Siyasetin "ilke"si, iktidarın korkusu...

Dün de bu köşede aynı gerçeğe, özellikle ve ısrarla dikkat çekmiştik; Siyasal ortamda büyük bir "panik" havası var ki, son yıllarda benzerine hiç ama hiç rastlanmadı...

Siyasal kandırmaca söylemleri, Meclis kürsüsünden boş yere ahkam kesmeler, mitinglerde ve grup toplantılarında havalı nutuk atmalar dağıtamıyor panik havasını...

Tetikçi-yanıltıcı medyanın yalan kuşatması, uyduruk köşe yazıları ve televizyonlardaki kiralık şakşakçıların memleketi güllük gülistanlık gösterme palyaçoluğu da örtemiyor ortamın koyulaşan griliğini...

Zaten oldum olası inanmadığım anketlerin ise neredeyse tamamı hikaye... Anketlerin çok büyük bölümü ne yazık ki yönlendirmeye ve ranta hizmet ediyor... Onlar da değiştiremiyor iktidar tepelerindeki puslu havayı...

Evet; anketlerin çoğu uydurma, çünkü sokaklar gerçeği en yalın haliyle ve de çığlık atarcasına duyurmaya yetiyor... Hem de aylardır haykırıyor yaşamı cendereye alan tüm gerçekleri, neredeyse bütün sokaklar ve bütün ülke...

Bırakın şaşırmış iktidar siyasetinin paniğini; ülkenin dengesi, umutları, beklentileri, gidişatı, planlar ve hedefler de belli belirsiz bozuluverdi çünkü...

Şaşırdı tüm dengeler, dağıldı artık sihirli iktidar pusulası ve alarm çanları en kırsalda ve en kuytuda "imdat" çığlıkları atıyor artık!!!

Ortamın en farklı yerlerden görünen manzarasının üzerinde kara bulutlar dolaşıyor ve toplum derin bir bıkkınlığın ortasında, sinsiliğin büyüttüğü bu manzaraya bakarak "nefes" alacağı, umutlanacağı, tutunacağı bir ortamı düşlüyor...

***

Bunalan seçmenin sessizliği!..

Velhasıl son yıllarda pek de rastlanmayan, üstelik beklenmeyen ve pek de umut edilmeyen bişeyler oluyor bu ülkede...

Bir yanardağın derinden körüklenen ateşinin patlamaya hazır öfkesi gibi bişeyler oluyor Türkiye'ye!..

Toplumda tuhaf bir sessizlik, sokaklarda, köylerde, kahvehanelerde ve ev toplantılarında yörüngenin iyice şaşırdığına ilişkin tartışmalar büyüdükçe büyüyor, kitleler "yeter artık" isyanını artık daha fazla ve daha açıktan dile getirmekten de kaçınmıyor...

Herkes farkındadır sanırım; Siyasetin zemini öncü bir depremin gelişi gibi derinden, öfke duyarcasına, tokat atarcasına, silkelercesine sarsılmaya başlıyor ki, bundan çekinenlerin paniği ve artan saldırganlığı da bunu kanıtlamaya yetiyor!..

Nereden bakılırsa bakılsın ve de kimse kendini sakın ola kandırmasın; AKP açısından ortam artık eski ortam değil...

Çünkü gidişatın tamamen değişebileceğine ilişkin sosyolojik veriler her gün daha da fazla çarpıyor iktidardan beslenenlerin suratlarına...

Ve bu kötü gidişatın artık çekilmez bir hal aldığını gösteren vahim sosyolojik tablo yeterince sinyal de veriyor zaten...

Sosyal, siyasal, ekonomik sıkıntılar, milleti kuşatan döviz çılgınlığı ve mutfakları yangın yerine çeviren fahiş zamlar toplumda giderek daha fazla "cinnet hali" yaratıyor...

