Şimdi ’katil’ denecek mi?
Esirlerimiz kurtuldu. Bundan sonra ne olacak? Meselâ; IŞİD’e “terörist örgüt”, militanlarına “katiller” denebilecek mi?
ABD’nin başını çektiği ittifaka istenen destek verilecek mi?
IŞİD ne pahasına olursa olsun PYD’nin kontrolündeki bölgeleri ele geçirmek istiyor. PYD demek PKK demek. Suriye’de bu bölgeleri -çok güç görünmekle beraber- ele geçirirse, dünya, yakın zamanda, Ruanda Tutsi-Huttu katliamından sonraki en büyük katliama şahit olacaktır. Türkiye nasıl seyirci kalabilir? PKK diyoruz ama, şunu bilin ki PKK unsurları Türkiye’nin bir parçası... Irak’taki Kürtler de, Suriye’deki Kürtler de, tıpkı bu ülkelerdeki Türkmenler gibi bizim birer kolumuz. Türkmenlerle bir fark -çok önemli olmakla beraber- Türkiye’yi bölmek isteyen örgütlerin tesirine çok çabuk kapılmaları... Türkiye akıllı bir strateji ile onları kazanabilir. Tabiî AKP Hükûmeti’nden akıllı strateji beklememiz mümkün değil; onlar teslimiyet stratejisi uyguluyorlar; verirsek terörü bitiririz sanıyorlar. Benim burada söylemek istediğim geniş zamana yayılmış bir strateji... Hükûmetler geçici. Bu kafadaki bir hükûmet her hâlde ilelebet bu ülkenin başına belâ olamayacaktır.
“Kobani” diye bize maksatlı ezberlettirilmek istenen ve şu anda IŞİD’in ele geçirmek için var gücüyle saldırdığı ilçenin adı Aynü’l-Arab’dır. PYD/PKK bölgeye sahiplenmek için “Kobani” demektedir. Bu ilçe ve bağlı köylerinde Kürtler, Araplar ve Türkmenler yaşamaktadır. Bu yerin adının “Aynü’l-Arab” olduğunu bir daha vurgulayarak yazayım.
Bölgede PKK var diye orada ölümle karşı karşıya kalan halka sahip çıkılmayacak mı? Sahip çıkmalıyız. Sahip çıkma aynı zamanda PKK’ya karşı da tavır almaktır, onları PKK’nın pençesinden de kurtarmaktır. Suriye’deki ve Irak’taki Türkmen ve Kürt bölgelerinin de Türkiye’nin uzantısı olduğunu unutmayalım.
IŞİD ve gibileri Türk halkına yeteri kadar anlatılmıyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez IŞİD için: “Hassaten bu tür oluşumların isimlerini telaffuz ederken, sizden istirhamım kısaltın. Kısaltılmış isimlerini kullanın ama uzun isimlerini kullanmayın. Çünkü uzun isminde İslam gibi çok mübarek, çok mukaddes bir kelime var.../ Şiddeti kutsayan, cinneti ve vahşeti takdis edenler bu dine bu medeniyete ait olamaz.” derken, kanlı örgüt hakkındaki fikrini söylemiş oluyor ama fetva makamında bulunan bir zatın bu sözleri yine çok yetersiz. Soruldukça verilen cevaplar insanlarımızın meseleyi idrak etmelerinden uzak...
Diyanet, hükûmeti koruyup kollama vazifesini bir tarafa bırakıp IŞİD ve gibi örgütlerin neden İslâm dairesi dışında olduğunu bütün kitlelere Kur’ân’ı göz önünde tutarak inandırıcı bir dille anlatmalıdır.
İlâhiyatçı öğretim üyelerinin, hepsi ama, bu tür örgütleri tahlil etmeleri, kimsenin itiraz edemeyeceği bir izah getirmeleri gerekir. AKP’nin içinde birilerinin yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, nüfuz ticaretini, havuzunu örtmek için değil, asıl “İslâm” için bildiri şart.
Yalnız, İslâm’ı kullanan kanlı örgütler neden ortaya çıkıyor? Neden destek görüyor? Bu desteğin giderek artmasında en büyük âmil nedir? Bunlar da ABD’den, AB’den ve İsrail’den çekinilmeden anlatılabilmelidir.
Hiçbir şey sebepsiz değildir.