"Şiddeti dayatma"nın yoldaki bombaları!..
"Başlarına para ödülü konulan 30'dan fazla üst düzey teröristin etkisiz hale getirildiği 2018 yılının ilk altı ayında, PKK'nın hem militan sayısı hem de eylem açısından büyük bir erozyon yaşaması, 'tuzak-mayın' saldırılarına iyice yöneldiğini de kanıtlıyor...
2018 yılının ikinci yarısından itibaren artan mayın eylemleri terör örgütünün çatışmadan ve 'vur-kaç' eylemlerinden iyice uzaklaştığını, 'risksiz eylem' diye tanımladığı 'tuzak'ları neredeyse tek saldırı biçimi haline getirdiğini de gösteriyor..."
8 Ekim 2018'de bu köşede yer alan "Mayın, tuzak ve büyük tehlike" başlıklı yazıda, yukarıdaki "sinsi işaretlere" vurgu yaparken, PKK'nın 9 Haziran 2018'den itibaren dayattığı strateji değişikliğini gösteren eylemlere dikkat çekmiştik...
Çünkü 9 Haziran ile 8 Ekim arasında teröristlerin gerçekleştirdiği eylemlerin tamamı yola "mayın" yerleştirmekten ibaretti...
Ne yazık ki Eruh, Yüksekova, Silopi, Kuzey Irak ile Batman-Gercüş'te (8 Ekim) düzenlenen bombalı saldırılarda 15 güvenlik görevlisi şehit olmuş, 15'i de yaralanmıştı...
8 Ekim'de, 8 askerin şehit olduğu Batman'daki patlama, asfalt yolda 5 metre çapında ve 1.5 metre derinliğinde çukur açmıştı...
PKK'nın Batman'daki o son mayınlı eyleminin ardından, 8 Ekim'de bu köşede yer alan saptamalar aşağıdaki uyarılarla sona ermişti;
"Yukarıdaki saptamalar ve eylem kronolojisi şu gerçeği gözler önüne seriyor; Eylemlere başladığı 1984'ten itibaren askerî olarak sıkıştığı her dönemde 'mayın-bomba' tuzaklarına başvuran PKK, belli ki tarihinin en büyük çöküntüsünü yaşıyor... Kuzey Irak, Suriye, Güneydoğu, Akdeniz ve Karadeniz'deki operasyonlarda tarihinin en büyük darbesini alan örgütün 2018'de 'mayın-tuzak' stratejisini öne çıkartması yalnızca zayıflamayı-güçsüzlüğü ifade etmiyor, aynı zamanda ciddi bir 'tehlike' sürecinin başladığına da dikkat çekiyor... Yeni 'tuzak'lara, intihar saldırısı eylemlerine ve suikast girişimlerine 'dikkat' demekten başka bir şey gelmiyor elden!.."
***
İntihar ve patlayıcı timleri!..
PKK'daki eylem hareketliliğinden yola çıkarak, mayınlı saldırıların yoğunlaşacağı şeklindeki "uyarı"nın üzerinden bir ay geçmeden, örgütün sinsi eylemleri daha da artıracağının işaretleri de gecikmedi... İşte son gelişmeler;
Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine komşu, terör örgütü PKK/YPG kontrolündeki Suriye'nin Telabyad kentinde "canlı bomba" eğitimi aldığı belirlenen H.M.'nin Türkiye'ye geldiğini saptayan güvenlik birimleri, eylem hazırlığındaki teröristi 4 gün önce Gaziantep'te saklandığı evde yakaladı...
Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde örgütlenerek, "metropollerde saldırı hazırlığı"nda oldukları tespit edilen PKK'lı 3 terörist, silah ve mühimmatlarla yakalandı.
Örgütün kanlı eylemlere hazırlandığını gösteren başka kanıtlar ise hafta içinde deşifre edildi...