Cinayetlere, toplu katliamlara, intiharlara, boşanmalara ve büyük kavgalara neden olan işsizlik, geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı bunalttıkça bunaltıyor milyonları...

Halk "umut" ve çıkış arıyor özetle... Milletin son 16 yılda, hem sosyal, hem siyasal açıdan ve hem de rejime yönelik saldırılar bakımından tahammül sınırlarının iyice zorlandığını gösteren kanıtlar büyüyor, milleti öfkelendiriyor artık...

İşte aylardır dolaşıyoruz-konuşuyoruz; Yalnızca muhalefet kesimlerinde değil, yıllardır iktidarı destekleyen kitleler içinde de bir bıkkınlık ve öfke var ki, gidişatın değişeceğinin etkili sinyalleri buralarda da büyüyor...

***

Zirveyi saran panik yangını!..

Yukarıda tasvir edilenler, yalnızca iktidarın buhran manzarası değil, panik güruhundan yayılan kötü enerji ve özellikle yayın organlarından dışa vurulan öfke de, bu ülkede gidişatın değişmeye başladığını gösteriyor...

Bu ülkenin AKP ve tayfası için artık rahatlıkla at koşturulacak bir arena olamayacağı görülüyor artık...

Önceki günkü yandaş medya örneklerine bakınca işte yukarıdaki satırlar da geldi aklıma... Biri, "İttifakta sıkı FETÖ taraması" manşeti atarak cumhurbaşkanı adaylarına imza vermeyi düşünen kitleleri ürkütmeye çalışmış...

Bir diğeri, "Kurye FETÖ ve locadan" diyerek CHP'yi karalamaya çalışmış...

Bir başkası ise Erdoğan ile Bahçeli'nin daha geçen yıl birbirlerine söylediklerini unutmuşçasına, CHP, İYİ Parti, SP ve DP arasındaki güç birliği görüşmelerine "ilkesizler ittifakı" deyivermiş!..

***

Korkunun seferberliği!..

Peki; Memleketin buhran çarkında yolunu şaşırmış ahval ve şeraitini baştan sona sıraladıktan sonra, yandaş medyanın artık muhalefete yönelik kronikleşmiş saldırılarına ve "ilke"den söz eden zavallılara neden dikkat çektik?..

AKP çevreleri ile yandaş medya; emekliye ikramiye, öğrenciye af, kaçak yapıya yeşil ışık ve çiftçiye hazine arazisi vaadine rağmen toplumda iktidara karşı bir ısınma yaratamadıklarını görüverdiler...

Hem devletten hem de partiyi sevenlerin (!) akıttığı milyonlarca liralık ekonomik güç!..

Liyakata bakılmaksızın tepeleri tamamen kuşatan on binlerce bürokratın devlet olanaklarını kullanmak için her seçimde pervasızca seferber edilmesi...

İktidara bağlı yüzlerce belediyenin sandık uğruna tüm olanakları kullanmak için hazır bekletilmesi...

Şimdiden başlayan odun-kömür furyası ve milyonlarca Ramazan kolisinin "seçim uğruna" hazırlanmaya başlanması...

Ve de son üç yıldır, on binlerce muhtarın bizzat cumhurbaşkanlığı sarayında ağırlanarak sıkıca markaja alınması, yurt dışı gezilerinde pohpohlanması, sandık için hazır halde bekletilmesi bile az geliyor olmalı?..

Velhasıl; iktidarından medyasına kadar rant çevreleri, muhalefet arasında henüz tam olarak açıklanmamış siyasal güç "ittifak"ına karşı dörtnala taarruza geçtiklerine göre, anlaşılıyor ki, yazının başından itibaren sıralanan sosyo-politik panik yangınının dumanı AKP'lileri her açıdan kuşatıvermiş!!!

16 yıl sonra başlayan bir siyasal "panik"tir bu; iktidarla-medyayla ne yaparsan yap, kolay dinmiyor işte!..

Yazarın Diğer Yazıları