Suçlarken 'ince' düşünmeli!
Şu zamanda en kolay suçlama "FETÖ'cülük". Gide gide, bu tür suçlamalar anlamını da yitiriyor. Türkiye'nin yarıdan fazlasının, darbe yapmaya kalkışan cemaatin legal yapılarıyla ilişkileri olmuştur. Okullardan, dershanelerden, hastanelerden, üniversitelerden, sendikalardan, yurtlardan... bahsediyoruz. Kimin aklına gelirdi, zâhirde din iman, ilim irfan diyen bir cemaat eline silâh alıp "Müslümanlar"ı katlederek iktidarı ele geçirmek isteyeceği?...
Halkın saf hissiyatıyla oynanmıştır.
İnsanlarımız devlet destekli cemaatin kurumlarına 15 Temmuz 2016 tarihine kadar gidip gelmişlerse kimsenin söyleyecek bir sözü olamaz. Açın kanun kitaplarını, bu insanları suçlayabilecek bir madde bulamazsınız. Örgütün hiyerarşik yapısının içinde yer alanlar, itiraflarla, ByLock programıyla, ankesörlü telefondan konuşup konuşmadığına bakarak anlıyorlar. (Nasıl bir tespitse... Bilmiyoruz.)
Neden bu kadar işten atılma, neden bu kadar tutuklama? İşte biz de bunu sorup duruyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan, Geçen hafta önceki sözlerini daha ileriye taşıdı:
"FETÖ'nün bizim zamanımızda büyüdüğü iddiasını ben reddetmem. Bunlar büyük bir ihanet şebekesi içerisindeymiş. Aldatıldık. Taa Erdal İnönü'ye git, Bülent Ecevit'e. Ecevit, İnönü bunların en yakın arkadaşıydı. Erdal İnönü'nün bunların okullarını ziyaret ettiğini iyi bilirim. Onların davetlerine katıldıklarını iyi bilirim. Gelsinler konuşalım. Samimi değiller. Biz yanıldık. Biz bunlara çok inandık."
Fethullahçılara hemen bütün siyasîler kandı. Burada R. T. Erdoğan'ı suçlayamayız. Diğer siyasîler, Cemaat'in memlekete hizmet ettiğini düşünerek yardımcı oldular. Kusura bakmasınlar, şu anda hükûmet edenler, ayrıca "iş birliği" içindeydiler. Önceki akşam Fox TV'de, hükûmetin, terörle mücadelesi başta olmak üzere birçok icraatına destek veren, Fetullahçılar yüzünden altı yıl mahpus kalmış Doğu Perinçek de bu "iş birliği"ne işaret etmiştir.
Size şurada Türkeş'in F. Gülen'e gönderdiği "övgü" mektubunu versem şaşırıp kalırsınız. O zaman bunlar olağandı. (Mektup metni bizim Türkeş kitabında... İlâvelerle yakında yeni baskısı yapılacak. Mektubu çıkarmayı düşünmüyorum. İnsanların iyi niyetinin nasıl suistimal edildiği notunu düşeceğim. Bunlara en çok inananlardan biri de Ecevit idi. O da faaliyetlerini bir "hizmet" görüyordu. Demirel'in, A. Gül'ün referans mektuplarını sıralamayayım!)
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, bir televizyon programında, yorgunluktan mı, çok konuşmaktan mı artık "Harp Akademileri'ni kapattılar Millî Savunma Üniversitesi kurdular, rektör atadılar o da FETÖ'cü çıktı." demişti.
Dün bahsettim... Millî Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, televizyona bağlanıp anında cevap vermek istemiş ancak bağlamamışlar. Sonra açıklamasını yaptı. Ben de konuştum, "15 Temmuz olduktan sonra rektörlük gündeme gelince 'Vatan, devlet her şeyden önce gelir.' diyerek her türlü işimi (televizyon programı, dizi danışmanlıkları vs.) bırakarak bu göreve başladım. FETÖ, 30 yıldan fazla askerî okullara musallat olmuş ve buraları ele geçirmiş. Bu yapının düzeltilmesi zaman alacak. Ancak kısa zamanda toparladık." dedi.
Hakikaten şu FETÖ'cülükte bir ayar olması lâzım. İnce ince düşünmeliyiz. Suçlarken delil ortaya koymalıyız.
(Hayırlı bayramlar dileğiyle.)