Örneğin; Diyarbakır'ın Silvan ve Kulp ilçelerinde 29 Ekim'de yapılan operasyonlarda 4 terörist etkisiz hale getirildi. Teröristlerden birinin İçişleri Bakanlığı'nın "terörden arananlar"la ilgili "gri kategori"de bulunan, "Baran" kod adlı İlyas Karakoç olduğu belirlendi.
Bölgedeki 14 sığınakta ise silah ve mühimmatların yanı sıra, iki cam kavanozda hazırlanmış "el yapımı patlayıcı" düzeneği, 3 kullanıma hazır basmalı düzenek ve iki "saatli bomba" düzeneği bulundu.
Örgütün bombalı saldırı hazırlığının en önemli işareti ise Malatya'da ortaya çıkarıldı... Elazığ kara yolunda üç gün önce durdurulan bir otomobilde yapılan aramada, 28 kilogram C-4 patlayıcı madde ile bomba düzeneği ele geçirildi.
***
ABD'nin "masa" tuzağı!..
8 Ekim'de; bu köşede "PKK'nın sansasyonel eylemlere, bombalı saldırılara ve suikastlara yönelebileceği" şeklindeki uyarıların ardından örgütteki hareketliliğin daha da artması dikkat çekici...
Ancak yurt içindeki bu hareketlilikle eş zamanlı yaşanan sınır ötesindeki kimi gelişmeler, PKK'nın yaşadığı eylem deviniminde yalnız olmadığını, kontrolün bir kez daha dış güçlerin bölgesel planları içinde olduğunu kanıtlıyor...
YENİÇAĞ'ın dünkü manşeti de bu tehlikeyi kanıtlaması açısından çok dikkat çekiciydi... "Suriye'de yeni Kürt tezgahı" manşetinin altındaki satırlar ise yurt içindeki eylemleri tetikleyen kimi sinsi diplomatik atakların varlığına işaret ediyordu;
"ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, ülkesinin Suriye'deki başlıca hedeflerinin, 'IŞİD'e karşı koymak, İran'ı Suriye topraklarından çıkarmak ve bir siyasi süreci tesis etmek' olduğunu söyledi. Suriye'nin kuzeydoğusunda terör örgütü YPG ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile 'koordinasyon' yaptıklarını belirten Jeffrey; ABD'nin, 'iki ortağı Kürtler ve Türkiye arasında bir çözüm bulunmasına yönelik çabaları yeniden başlattığını' açıkladı."
Hiç kuşkunuz olmasın; PKK'nın Haziran ayından itibaren strateji değiştirerek bombalı saldırılara girişmesi ve son günlerde ele geçirilen intihar eylemcileri ile bomba yüklü araçların sayısında artış olması da Türkiye'yi PKK ile "masa"ya oturtmaya yönelik sinsi dayatmalardan başka bir anlam ifade etmiyor...
Şüphesiz bu girişimler cephe kaybeden PKK'ya "rahat alanlar" kazandırmanın yanı sıra, ABD'nin Suriye üzerindeki hâkimiyetini artırmaya da hizmet ediyor ki, kaybedecek taraf her zamanki gibi Türkiye'den başkası olmayacak...
Ne tuhaf değil mi; Irak, Suriye, Güneydoğu, Karadeniz ve Amanoslar'da aldığı darbelerle iyice güç kaybeden PKK, "şiddeti dayatarak kazanım elde etmek" stratejini artık tek başına uygulamaya çalışmıyor...
James Jeffrey'nin de dışa vurduğu Ankara ile PKK'yı "masa"ya oturtmak gibi yeni diplomatik tuzakların gerisinde, "yol"lara hangi "mayın"ların döşendiği de ortada olduğuna göre, belli ki Türkiye'yi sıkıştırma amaçlı "eylem"lerden geri durulmayacak...
PKK'nın her zamanki gibi, yaklaşan "kış"la birlikte eylem hareketliliğini artıracağı yakalanan intihar saldırganları ve ele geçirilen patlayıcılarla da netleştiğine göre, bir kez daha "aman dikkat" mı diyelim?..