Sizden gelenler

Daha önce de yazdım; "Mesajlarınıza yer ayıramamak beni üzüyor." Arada bunlara kısaca da olsa değinmek istiyorum. Bugün birkaçına yer vereceğim. Umur Hazangil ve Mehmet Beytur'un övgülerine teşekkürler. Hazangil'in şu satırları beni uçurdu:

"Üstadım kaleminize kuvvet, elinize sağlık. Hatıralar gazel misali bir bir düşüncelere dökülüyor. Eski fotoğraflara bakar gibi, sizin satırlarınızla avunuyoruz. Devamını dilerim. Saygılar, başarılar".

...

Yrd. Doç. Dr. Ömer Arslan Kalafatçılar güncel bir konuda bilgi vermekte:

"Burhan Bey seyahatte idim. Birikmiş yazılarınızı yeni okudum. Şimdilerde İzmir Marşı diye çalınıp söylenenin adı aslında Sakarya Marşı'dır. Aynı yaşlardayız. Sizin de hatırlayacağınız gibi ilkokul ve orta okulda "Sakarya boylarında çiçekler açar" diyerek söylerdik. Asıl İzmir Marşı, Osmanlı döneminden kalan ve güftesi olmayan çok güzel bir marş. İzmir Radyosu'nun sabah açılış ve akşam kapanışında çalınırdı. Bestekarı Mehmet Ali Bey'dir. CD'si piyasada mevcut".

DİZİ REKLAMLARI

Murat Zengi, Paramparça dizisinde Erkan Petekkaya'nın araba ve telefonu aynı anda kullanmasını eleştirmemi ele almakta. Olayı farklı açıdan değerlendiriyor:

"Bazı dizilerde kullanılan ürünlerin çaktırmadan reklamını yapıyorlar. Petekkaya kulaklık kullansa cep telefonu reklamı yapılamaz. Örnekleri çoğaltmamız mümkün. Mesela Osmanlı dizilerindeki takılar. "Hürrem Kolyesi" ve "Hürrem Yüzüğü" gibi."

Bu konuda en kocaman örneği ben vereyim;

"Cesur ve Güzel'de tüm araçlar aynı firmanın. Yasağa rağmen amblemler buzlanmıyor. Ayan beyan ortada."

AYRIM YAPANLARA

N. Öztürk, Ayvacıklılardan daha doğrusu etnik kökenlerinden söz etmekte:

"Sayın Ayeri, Ayvacıklılar üzerine yaptığınız tespitler çok doğru. Benzer durum benim ilçem Yenice, Balya, İvrindi, Dursunbey için de geçerli. Marmara ve Ege'nin kırsal kesimlerinde de durum farklı değil. Teselli edici yanı varsa geleneksel kültürümüz bu kuytuluklarda. Bilhassa Kazdağı eteklerinde korunmuşluğu görüyoruz. Yıllardır ülkede tek gözünü kapatıp "Doğu edebiyatı" yapanlara bunu anlatamadık. Elbette Doğu-Batı ayrımcısı değiliz. Olmadık. Tabii günümüzde sadece Orta Doğu'yu görenlere bunları anlatmak gerek. Mahrumiyet ve geri kalmışlık nerede varsa, mücadelesi ayrımsız yapılmalı".

Öztürk'e katkı için bir gözlemimi aktaracağım. Ilgaz'ın dağ köylerinde tenceresinde sadece mısır koçanı kaynatabilen köylülere şahit oldum. Yine de hallerine şükredip Devlet'ine laf söyletmiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutan işte bu insanlar.

...

Coşkun Telciler, MHP Genel Başkanı'nı eleştirenlerden. Az ama öz yazdığı için onunkini buraya aldım:

"Devlet Bahçeli referandum için o derece çalışıyor ki, aklıma bir soru geldi. Eğer 2015 seçimlerinde -Haziran ve Kasım- bugünkü gayretinin yarısını sarf etseydi MHP iktidar ortağı olmuştu. Bahçeli özellikle 2015 Kasımında miting bile yapmayıp yenilgiyi hazırlamıştı".

HATIRLATMALAR

K. Baykarael'in yazdıkları çok tutarlı. İlle de yer açabilmek için epey kısaltmak zorunda kaldım:

"Artık mantığın bittiği yerdeyiz. Özellikle dış politikada, attığı her adımı, her söylemi zikzak yapan birini oylayacağız.

* "NATO'nun Libya'da işi ne?" deyip, daha sonra İzmir'de Libya operasyonu için merkez kurdurmadık mı?

* İsrail'e "One minute" deyip sonra geri adım atılmadı mı? Mavi Marmara için esip gürlendi. Sonra "Giderken bana mı sordular" denmedi mi?

* Fırat Kalkanı El Bab'la bitecekti. Emevi Camii'nde namaz kılmak nereden çıktı? Membiç, Musul ve Rakka'dan söz etmelere ne diyeceğiz?"

İHTİMALLER

Yaşar Usluer dostum, tarihsel bir seçim analizi yolladı. Kronolojiyi sakladım. Uzun tahlilin içinden iki bölümü sizlerle paylaşacağım:

"16 Nisan'daki referandumda 18 madde görünen bile anayasanın 71 maddesi değişmektedir. Resmi adı Cumhurbaşkanlığı olsa da fiilen Başkanlık Sistemi'dir. Bahçeli'nin "fiili durumu yasal hale getirelim" demesi havada kalmaktadır. Cumhurbaşkanı bir kararname ile zaten 7 Bölge olan Türkiye'yi 7 eyalete dönüştürebilir."

-İnönü de yapmıştı- diye resmi dairelerden ve paramızdan Atatürk'ün resmini çıkartıp, kendininkini koyarsa, Meclis ne yapabilecektir?"

...

ÖZEL NOT:

Bugünlük bu kadar. Yer bulamadıklarımın affına sığınıyorum. Bilsinler ki, tek bir mesajı dahi okumazlık yapmıyorum. B.A.

Yazarın Diğer Yazıları