Şu mantığa bakar mısınız?
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, son zamanlarda yaşanan terör olayları hakkında, "Terörün amacı belli; hemen yanı başımızda Suriye'de yaşanan olayların içerisine ülkemizi de çekmek, Türkiye'nin de AK Parti iktidarıyla birlikte bölgede ve dünyada sahip olduğu söz hakkını kaybetmesini sağlamak" dedi.
Hotar, "Çatışmaların asıl kaynağı bu coğrafyaya karşı emperyal duygularla hayata geçirilen sömürgeci emellerdir. Türkiye'deki terör, kamu işleyişine yönelik bir saldırı olmanın ötesinde milletin birliğini hedef alan bir amaca sahip olduğundan esas kaynağı da küresel aktörlerdir" diye konuştu.
Tabii ki Hotar'ın bu sözlerinin büyük kısmı doğru ama eylemlerin AKP iktidarını indirmeye dönük olduğu iddiası biraz değil epey şüpheli!
***
Esasen bu konuda görüşümü, "Ayı tuzağı" başlığı altında "ABD ve PKK'nın, eş zamanlı olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten parti ile Cumhurbaşkanı'nın bir şekilde halledilmesini istemesi, sanıldığı gibi onların aleyhine değil, lehine sonuç verir! (…) Şimdi ABD ve PKK'nın, Erdoğan ve AKP iktidarına karşı ortak tavır alıyor gibi görünmesi, halkın desteğini daha fazla artırmasına yarar. Burada akla gelen soru şudur: Yoksa gerçekte istenen, AKP iktidarının terörle mücadeleye dayanarak devamı sağlanırken, sürpriz desteklerle, Türkiye'ye Yeni Anayasa'yı kabul ettirmek midir?" diye ortaya koymuştum.
Tam da bu noktada eski Amerikan Büyükelçisi James Franklin Jeffrey, Aydınlık'tan Şafak Terzi'ye yaptığı açıklamada "PKK ile müzakereler yapma yönünde çabalar vardı ancak şimdiki durum -bir dereceye kadar- Haziran seçimlerindeki kötü sonuçlara dayanıyor. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK ile şiddeti tırmandırmanın kendisine yardımcı olabileceğine karar verdi. Kasım seçimlerinde de yardımcı olduğu ortaya çıktı. Ama sonuç olarak şimdi Türk toplumunun büyük bir bölümüyle büyük bir çatışma içerisindesin ve bu durum gerçekten daha da tırmanabilir, vaziyet son derece tehlikeli" dedi.
Jeffrey, "Çözüm müzakerelere dönmek ve Türk hükümetinin 2012 yılından itibaren devam ettirdiği yolda ilerlemektir.. Erdoğan için birincil hedef ömür boyu başkan olabilmektir. Bunu da yeni bir Anayasa ile başarabilir. Bu PKK ile yeni müzakereler yoluyla elde edilebilecekse, bunun gereğini yapacaktır.. Ancak sürekli çatışma gerektiriyorsa, bu yolu izleyecektir" diye konuştu.
***
Zaten Nükhet Hotar da konuşması boyunca "çözüm süreci"ni savundu hatta "Öncelikle Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini başlatarak Kürtlerin de bu ülkenin asli unsuru olduklarının bilinciyle, geçmiş hükümetlerin yaptıkları hataları bir bir telafi etmek için reform niteliğinde adımlar attıklarına" işaret etti.
Hotar "Bu adımları atarken temel amacımız ayrım yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin devletimizin eşitlikçi çatısı altındaki birleştirici ruhu yeniden yakalamalarını sağlamaktı. Fakat bu adımlara rağmen terör unsurları amaçlarının hak ve özgürlük olmadığını gösterdiler, kanlı eyleri de bunu göstermektedir" diye konuştu ve bölücü terör örgütünün, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen muhalefetten de yüz bularak saldırılarına yeniden başladığını iddia etti!
Hotar, "Muhalefetin bu memleketin kalkınması, gelişmesi, birlik ve beraberliği gibi bir derdi yoktu" demeyi de ihmal etmedi!
***
Şu mantığa bakar mısınız? Başkanlık sistemi getirmek için çözüm sürecini araç olarak kullanacaklar, süreç boyunca PKK'nın hendek kazmasına, silah yığmasına seyirci kalacaklar, oy kaybedince de terörle mücadeleye ve "tek vatan" politikasına dönecekler ama bu aradaki bütün terör eylemlerinden muhalefeti sorumlu tutacaklar!
Bu kafayla Yeni Anayasa yapacaklar, öyle mi?