Suudi şeriat yönetimi örneği
Ders alan var mı? Gelişmeleri bir yargıç tarafsızlığı içinde izleyerek gözleyip buradan sonuç çıkaran var mı?
Hangi konuda diyeceksiniz.
Hemen söyleyeyim.
Siyasal İslam, dini eğitim ve ideolojiler konusunda gelişen olaylar hepimize büyük dersler veriyor.
Buyurun size Suudi Arabistan örneği...
Durun, hemen "biliyoruz" deyip geçmeyin..
Söyleyeceklerim sadece Suudilerin ABD-İsrail ile birlikte olup Kudüs'e sahip çıkmamalarına değil.
İslam dünyası içinde birliği bozmalarına da değil...
Bunlarla ilişkili ama bunlardan bağımsız şeylerden söz edeceğim..
Şimdi söyler misiniz lütfen?..
Suudi Arabistan hangi rejimle yönetiliyor?..
Dini (İslami) esaslara dayalı krallık ile..
Öyle ise eğitim de dinidir.
Evet..
Herkes Kur'an'ı ta ilkokuldan itibaren öğreniyordur.
Evet..
Herkes Kâbe'ye yakın olduğu için kolayca hacı da oluyordur.
Kesinlikle doğru.
Aynı zamanda herkes, zorunlu olarak namaz kılıyor oruç da tutuyordur..
O da doğru.
Zaten "din polisi" var. Ve namaz kılmayanları elinde sopa camiye sürüyor..
Kaldı ki Suudilerin mezhebi vahhabiliktir ve vahhabiliğe göre namaz kılmayan mürtet sayılır. Başka bir ifade ile dinden çıkmış kâfir olarak görülür ve öldürülmeleri caiz hale gelir.
Herkesin namazında niyazında olduğu..
Herkesin orucunu tutmak zorunda kaldığı...
Ve herkesin ana okulundan başlayarak dini eğitim aldığı..
Kur'an-ı Kerim'i harfi harfine öğrendiği..
Çok daha önemlisi İslam'ın Kâbe'sinin dibinde yaşayan, kutsalların yanı başında duran, gören, dokunan bir toplumda; bu eğitim (terbiye)-öğretim sistemi, bu rejim, neden Kudüs'e sahip çıkacak bir siyasal toplum üretemiyor?
Tekrarlıyorum ve yüksek sesle soruyorum: Neden?
Bir soru daha?
Kâbe'nin yanı başındaki toplumda varlığını sürdüren tarikatlar ve cemaatler, kısacası dini otorite ve kurumlar; niçin, duyarlıkları yüksek, bilinçli müminler ve dinin bizzat kendisine sadık kitleler oluşturamıyor?
Neden krala sadakat, dine sadakatin önünde duruyor?
Kudüs'e karşı İslam dünyasında oynaması beklenen rolün dışına çıkan ve İsrail'in siyasi amacına destek veren bu ülkenin rejimine özenen, "ah Türkiye'yi bir şeriat devleti yapsaydık. Başımıza halifemiz efendimizi dikseydik" diyenlere yaşayan tarih açık ve net dersler veriyor.
İbret alanlar için ne güzel bir ders.
Gerçi zihni ideolojilerin tutsağı olmuş kimseler "halifemiz efendimiz başımızda olsaydı bunu yapamazlardı" diyecek, ama tarih bunun cevabını epey önceden verdi. Birinci Dünya Savaşı'nda işgalci İngilizlerle bir olup Osmanlı Devletini (halifeyi) arkadan vurduklarını; isteyen Türk tarihinden, isteyen İngiliz tarihinden, yetmezse Suudi Arabistan tarih ders kitaplarından okusun.
"Herkesi İmam Hatip Okullarına gönderirsek Türkiye'de istediğimiz rejimi kurarız" diyenlere de Suudi Arabistan ve onun dini eğitimi tarih önünde anlamlı bir örnek sunuyor...
Ne dersiniz?
Mevcut iktidarın İmam Hatipli kadrolarının 15 yıldır ortaya koyduğu adaleti, hakkı gözetmeyi, ahlakı ve terbiyeyi de yanına ilave edin...