Sömürü düzeni...

Yarın 1 Mayıs.. Emekçinin bayramı. Ancak Türkiye'de yaşanan ekonomik gerçeklik, bağlı olarak yürütülen politik süreç insanları canından bezdirecek hâl almış durumda.

Emekçi de, emeği olup da değerlendirmek isteyen insanlar da huzursuz.

Neden?

Çünkü iş bulamıyor.

Kendine yetecek ve ülke kalkınmasında işe koşacak kalite ve nitelikte hem emek gücü ve hem de yetenekleri var ama bunu değerlendirecek iş bulamıyor.

Türkiye'nin içinde bulunduğu bu acı manzarayı önceki gün Akşener: Zonguldak'tan haykırdı "..16 yıllık iktidarlarında istihdam yaratmak yerine millete küfür eden, milletin anasına söven yandaşı zengin ettiler" dedi.

Akşener'in de vurguladığı gibi AKP iktidarlarının 16 yıl boyunca izledikleri istihdam politikasının sonuçları bu.

"Milletin anasına sövenlerin" iş bulduğu ve kendilerine öncelik verildiği bir sürecin sonunda AKP, gele gele baskın seçim kararı alacak hale geldi. Hatta yetmedi. Aldığı kararın sonuçlarından korkmaya başladı.

Acısı ve yoksunluğu herkesin evinde hissedilen bu kâbustan kurtulmanın yolunu seçimlerde görüyor Akşener. Ve millete "25 Haziran günü kurtulabilirsin" hatırlatmasında bulunuyor.

Emek bayramında Türkiye'nin en temel sorunlarından biri de emeğin değersizleştirilmesi kadar eğitilmiş iş gücünün ekonominin dışına itilmesidir.

İnsanlar, yeterliklerine ve niteliklerine uygun gelir elde edemiyor.

Örneğin adam fakülteyi bitirmiş mühendis. Kalifiye eleman. Yetişmiş iş gücünün önemli bir öğesi. Ama iş bulamıyor. Bulunca da, emeğinin değerini alamıyor. Asgari ücret ve bazen de altında maaşa çalışmak zorunda kalıyor.

İşte bunun anlamı emeğin değersizleştirilmesidir.

Hem iş bulamıyorsun, bulsan da emeğine eş değer, bilgi diploma seviyene uygun gelir elde edemiyorsun..

Hâlbuki iktidar seçkinlerinin böyle bir sorunu yok.

Her zaman devlet imkanlarıyla iş hazır. Gelir desen çok yüksek. Hatta yükseğinde yükseği. Milyon dolarlarla oynuyorlar. Bu nedenle yaşam kaliteleri çok iyi. Lüks villalarda oturuyor, son model arabalara biniyor, istedikleri gibi tatil planları yapıyorlar..

Bu gerçeği Akşener çarpıcı bir dille şöyle dillendirdi:"... İpe sapa gelmeyen, bir baltaya sap olamamış bakan çocukları trilyonlarla oynar hale geldiler..."

Seçkinlerin devlet imkânlarını kullanarak küçük yaşlarda zenginleştirilmesi, ikbal ve istikbal endişesi taşımadan, parayla çelik çomak oynaması karşısında, halkın din, milliyet, vatan, bayrak gibi yüce semboller üzerinden bu sömürüye razı edilmesinin bir sonucu mu yoksa toplumsal akıl tutulması mı araştırmak lazım.

Dahası da var. Akşener Zonguldak konuşmasının bir yerinde; "Öğretmen olarak, sağlıkçı, devlet memuru olarak atanamıyorlar. İş bulamıyorlar çünkü istihdam yaratan alan yok. Onun için emekli babası bakıyor. Anası dişinden artırıp çocuğuna harçlık veriyor. Ayıptır günahtır" dedi.

Acısı ve yoksunluğu herkesin evinde hissedilen bu kâbustan kurtulmanın yolu seçimdir.

Yarın 1 Mayıs..

Emeğin bayramı.

Öyle söylüyorlar ama sahiden öyle mi?

Yazarın Diğer Yazıları