Sona doğru...
Siyasi iktidar, Türkiye'nin büyüme modelini, işin en kolayına giderek, yabancı sermaye, sıcak para, ithalat, cari açık ve dış borç üzerine kurdu. Bu modelin riskli tarafı sürdürülemez olmasıdır. Çünkü ithalata, yabancı sermaye girişine, dış borca yani özetle dış kaynağa bağlı büyüme kesintiye uğrar. Söz gelimi bu günkü gibi döviz kurları aşırı değer kazanırsa, ithalat zorlaşır, üretim düşer. Dış borçlanmanın da bir sınırı var. Yabancı sermaye hareketleri zaman zaman yavaşlar.
Türkiye yabancı sermaye girişi, dış borç ve kur artışı sorunu yaşıyor. Aslında bunlar da birbiri ile bağlantılıdır.
Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım sermayesi adeta durdu. 2017'de bol giren sıcak para girişi de yavaşladı.
Merkez Bankası, Ocak-Mart 3 aylık verilerine göre doğrudan yatırım sermayesi bu sene geçen senenin yarısı kadar oldu. Portföy yatırımları da 4.3 milyar dolardan , 2.9 milyar dolara geriledi.
***
Kaynak: MB
***
Yabancı yatırım sermayesi neden gelmiyor?
1- Siyasi ve hukuki altyapı kayboldu.
AB, Venedik Komisyonu Raporları ve uluslararası kuruluşların Türkiye raporlarına göre hukukun üstünlüğünde, yargı bağımsızlığında geri düştük. OHAL, olağan hale getirildi.
İnsan hakları, siyasi özgürlükler, basın özgürlüğünde kan kaybettik. Siyasette lider hegemonyası oluştu ve vatandaşın seçim sürecine katılması önlendi.
2- Ekonomik istikrar sorunu büyüdü. 16 yıllık istikrarsızlık sorunu birikti. Makro göstergeler bozuldu. 2018 yılı için büyüme yüzde 4 dolayında, enflasyon yüzde 14, işsizlik yüzde 12, cari açık 55 milyar dolar, dış borç 470 milyar dolar olacaktır. Dış borç risk primini gösteren CDS (Kredi Risk Swap'ı) Cuma günü 270 idi. Bu oran Yunanistan'dan sonra dünyada en yüksek risk primidir.
3- Rating kuruluşları Türkiye'yi yatırım yapılamaz, spekülatif ekonomi olarak ilan etti. Ekonomide kırılganlık arttı.
4- Reel sektör ve tüketici de güven duymuyor. TÜİK'in açıkladığı Mayıs ayı güven endeksleri şöyledir :
***
***
Güven endekslerinde yüzün altı güvensizliği gösteriyor.
Yabancıya Türkiye'ye gelin dersek, yabancı yatırımcı da bize senin kendi sermayen ve tüketicin sana güvenmiyor. Ben neden güveneyim demez mi?