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmeden önceki son mülâkatını da verdim.) Yeri geldikçe bunlardan bahsettim.
Talabanî'nin anlattıkları, yeni politika belirlerken ne kadar ihtiyatlı hareket edilmesi gerektiğini göstermesi bakımından önemli.
Kaya Toperi'nin dediğine göre; Talabanî, Özal'a: "Biz Mesut [Barzanî] ile konuştuk. Türkiye'ye ilhak olmak istiyoruz." demiş, Özal ise, Talabanî'ye: "Türkmenleri de içine alan ve onların da haklarını koruyan, demokratik bir federe bir Irak Devleti kurmayı düşünün. Biz size her türlü yardıma hazırız..." diyesiymiş. Böyle bir cevap vermesinin sebebi, ABD gibi devletlerin, "Kürt unsurlar"ın Türkiye'ye katılmasına izin vermeyeceğini düşünmesiymiş.
Anlatılanlar yoruma açık. Öteden beri kuzey Irak'ın (Şimdi Suriye'nin kuzeyi de eklendi.) Türkiye ile bütünleşme yollarının açılmasının sağlanması gerektiğini yazageldim. Art niyetlileri bir tarafa bırakalım, iki tarafla da iç içeyiz; çünkü bizim uzantılarımız.
Bunu şimdi tartışmayalım. Talabanî El-Vasat'ta nelerden bahsediyor?
Demirel'le görüşmesi... A. Öcalan'la ilişkileri ve üzerindeki etkisini anlatıyor, "Siyasî çözüm" istiyor. ("PKK'yı tanıyın." demeye getiriyor!).
Sonra Özal'la görüşüyor. Özal "Bu deliye -onun tanımlamasıyla - nasihat etsen de bize siyasî çözüm fırsatı verse..." demiş. (...)
Talabanî sonra Şam'da A. Öcalan'la "savaşı" durdurma meselesini görüşüyor. A. Öcalan "Buna şartsız hazır olduğunu" açıklıyor. Talabanî Ankara'daki temsilcisi Serçil Kazzaz'a telefon ediyor. O da Özal'ın basın danışmanı Kaya Toperi'yi arayarak A. Öcalan'la görüşmesini anlatıyor. Toperi, Özal'la görüşüyor. Özal, Talabanî'den, Öcalan'ın bir basın toplantısı yaparak kararını açıklaması için onu ikna etmesini istiyor. Talabanî sonrasını şöyle anlatıyor:
"Öcalan'la telefonla görüştüğümde basın toplantısı yapmaya hazır olduğunu bildirdi. Aynı gece Başkan Özal'la görüştüm. Özal bir grup Türk gazeteciyi göndereceğini söyledi. Bekaa'da basın toplantısı yapıldı. Türk gazetecilerle birlikte ben de oradaydım. Öcalan 22 gün süreyle ateşkes ilân ettiğini bildirdi. (...) Şemdin Sakık'ın, izinden dönen 22 askeri [33 olacak.] kaçırıp öldürmesi suçuyla beraber anlaşma da bozulmuş oldu."
Nedense Kaya Toperi uzun mülâkatında bu ateşkes meselesinde oynadığı role girmemiş.
Tarihi aydınlatmak için çelişkilerin izahı gerek.