Sevr gösterip özerklik vermek!
Tayyip Erdoğan, El Bab'da şehit olan 16 Türk askerine Allah'tan rahmet dilerken "Ülkemizi sürekli tehdit altında tutanlara karşı artık duramazdık ve bunun gereğini de yapıyoruz. Dünyanın ve bölgemizin yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu kritik dönemde, eğer durmaya kalkarsak kendimizi bulacağımız yer, Sevr şartlarıdır. Halbuki biz hala Lozan'daki kayıplarımızın üzüntüsüyle yaşayan bir milletiz. Açık konuşmak lazım; Türkiye, İstiklâl Harbi'nden sonraki en büyük mücadelesini veriyor. Bu mücadele; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet mücadelesidir." dedi.
Erdoğan, "Terör örgütleri, bu kavganın sadece piyonlarıdır. Bizim asıl mücadelemiz arkalarındaki güçlerledir. Bu güçler, hassas noktamız olarak neremizi görüyorlarsa oraya yükleniyorlar. Bugün ülke ve millet olarak bekamızı, geleceğimizi, istiklalimizi güvence altına alma mecburiyetiyle karşı karşıyayız. Onun için 79 milyon, diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak geleceğimiz için bir ve beraber hareket etmeliyiz." diye konuştu.
***
Erdoğan'ın bizim yıllardır yaptığımız bu tespitlere gelmesi için 14 yıl mı geçmesi gerekiyordu? Zira 14 yıldır, özellikle Büyük Orta Doğu Projesi'nin Türkiye'yi de bölmek için uygulanmak istendiğini, emperyalistlerin Sevr ile yapamadıklarını bu proje ile yapmaya çalıştığını dile getirdikçe, AKP ve basındaki destekçileri bizi "Sevr paranoyası" görmekle suçluyordu. Bunlar içinde "Lozan çöktü" diyerek açıktan Sevr'i savunanlar bile vardı.
Üstelik "Yeni Sevr" olan "Büyük Orta Doğu Projesi"nin eş başkanlığı görevi, 2004 yılında ABD Başkanı Bush tarafından Erdoğan'a verilmişti!
Afganistan ve Irak işgalleri, Libya ve Suriye'nin Türkiye'yi yöneten siyasi kadronun desteğiyle iç savaşa sürüklenmesi, sonuçta Türkiye'yi de vurmaya başlayınca, gerçeği mi gördüler acaba? Yoksa "Yeni Türkiye" dedikleri tek adam yönetimine geçişi sağlamak için milliyetçilerin ortak kaygılarını mı dile getiriyorlar?
***
Şimdi AKP ile birlikte, 21 maddelik Anayasa değişikliği teklifine evet diyen Devlet Bahçeli, Dolmabahçe mutabakatı adı altında Abdullah Öcalan'ın yazdığı, "ortak vatan" a dayalı 10 maddelik belgenin AKP'nin üç bakanı tarafından kabul edilmesi üzerine 3 Mart 2015'te şöyle demişti:
"İmralı canisinin hazırlayıp Kandil çetesinin ihtiyatla paraf ettiği 10 maddelik ihanet metni; Türkiye Cumhuriyeti'nin çöküş belgesi, varoluşunun inkâr beyannamesidir. 30 Ekim 1918'de imzalanan metnin şartları neyse, 28 Şubat 2015 tarihinde ilân edilen ihanet mutabakatı bunun aynısıdır. 10 Ağustos 1920'de tarihe kirli bir paçavra gibi düşen ve Türkiye'nin ölüm ve imha belgesi olan 433 maddelik Sevr Anlaşması'yla 28 Şubat 2015'teki ihanet metni arasında esasta hiçbir fark yoktur. Sevr'i imzalayacak kadar küçülen 3'lü kadroyla, AKP'yi temsilen orada oturan 3 şahsiyetin yolları kesişmiştir."
***
Gerçi 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP iktidarı sallanınca Erdoğan, Dolmabahçe mutabakatından haberi olmadığını öne sürmüş ve terörle mücadeleyi yeniden başlatmıştı ama şimdi MHP milletvekillerinden, "Yeni Sevr'i önleyeceğiz" rüzgârıyla eş başkanın tek adam olmasına "evet" demesi isteniyor!
Sevr'in temeli, Türkiye'den önce özerk bölgeler sonra devletler çıkarmaktı!
Türk milliyetçileri ne diyor peki? Meselâ Ümit Özdağ diyor ki, "Bu anayasa değişikliğinin 123 ve 126'ncı maddelerinde yapılan değişiklik cumhurbaşkanlığına özerk bölge kurma fırsatı veriyor. Hiçbir MHP'linin, böyle bir anayasa değişikliğine 'evet' demeyeceğine inanıyorum. Meclis'teki Türk milliyetçisi milletvekillerini tanıdığıma inanıyorum. Hiçbir milliyetçiye özerk bölgelerden oluşan federasyonun önünü açtıramazsanız... Açan Türk milliyetçisi değildir zaten."